| Ne benim için kalabilirsin, ne de işin için. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تبقي من أجلي لا يمكنك أن تبقي من أجل عملك |
| Sadece 12 yıl sonra.. ...beni görmeye gelişinin işin için kılıf olmasına üzülüyorum. | Open Subtitles | إنما حزينة أن الوقت الوحيد الذي جئت فيه لرؤيتي منذ 12 سنة، كان غطاء من أجل عملك |
| Senin bu boktan işin için sırada bekleyen 20 kız var. | Open Subtitles | . لدي 20 فتاة تنتظر من أجل عملك المقرف |
| 15 saniye önce hala işin için endişelendiğin sırada-- seni daha çok seviyordum. | Open Subtitles | كنت أحبك اكثر قبل 15 ثانية عندما كنت خائفا على عملك |
| Büyük işin için tebrikler, sanırım. | Open Subtitles | تهانيّ ، أعتقد ، على عملك الضخم |
| İşin için beni terketmene rağmen ben uzun bir süre başka birine bakmadım. | Open Subtitles | وعندما افكر بانك تركتني من اجل عملك فترة طويلة قبل ان اقابل رجل اخر |
| O zaman eski aptal işin için aptal şehirdeki aptal görüşmeye gitme! | Open Subtitles | اذا لا تذْهبُ إلى إجتماعكَ الغبيِ حول شغلكَ الجديد الغبي في المدينةِ الغبيةِ! |
| İşin için benim kalbimi mi sattın? | Open Subtitles | لقد بعت قلبي من أجل عملك |
| Ve işin için.. Ama bu.. | Open Subtitles | ومن أجل عملك أيضا, لكن هذا... |
| Kendi vücudun için çalışmak buradasın, kendi işin için değil. | Open Subtitles | أنت هنا كي تعمل على جسمك وليس على عملك |
| - İşin için endişelenmiyorum. | Open Subtitles | -لست قلق على عملك حسنا. |
| İşin için asla özür dileme. | Open Subtitles | -لا تعتذر قط على عملك |
| Sonia, bu, işin için bazen Paris'te bazen Londra'da dolaşıp duracağını gösteriyor. | Open Subtitles | سونيا ، ان هذا يعني انكي... . سوف تسافرين كثيرا من اجل عملك هذا |
| Yoksa işin için mi? | Open Subtitles | من اجل عملك , ربما ؟ |
| - Eğer ben bir kadının banyosuna saklandım diye kovulmuyorsam, bence işin için endişelenmene gerek yok. | Open Subtitles | - إذا أنا لَمْ أَحْصلْ على مطرودِ... لhidin ' في بَعْض دُشِ الإمرأةِ، أعتقد شغلكَ آمن. |