Ve sonunda biz burda 9 yılımızı hükümeti petrole bulanmış pek çok penguen olduğuna ikna etmeye çalışarak geçirdik. | TED | وبذلك انتهى بنا المطاف نقضي تسع سنوات في إقناع الحكومة بموضوع وجود الكثير من طيور البطريق الغارقة في النفط |
Bütün gün insanları, bunun bir çıkma olmadığına ikna etmeye çalıştım. | Open Subtitles | لقد قضيت معظم اليوم أحاول إقناع الناس أن هذا ليس موعداً |
Kanını almak için ikna etmeye çalışıyoruz ama zorla alamayız. | Open Subtitles | سنحاول ثانيةً إقناعه على سحب الدم لكن لا يمكن إجباره |
Baş editör bana uzun bir konuşma yaptı, içimde, yüzücü hayatımla ilgili bir kitap olduğuna beni ikna etmeye çalıştı. | TED | جلس معي رئيس التحرير وقام بالتحدث معي لمدة طويلة، محاولاً إقناعي أن هناك كتاباً في داخلي. عن حياتي كسباحة. |
Ezelden beri Lynly'i hukuk fakültesine gitmeye ikna etmeye çalııyorum. | Open Subtitles | لقد كنت احاول جاهدا اقناع ليلن بان تلتحق بكلية الحقوق |
Buradayken güvende olduğuna ikna etmeye çalıştım onu ama aynı safta olduğu kişileri karşı safta görmekte ısrar etti. | Open Subtitles | حاولتُ إقناعها بأنّها بمأمن هنا لكنّها لمْ تكفّ عن البحث عن أعداء في الوقت الذي هي فيه بين أصدقاء |
Seninle tartışmayacağım ya da seni ikna etmeye çalışmayacağım biliyorum, artık bitti, farkındayım. | Open Subtitles | لا أريد أن أجادل أو أحاول إقناعك أعلم أن علاقتنا انتهت أعرف هذا |
Ben de annemi bavulumdaki şeyin elektrikli meyve soyacağı olduğuna ikna etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | وأحاول إقناع أمي بأنّ ما في حقيبتي مكوّرة بطيخ كهربائية كبيرة، خمّن ماذا؟ |
Ben Vali'yi ikna etmeye çalıştım ama Papa dediğinde diretiyormuş. | Open Subtitles | حاولت إقناع الحاكم بهذا لكن لا أحد سيستطيع إقناع القديس |
Herkesi gelmeye ikna etmeye çalıştım ama yapacak bir sürü işleri vardı. | Open Subtitles | حاولت إقناع الجميع بالقدوم لكن جميهم كان لديهم الكثير مما يجري معهم |
Geçtiğimiz yılı da insanları yapmadığıma ikna etmeye çalışarak geçirdim. | Open Subtitles | قضيت العام الماضي أحاول إقناع الناس أنني لم أفعل ذلك |
Şimdi de neden yapmadığın konusunda beni ikna etmeye geldin. | Open Subtitles | الآن كنت قد وصلنا إلى إقناع لي لماذا لا ينبغي. |
Gitmemesi için ikna etmeye çalıştım kimsenin savaşı olmadığını söyledim ama dinlemedi. | Open Subtitles | حاولت إقناعه ألّا يذهب أخبرته أنها حرب للا شيء, لكنه لم يستمع |
Bir oyunun yapımcıIığı konusunda onu ikna etmeye çalışıyorum. Onu severim. | Open Subtitles | أحاول إقناعه لإنتاج مسرحية ، أعتقد أنه سيرضى |
Ya dersi erken bitirdiğinize beni ikna etmeye çalışırlarsa? | Open Subtitles | ماذا إن حاولوا إقناعي بإنك تركتيهم وغادرت ليلاً |
Umarım beni notu değiştirmeye ikna etmeye gelmemişsinizdir. | Open Subtitles | اؤجو ان لا تكونوا هنا لتحاولوا إقناعي لتغيير درجات ألي |
Honduraslıları şu konuda ikna etmeye çalışıyordum, eğer yeni bir şehir inşa ederseniz, en azından 1.000 kilometrekarelik bir alanla başlamalısınız. | TED | لذلك كنت احاول اقناع الهوندوراسيين اذا بنيتم مدينة جديدة, يجب عليكم البدا بموقع لا يقل عن 1000 كيلو متر مربع. |
Hayatımızın sadece tehlikeden ibaret olmadığına ikna etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول إقناعها أن حياتنا ليست خطر هنا فقط |
Söz verip sizi ikna etmeye çalismayacagim. Ama bana bir sans verin Dedektif. | Open Subtitles | لن أحاول إقناعك بالوعود ولكن أيها التحري، أعطني فرصة |
Jeannie'yi büyük bir hata yaptığına ikna etmeye çalıştım. | Open Subtitles | حاولت أن أقنع جيني أنها تقع في غلطة كبيرة |
Bu nedenle biz de, bu ormanların korunması gerektiği konusunda yetkili kurumları ikna etmeye çalışıyoruz. | TED | ومهمتنا هي لإقناع السلطات أن هذه الغابات يجب أن تكون محمية. |
Beni seni de kovmaya ikna etmeye çalıştı ama bu çok kolay olurdu. | Open Subtitles | حاول اقناعي بأن أفصلك أيضا، ولكن ذلك سيكون هيّنا عليك. |
Kendimi, bunların birtakım batıl inanışlar olduğuna ikna etmeye çalıştım. | Open Subtitles | لقد حاولت أقناع نفسي بأنه قد كان فقط حديث خرافي |
Lola senin hain ve açgözlü olduğunda dair beni ikna etmeye çalışmıştı. | Open Subtitles | لولا حاولت أقناعي بأن هناك جوانب أخرى لك غير الغدر والجشع. |
Bizi evet oyu vermemiz için ikna etmeye çalışacağınızı sanıyordum. | Open Subtitles | كان لدي إنطباعا.. أننا هنا لتستطيعي إقناعنا بالتصويت بـ نعم |
Rüşvet alması için onu ikna etmeye çalıştım. | Open Subtitles | في الحقيقه انا من حاول اقناعه ليأخذ بعض المال |
Şimdi bu istatistikler kıçımızı daha sık kaldırmamız gerektiği konusunda bizi ikna etmeye yetmeli fakat bana biraz benziyorsanız eğer, bu olmayacaktır. | TED | الآن، أي من تلك الإحصائيات يجب أن تقنع كل واحد منا لتجنب الجلوس أكثر، ولكن إذا كنت مثلي، فهذا لا ينفع |
Son bir saatimi Almanları, onları aşağılamadığımıza ikna etmeye çalışarak geçirdim. | Open Subtitles | قضيت الساعة الماضية بإقناع الألمانيين أننا لم نتعمد إذلالهم |