Şey, ben kesinlikle işaretleri onaylıyorum. Kesinlikle dördüncü hanedana ait. | Open Subtitles | حسناً، لقد قمت بتأكيد العلامات ومن المؤكد أنها السلالة الرابعة |
Yıldız işaretleri ve sivrisinek-geçirmezliğin tamamlandığı zamanı gösteriyor. | TED | و تلك العلامات النجمية تمثل الوقت الذى استغرقه إكتمال تحصين المنازل. |
Ama bu işaretleri çocuklarda da görebilirsiniz. | TED | ولكن الأطفال ، يمكننا ان نرى هذه العلامات فيهم |
Uzun zaman bana yakın davrandı ben de işaretleri karıştırdım. | Open Subtitles | إسمع، كانت لطيفة معي لوقت طويل، لذا إختلطت عليّ الإشارات. |
Bana daha önce görmediğim bir şeyi gösterdiğini sanma çünkü cinayetlerinin her tarafında intikam arayan bir adamın işaretleri var. | Open Subtitles | لا تظن أنكِ تظهر إليّ شئ لم أره من قبل لأن سلسلتك لسفك الدماء لديها كل الإشارات لرجل يسعي للعقاب |
Siz, sizin için en iyi olanı bulabilirsiniz, ancak hayatınızda dur işaretleri gerekiyor. | TED | يمكنكم أن تجدوا الأمر المناسب لكم، لكنكم تحتاجون إلى إشارات توقف في حياتكم. |
Gerçek çeklerde ünlem işaretleri olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لا عتقد ان الشيكات الحقيقية بها علامة تعجب |
Şu üzerindeki koyu işaretleri görüyor musun? | Open Subtitles | ترى هذه العلامات الداكنة؟ عبر بقعة الغشاء؟ |
Bunların düzgün "Solda kalın" işaretleri olmadığı belli. Haydi, basıp gidin! | Open Subtitles | و يمكنكم معرفة بأن هذه العلامات ليس ملائمة للأزم اليسار. |
Bize bu işaretleri kim anlatabilir? | Open Subtitles | مَنْ يَسْتَطيع أن يفسر لنا هذه العلامات ؟ |
İkaz işaretleri asmam lazım. | Open Subtitles | علي أن أذهب لوضع بعض . العلامات التحذيرية |
Tek yapman gereken işaretleri aramak. | Open Subtitles | سحقاً، كلّ ما عليك فعله هو أن تبحث عن العلامات |
Ona işaretleri sor. Ne anlama geldiklerini, ne dediklerini sor. | Open Subtitles | أسأليه أسئلة عن العلامات ماذا تعني العلامات, ماذا تقول |
O insanların üzerlerinde taşıdıkları işaretleri okumasını biliyor. | Open Subtitles | إنما أعنى انه كان يعرف كيف يقرأ الناس كيف يقرأ العلامات المطبوعة على |
Bilirsin bu dünyasal sosyal işaretleri kavramada iyi değilim, ama Eve ile çıkıyorsam sen neden kızasın ki ? | Open Subtitles | أنت تعرف، أنا لست سوبر الورك على الإشارات الاجتماعية الدنيوية، ولكن لماذا هل سيكون جنون إذا كنت تعود حواء؟ |
İşlerin büyük anlamda değiştiğinin işaretleri nelerdir peki? | TED | إذاً ما هي الإشارات أن تلك الأشياء تتغير جوهرياً؟ |
Renklerin eğimi, derinliğe yönelik ayrıntıları tüm değişik işaretleri etrafımızdaki tüm dünyayı tek uyumlu bir resimde eşleştiriyor. | TED | بمكننا الجمع بين تدرجات الألوان، وعمقها وجميع أنواع تلك الإشارات المختلفة الموجودة بصورة واحدة لما يحيط بنا. |
Bu süreçte tabii işaretleri yapmak ve düşman saldırılarını püskürtmek de gerekecek. | Open Subtitles | نحتاج أيضاً إلى الوقت لكي نصد هجمات العدو ونقوم بعمل إشارات اليد |
Kapılardan güvenlice geçmemiz için bu kalıcı işaretleri kullanırız. Dövmeyi taşıyan ve yolcular için. | Open Subtitles | إنه علامة دائمة تسمح بمرور حاماها وركابه من البوابات في أمان |
Ve bir böceğin kanatlarındaki işaretleri izleyerek, ürettikleri hava akımını gözümüzde canlandırabiliriz. | TED | وبتقصي الاشارات من أجنحة الحشرات، بإمكاننا تجسيد التيارات الهوائية التي تنتجها. |
Bana bu işaretleri ormanın ürkütücü yerlerine asacak biri lazım. | Open Subtitles | احتاج احدا ليذهب لكي يدق اللافتات في الجزء المرعب من الغابة |
Ancak yüzünde, soluk borusunda bereler ve diğer boğma işaretleri var. | Open Subtitles | لكن هناك رضّات سطحيّة على القصبة الهوائيّة وعلامات أخرى على الخنق. |
Doğum kontrolü uygulamıyorsanız çıkış işaretleri sağ ve solda. | Open Subtitles | لذا، إذا ليس لديكم مانع حمل، لدينا لافتات خروج مضاءة على يساركم ويمينكم. |
Tüm seanslarımızda, soru işaretleri vardı, çünkü sen temelde, bir katil değilsin. | Open Subtitles | في كلّ جلساتنا، كانت لديّ علامات إستفهام لأنّك في القلب لست قاتلاً |
- Hangi işaretleri? İşaret falan yoktu. | Open Subtitles | لم تكن هناك اي اشارات انا اشرت إلى لا شيء |
Ufak işaretleri toplamalısınız. | Open Subtitles | تَلتقطُ إشاراتَ صَغيرةَ. |
İçten içe ne kadar zarar gördüğünü gösteren işaretleri görmeliydim diye düşünüyorsun. | Open Subtitles | هناك دلائل التي كان يجب أن تلاحظها عما كم كانت تتألم بداخلها |
Bilimin ön cephesindeki yeni buluşlar, cinsiyeti belirleyen biyo işaretleri su yüzüne çıkarıyor. | TED | إن الاكتشافات الجديدة في صدارة العلوم تسلط الضوء على المؤشرات البيولوجية التي تحدد النوع |
Yer işaretleri değişir, canlılar büyür her şey, biliyor musun? | Open Subtitles | المعالم الرئيسية تغيّرت، الأشياء تنمو... جميع تلك الأشياء، كما تعلمين؟ |
İşaretleri anlamıyordu ama Sue için sorun yoktu. | Open Subtitles | هو لم يكن يستوعب التلميحات لكن سو ظنت أنه لابأس بذلك لأن لديها وقت |