Peki geriye kim kaldı? Çalışanlar, işbirliğinin eksikliğini kendi aşırı bireysel çabalarıyla, telafi etmek zorunda kalacaklar. | TED | إذاً من بقي؟ الموظفين، المجبرين على تعويض النقص في التعاون من خلال جهودهم الفردية الجبارة. |
Bunun cevabını bulabilirsiniz. Yani kollektif olarak işbirliği içinde çalışarak bir resim oluşturmak işbirliğinin şeklini değiştiriyor. | TED | ستتمكن من معرفة ذلك فعل ذلك بشكل جماعي وتعاوني في بناء الصورة يحوّل شكل التعاون |
Bu seviyede bir işbirliğinin başta olmaması bir talihsizlik. | Open Subtitles | من المؤسف بأن هذا التعاون لم يكن واضحاً منذ البداية |
Geleceğimizi hapse kapattıktan sonra işbirliğinin devam edeceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تتوقعين مواصلة التحالف بعد أن ألقيت مستقبلنا في السجن؟ |
Belki de bu işbirliğinin başarısızlığa uğraması, onların başka bir yolunun olmadığını düşünmesine yol açmıştır. | Open Subtitles | محتمل أن فشل التحالف أقنعهم أنه لايوجد طريقة أخرى |
Ama bence Eileen bundan ne kazandığımızı en iyi şekilde anlatıyor, ve bu da işbirliğinin gerçek keyfi. | TED | لكني أعتقد بأن "إيلين" عبرت بصورة أفضل عما نخرج به من هذا، وهو الفرح الحقيقي للتعاون. |
Bu işbirliğinin bir diğer yönü de afetlere yardım konusu. | TED | جانب آخر من هذه الشراكة هو الإغاثة فى حالات الطوارئ |
Ama bazı böcekler işbirliğinin tam tersini yaparak kazanç sağlar. | Open Subtitles | لكن بعض الحشرات تنتفع بفعلها لما هو نقيض التعاون. |
Bizim güvenlikçilere işbirliğinin önemini izah ediyordum. | Open Subtitles | كنت لتوي أشرح لرجل الأمن المأجور هنا فوائد التعاون |
İşbirliğinin büyük çoğunluğu CIA ile NSA ajanları arasında geçmiş. | Open Subtitles | نعم يعود ذلك بشكل كبير الى بواسطة التعاون بين وكالة الاستخبارات وعملاء وكالة الامن القومي |
Yeni bir dünya düzeninin kendini göstermeye başladığını ve bu düzenle birlikte yeni ve ilerici uluslararası işbirliğinin temellerinin atıldığını düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن النظام العالمي الجديد يظهر، و، معه، الأسس لحقبة جديدة و مُطَورة من التعاون الدولي. |
İşbirliğinin neticesinden hepimizin faydalanıyor olması kuşkusuz ki sevindirici bir hadise. | Open Subtitles | إنه أمر بديع أن يحقق التعاون منفعة للجميع |
Dil, sosyal teknolojinin bir bölümüdür, işbirliğinin faydaları yoğunlaşşsın diye-- anlaşmalara ulaşılsın, pazarlıklar yapılsın ve aktivitelerimiz koordinasyon içinde olsun diye gelişmiştir | TED | اللغة جزء من تقنية اجتماعية لتعزز فوائد التعاون -- للوصول لاتفاقات، وعقد صفقات ولتنسيق نشاطاتنا. |
İşbirliğinin disiplinler arasında çalışması mümkün mü? | TED | دراسة التعاون المشترك بين التخصصات؟ |
Uluslararası işbirliğinin alçakgönüllü ve meraklı iletişimi sayesinde kanserli diz alındıktan sonra hastanın ayak bileğini diz olarak yeniden tasarlayabileceğimizi öğrendik. | TED | وبسبب التواصل المتواضع والمليء بالفضول ومن خلال التعاون الدولي، تعلمنا أنه بإمكاننا إعادة توظيف الكاحل ليحل محل الركبة عندما وجب علينا بتر الركبة المصابة بالسرطان. |
Bu salgınları ortaya çıktıklarında anlayabildiğimizden ve bunları kontrol etmek için gerekli bilgileri hızla sağlayabildiğimizden emin olmak için dünyadaki teknik işbirliğinin birlikte çalıştığından emin olmalıyız. | TED | يتعين علينا التأكد أن التعاون التقني في العالم موجود للعمل معًا لضمان أننا نستطيع فهم انتشار الأوبئة عندما تحدث وتوفير المعلومات اللازمة بسرعة للسيطرة عليها. |
Geleceğimizi hapse kapattıktan sonra işbirliğinin devam edeceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تتوقعين أن يستمر التحالف بعد أن ألقيتِ بمُستقبلنا في السجن؟ |
Böyle bir işbirliğinin ödülü de büyük olurdu. | Open Subtitles | مكافئة مثل هذا التحالف ستكون عظيمة |
Bu, Perl geliştiricileri arasındaki çevrimiçi sosyal işbirliğinin fantastik haritası. | TED | هذه هي خريطة رائعة للتعاون الاجتماعي عبر الإنترنت بين مطورين لغة بيرل . |
- Bu işbirliğinin karşılığı ne olacak? | Open Subtitles | -بشأن هذه الشراكة ؟ -حسنا ، كنت أفكر في ... |