Onlar da güzel bir iş çıkardı bir kaç okunabilirlik probleminin dışında. | TED | وقاموا بعمل جيد٬ ولكنهم عانوا من بعض المشاكل في القراءة. |
Bugün adamlarınız çok iyi iş çıkardı, Teğmen Geoghegan. | Open Subtitles | رجالك قاموا بعمل جحيمي اليوم , أيها الملازم جوغيجان. |
Bugün adamlarınız çok iyi iş çıkardı, Teğmen Geoghegan. Bizi geçemeyecekler, efendim. | Open Subtitles | رجالك قاموا بعمل جحيمي اليوم , أيها الملازم جوغيجان. |
En azından CHA'nın güvenilen adam olduğunu bularak iyi iş çıkardı. | Open Subtitles | على لاقل هو قام بعمل جيد يإيجد مساعد شيان |
Mükemmel bir iş çıkardı ve Şube Müdürümüzün isminin ilçe meclisine Baltimore Emniyet Müdürü olarak gönderildiğini açıklamak için de bundan daha uygun bir zaman olacağını düşünemiyorum. | Open Subtitles | لقد أبلى بلاءً حسنًا لذلك أعتقد أنه حان الوقت لإعلان أننا سندفع بإسم المدير |
FBI detayları gizlemekte iyi iş çıkardı ama evet, basında hatırı sayılır bir yer buldu. | Open Subtitles | لقد قام المكتب الفدرالي بعمل جيّد في تقليل التّفاصيل لكن أجل، أخذ الإعلام يلعب دوره |
Bu hafta kim harika bir iş çıkardı biliyor musunuz? | Open Subtitles | أتعلمون من قام بعمل رائع هذا الأسبوع ؟ الشرطة |
Gönderdiğiniz ilk ajan boktan bir iş çıkardı. | Open Subtitles | العميل الاول الذي ارسلتموه قام بعمل من الطراو العالمي |
Savcılık bu zamana kadar ki davalarda, jüriyi etkileme konusunda oldukça iyi iş çıkardı. | Open Subtitles | المقاضاة في طريقهم للفوز بهذه القضية وقد قاموا بعمل جيد مع هيئة المحلفين |
Öyle güzel iş çıkardı ki, adam ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | قام بعمل جيد لدرجة أنه إضطر لمغادرة البلاد |
Aslında, öğrencilerimden Thanasis'i belirtmek zorundayım, çünkü o birçok harika iş çıkardı. Sistemin cep telefonu ağları üzerinden de çalıştığını kanıtladı ki bu projeyi olanaklı kılıyor, böylece yüzde 99 oranında kesinlik elde edebiliyoruz. | TED | في الواقع، طالبي ثانسيس، علي أن أذكره نظراً لأنه قام بعمل رائع والآن قد أثبت أنه يعمل عبر شبكة الهاتف المحمول كذلك مما يتيح لهذا المشروع، الحصول على دقة 99 في المئة. |
muhabir iyi iş çıkardı, ona teşekkür ediyorum, fakat birisi pozitif PR mailini, altta geçen yazıları düzenleyen kişiye göndermeyi unutmuş. | TED | فالمراسلة قامت بعمل فائق ، و لها الشكر على ذلك، ولكن أحدهم نسي أن يرسل داخليا في الشركة رسالة الاعلام الايجابي للشخص المشرف على تزويد شريط الأخبار الذي يظهر أوتوماتيكيا أسفل الشاشة. |
Mehrdad iyi iş çıkardı ama motivasyonu azalıyormuş gibi görünüyor. | Open Subtitles | "مهرداد" قام بعمل جيد جداً لكنه يبدو كما لو أن حماسه يقل |
Andy çok iyi iş çıkardı, değil mi? Güzel ve güçlü! | Open Subtitles | لقد قام اندى بعمل عظيم محكم قوى |
Yardıma ihtiyaçları var. İyi iş çıkardı. | Open Subtitles | لقد قام بعمل مدهش , إنّه مجنّد بارع |
Pazarlama bölümü personeli mükemmel bir iş çıkardı. | Open Subtitles | رجالنا فى المبيعات يقومون بعمل رائع .. |
YARlŞ GÜNÜ 6 Haziran - 18 yarıştan 4'üncüsü Ameliyat mükemmel geçti, Dr. Buzzi harika bir iş çıkardı, kaval kemiğine uzun bir pin taktı. | Open Subtitles | الجراح كان مثاليا الدكتور "بوزي" قام بعمل ممتاز |
Bugün gerçekten harika bir iş çıkardı. | Open Subtitles | . لقد قامت بعمل جيد حقاً اليوم |
Bunu kaydetmek isteyebilirsin çünkü çok iyi iş çıkardı. Harikaydı. | Open Subtitles | أنصحك بتسجيله، لأنّ المفاجأة أنّه أبلى حسناً. |
Çok iyi iş çıkardı. | Open Subtitles | سنبقيها هنا لفترة أطول قليلاً لكنها أبلت بلاءاً حسناً |
Diğeri -- bir sonraki yıl, ulusal şampiyonada 32 dakika oynadı ve bizim için muazzam bir iş çıkardı. | TED | وكان الثاني -- في سنته الثانية، قد لعب 32 دقيقة في البطولة الوطنية، وقد حقق عملاً مذهلاً لنا. |
Şu jantlara bak. Bunlarla çok iyi bir iş çıkardı. | Open Subtitles | أنظر إلى هذه الجنوط لقد أبلى بلاءاً حسناً بها |