İş arkadaşları onu en son iki gün önce görmüş. | Open Subtitles | أخر مرة تمت رؤيته من قبل زملاء العمل منذ يومين |
Peki iş arkadaşları ya da eski sevgilileriyle anlaşmazlık yaşadı mı? | Open Subtitles | حسنا هل عانى من مشاكل مع زملاء او خليلات سابقات ؟ |
50 yaşında bir iş adamı artık iş yerinde iş arkadaşları yokmuş gibi hissettiğinden yakındı. | TED | رجل أعمال في الخمسين من عمره اشتكى لي أنه يحس أنه لم يعد لديه زملاء في العمل. |
İş arkadaşları ve hastalarla konuştuğumuzda bir şey duyacak mıyız? | Open Subtitles | عندما نتحدث مع زملائه ومرضاه فلن نسمع عن أيّ شيء؟ |
Ama kadını haftalardır iş arkadaşları da dahil gören olmamış. | Open Subtitles | لكن لا أحد رآها لأكثر من اسبوع بما فيهم زملائها في العمل |
Ailesi, iş arkadaşları ve tüm gazete camiası için büyük bir kayıp. | Open Subtitles | إنّها لخسارة فادحة بالنسبة لعائلته وزملائه والمجتمع الصحافي بأسره |
Fotoğraflar, yerel bir itfaiyede enkazın içinde bir zamanlar evlerinin bulunduğu yerden çok uzakta, kocasının iş arkadaşları tarafından bulunmuştu ve kocasını tanımışlardı. | TED | تم العثور على صور لها من طرف زملاء زوجها في قسم إطفاء محلي في الأنقاض بعيدا جدا من حيث كان منزلهم، وقد تعرفوا عليه. |
Hayatım boyunca, bu türden deneyimler yaşayan kadınlar, arkadaşlar ve iş arkadaşları gördüm ve bunlar ile ilgili nadir olarak konuşuyorlardı. | TED | لذلك خلال حياتي، رأيت نساء أُسر و أصدقاء و زملاء يعيشون مثل هذه التجارب و نادرًا ما يتكلمون عنها. |
Asla bitmez. 75 yıllık araştırmamızda, emekliliğinde en mutlu olan insanlar, iş arkadaşları yerine bilfiil yeni oyun arkadaşları koymaya çalışanlardı. | TED | الناس في دراستنا الذين كانوا أسعد في التقاعد هم الذين عملوا بنشاط ليحل رفقاءهم الجدد محل زملاء العمل. |
Soru beş: Neden iş arkadaşları birbirlerinden hoşlanır? | TED | السؤال الخامس: لماذا ينجذب زملاء العمل غالباً لبعضهم؟ |
Kadını tanıyan bütün iş arkadaşları, komşuları görüp görebileceğiniz en iyi, en kibar, en dürüst insandır diyor. | Open Subtitles | وكل من يعرف هذه المرأة، زملاء العمل والجيران و يقول أنها هي أكرم الأكرمين، اجمل، |
Onun için hayat, iş arkadaşları ve kafedeki rutin içinde akıp gidiyordu. | Open Subtitles | تعيش بشكل هادئ بين زملاء عملها وأعضائها النظاميون |
Onun için hayat, iş arkadaşları ve kafedeki rutin içinde akıp gidiyordu. | Open Subtitles | تعيش بشكل هادئ بين زملاء عملها وأعضائها النظاميون |
Bence iş arkadaşları birbirleriyle iyi geçinmeli. | Open Subtitles | أعتقد بأن زملاء العمل يجب أن تكون لديهم علاقات شخصية جيدة |
Devamlı bir işi, sürekli onu pasif, utangaç ve iyi huylu olarak tanımlayan iş arkadaşları, arkadaşları ve ailesiyle bile iyi ilişkileri var. | Open Subtitles | وظيفة ثابتة علاقات طيبة مع زملاء العمل والأصدقاء والأسرة الذي وصف به عالميا سلبي ، خجول |
Bunu kimse bilmiyor ama iş arkadaşları karısından aldığı özel bir belgeden sonra son birkaç gündür çok gizli kapaklı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لا يبدو أن أحداً يعلم ذلك، لكن زملائه يقولون أنه كان يتصرف بسرية اليومين الماضيين، منذ أن تلقى بلاغاً سرياً من زوجته |
Bunu yapmasa bile iş arkadaşları çok geçmeden uçağı benim sabote ettiğimi anlar. | Open Subtitles | حتى إذا هو لا زملائه س إفهم قريبا بما فيه الكفاية خرّبت تلك الحرفة. |
İş arkadaşları onun yapmacık, ketum ve paranoyak olduğunu düşünür. | Open Subtitles | زملائه سيصفونه بالهستيري مرتاب و يعمل سرا |
Bayan Choi Seon Young'un iş arkadaşları haricinde haber vereceğimiz bir ailesi yoktu. | Open Subtitles | الآنسه تشوي سيون يونغ بإستثناء زملائها هي لا تمتلك عائلة لإبلاغهم |
İş arkadaşları kariyerinde parlayan ve hırslı biri olarak tarif etti. | Open Subtitles | زملائها وصفوها على أنها موهوبة و طموحة. |
Ailesi ve iş arkadaşları nerede olduğunu bilmediklerini iddia ediyor. | Open Subtitles | أفراد عائلته وزملائه بالعمل يصرّون بأنّ ليس لديهم فكرة عن مكانه |
Kaçağın dostları, ailesi, iş arkadaşları, kokain satıcısıyla bağlantıya geç. Onu saklayabilecek herkesle. | Open Subtitles | اتصل بأصدقاء الفارّ، عائلته، زملاءه بالعمل تجّار المخدّرات، أيّ أحد قد يخفيه عنده |
İş arkadaşları bütün hafta garip davrandığını söyledi. | Open Subtitles | زملاؤه يقولونه أن كان يتصرف بغرابة طوال الأسبوع. |