İşler kötüye giderse, şehrin ilk eşcinsel belediye başkanı gelip işi düzeltmeye çalışacak. | Open Subtitles | وعندما تسوء الأمور وأول مراقب شاذ للمدينة سوف يظهر ويلعب دور صانع السلام |
İşler kötüye gitti mi, birden ben de aileden oluyorum. | Open Subtitles | عندما تسوء الأمور أصبحُ فجأةً فرداً من العائلة |
Her zaman işler kötüye gittiğinde konuyu değiştirmenin en iyi fikir olduğunu düşünmüşümdür. | Open Subtitles | لطالما إعتقدت بأنه عندما تسوء الأمور أفضل حل هو تغيير الموضوع |
Hızlı, kolay, çirkin plânın işler kötüye giderse işe yarayacağını biliyorum. | Open Subtitles | الخطة السريعة والبسيطة والقبيحة التي أعرف أنّها ستنجح لو ساءت الأمور. |
İlaçları aldıklarından emin olun. İşler kötüye giderse bize haber verin. | Open Subtitles | احرص على أن يأخذوا دواءهم واتصل بنا لو ساءت الأمور |
İşler kötüye gidince-- mallarını kaybettiklerinde,... şoförleri ve adamları hapsi boyladıklarında... insanlar birbirlerini öldürmeye başlıyorlar. | Open Subtitles | عندما تكون الأشياء سيئة وعندما يفقدون المخدرات عندما يفقدون السائقين والرجال سيسجنون يبدأ الناس بقتل بعضهم البعض |
Söylemedi deme, işler kötüye giderse, bu herifin bir şeyden kıllandığını düşünürsem, anında bu işten vazgeçerim. | Open Subtitles | أنا أخبرك إن فسد هذا الشيء إن بدا و كأن ذاك الرجل يكتشف شيئاً ما سأنزع القابس عن كل شيء هنا و بسرعة |
Bunu söylemek istemezdim ama işler kötüye gidiyor. | Open Subtitles | أكره أن أخبركم بهذا لكن الأمور تسوء أكثر |
İşler kötüye giderse, delili ortaya çıkarsın. | Open Subtitles | اذا سارت الامور جنوبا، فقط اخبره بتحريره |
İşler kötüye gittiğinde, biraz dağıtmak gerekir. | Open Subtitles | عندما تسوء الأمور, فتذهب للتسكع في الحانات |
Harika. İşler kötüye giderse, herkese canınız cehenneme derim. | Open Subtitles | عندما تسوء الأمور سأخبر الجميع أن يلعنوا أنفسهم |
Bu arada işler kötüye gittiğinde, bayağı bayağı kötüye gittiğinde ellerimizi tutun ve sakın bırakmayın. | Open Subtitles | وعندما تسوء الأمور فعلا تسوء أمسكو بايدينا ولا تتركوننا |
Ve işler kötüye gittiğinde, hala bir planın parçasıdır, bilirsin işte... | Open Subtitles | وحين تسوء الأمور .. تبقى جزء من الخطة، تكون |
İşler kötüye gittiğinde bana destek olacağını biliyordum. | Open Subtitles | عندما تسوء الأمور أعلم بأنك ستحصل على دعمي |
İşler kötüye gittiğinde hemen harekete geçmek lazım. | Open Subtitles | عليك التصرّف بسرعة عندما تسوء الأمور |
Zînâ yaptığını itiraf edince işler kötüye gitmeye başladı. | Open Subtitles | حين تعترف بالخيانة تسوء الأمور |
İşler kötüye giderse ne yapacağımız konusunda anlaşmıştık. | Open Subtitles | لقد عقدنا اتفاقا ماذا سيحدث لو ساءت الأمور |
İşler kötüye giderse Mossad'ı suçlarız. | Open Subtitles | إن ساءت الأمور ستلقي باللوم على الموساد ليست مضحكة |
Tek bilmek istediğim, benimle ilgili işler kötüye gittiğinde gerekeni yapabilecek olman. | Open Subtitles | أنا فقط أريد أن أعلم أنه إذا ساءت الأمور معي، |
Burada işler kötüye giderse diye sana söylemek istedim. | Open Subtitles | إنّني أخبرك بذلك، في حال ساءت الأمور علينا |
İşler kötüye gidince-- mallarını kaybettiklerinde,... şoförleri ve adamları hapsi boyladıklarında... insanlar birbirlerini öldürmeye başlıyorlar. | Open Subtitles | عندما تكون الأشياء سيئة وعندما يفقدون المخدرات عندما يفقدون السائقين والرجال سيسجنون يبدأ الناس بقتل بعضهم البعض |
Söylemedi deme, işler kötüye giderse, bu herifin bir şeyden kıllandığını düşünürsem, anında bu işten vazgeçerim. | Open Subtitles | أنا أخبرك إن فسد هذا الشيء إن بدا و كأن ذاك الرجل يكتشف شيئاً ما سأنزع القابس عن كل شيء هنا و بسرعة |
İlişkimize devam edersek ki harika olduğunu düşünüyorum ve işler kötüye gitmeye başlarsa sana haber veririm. | Open Subtitles | ماذا لو نستمر في ما نفعله وهو شيء أراه رائعا ولو بدأت الأمور تسوء |
İşler kötüye giderse Crocker'ın icabına bakmamı ister misin? | Open Subtitles | نايثن احرز تقدما , ولكن اذا سارت الامور جنوبا ، انت تريد مني الاهتمام بكروكر؟ |