| Onu bunu fırlatıyorlar, hatta biri yere işedi! | Open Subtitles | إنهم يرمون الأشياء .. حتى أن أحدهم تبول على الأرضية |
| - Bir saattir burada oturuyoruz. Şimdiden üç kez işedi. | Open Subtitles | نحن جالسان هنا منذ ساعة ، لقد تبول 3 مرات حتى الآن |
| Evet şunun dışında. Tim denen çocuk, buz makinesine işedi. Ama bu kolay. | Open Subtitles | نعم , بإستثناء ذلك الولد تيم الذي تبول في جاهز الثلج, كان هذا سهلاً. |
| Sanırım köpek benim bacağıma işedi. | Open Subtitles | أعتقد الكلب فقط تبوّل على رجلي. |
| Çünkü o sarışın kadın tüm suratına işedi. | Open Subtitles | ذلك بسبب السيدة الشقراء قد تبولت على وجهك |
| Hale gitti, tatlım. Hayatı için yalvarırken deri pantolonuna işedi, seni terketti, ne korkak ama. | Open Subtitles | لقد غادر هايل ، بلل سرواله الجلدي عندما كان يتوسّل لإنقاذ حياته ، تركك كالجبان |
| Bacaklarını açtı ve yok etmek istermiş gibi ekrana işedi. | Open Subtitles | تباعد بين رجليها و تتبول على الشاشة كما لو كانت تريد أن تنجسه |
| Beynini patladan önce yalvardı ve altına işedi. | Open Subtitles | لقد إستجدى لأتركه حياً و تبول بملابسه قبل أن أقتله |
| " Parmakları kan içinde ve bak, şu adam olduğu yerde işedi " | Open Subtitles | ♪ كل الأصابع تنزف انظر الى هذا الشاب لقد تبول ♪ |
| - Baba, Kılçık yine yere işedi. | Open Subtitles | أبي، تبول عظمة السمك على الأرض مرة أخرى. |
| O zaman, tahmin edin kim kütüphaneye işedi? | Open Subtitles | إذن إحزروا مـن تبول على المكتبـة ؟ |
| Üzerime işedi. Pek hazzettiğim bir şey değil. | Open Subtitles | حسناً، لقد تبول عليَّ لا أحب هذا |
| Benjamin eve gitmek zorunda kaldı çünkü altına işedi. | Open Subtitles | امى هل تعلمين ماذا حدث اليوم -بنجامين عليه العودة للمنزل لأنه تبول فى بنطاله |
| Büyük annem bıraktı bunu bana. O sandalyeye oturmazsan! Küçük eşkıya üstüne işedi de. | Open Subtitles | أنت لا تمانعي في الجلوس على هذا الكرسي! الصغير فيلا تبول على ذلك. |
| Altına işedi, sonra da uyuyakaldı. | Open Subtitles | لقد تبوّل على نفسه .و غطّ في النوم |
| Şişko köpeğin Joey Banks'ımın üstüne işedi. | Open Subtitles | كلبك السمين تبوّل على جاكيتي الغالي |
| Gülünce altına kaçıran teyzen var ya, geçen Noel bütün kanepeye işedi. | Open Subtitles | عمتك تبولت على الأريكة كلها في عيد الميلاد الماضي |
| Sanırım sizinki, Dit-O altına işedi. | Open Subtitles | فى الواقع ان ديت اوه هو الذى بلل سرواله |
| Bu lanet köpek üstüme işedi. Aferin ona. | Open Subtitles | أيتها السيدة , أخبري كلبتك اللعينة بأن لا تتبول علي |
| O havuza kim bilir kaç kişi işedi. | Open Subtitles | هل تعلم كم شخص قضى حاجته هنا؟ |
| Anne ve babasının yanından ayrıldı, ilk iş olarak ayakkabıma işedi, elbiselerime bokladı, işte böyle. | Open Subtitles | ترك أبويه,كان يتبول على حذائي وملابسي ! هذا هو |
| Geç kaldın. Bu kurbağayı seninle birlikte ezmek için bekliyordum ama elime işedi. | Open Subtitles | لقد تأخّرت، كنت انتظر حتى أهشم هذا الضفدع معك، فتبول في يدي |
| Aslında hayır ağzıma işedi. | Open Subtitles | لا في الواقع قضت حاجتها في فمي |
| Mesafe normal değildi. Çok uzağa işedi. | Open Subtitles | ليس مدى بعيدًا طبيعيّ، بل مدى طويل على نحوٍ مخيف. |
| - Sanırım elime işedi. - Hayır, olamaz. | Open Subtitles | سيّدة عزباء، لديها الكثير من الأوشام. أظنّ بأنّها تبوّلت عليّ. |
| - Adam gelip bahçemize işedi. | Open Subtitles | لقد أتى الرجل وتبوّل على العشب خاصتنا |
| Ay'a işedi. Bilmiyor muydun? | Open Subtitles | لقد بال على نفسه ألا تعرفين هذا ؟ |
| Elektrikli tellere işedi. | Open Subtitles | ومن ثم بال على السياج الألكتروني |
| Tahmin et kim uçakta yumurtlama çubuğunun üzerine işedi? | Open Subtitles | احزر من بوّل على أداة إختبار الحمل على متن الطائرة؟ |