Görünüşe bakılırsa, arkadaşın ne soloyla ne düetle ilgilenmiyor gibi. | Open Subtitles | يبدو أنّ صديقك لا يهتم بالغناء الفردي ولا حتّى الثنائي |
Eşim uzu zamandır benimle ilgilenmiyor. | TED | أنا مكتئب . شريكي لم يهتم بي من وقت طويل. |
O anketle ilgilenmiyor... ve ben ona rahatsız edilmeyeceği sözünü verdim. | Open Subtitles | أنه غير مهتم بالأحصاء و لقد وعدته بانه لن يتم ازعاجه |
Fakat barın sahibiyle konuştum, teklifinize teşekkür ediyor ama barı satmakla ilgilenmiyor. | Open Subtitles | ولكنى تحدثت مع المالك هو يقدر العرض ولكنه ليس مهتم ببيع الحانه |
Bunların çoğu genetiği tasarlanmış bebeklerle ilgilenmiyor. | TED | والجدير ذكره بأن الأغلبية غير مهتمة بالأجنة المعدلة. |
Biliyorum. Ama binbaşı penisilinle ilgilenmiyor. | Open Subtitles | أنا أعرف كل ذلك، ولكن الجنرال ليس مهتماً بالبنسلين |
Hem bildiğim kadarıyla artık onunla ilgilenmiyor. | Open Subtitles | إلى جانب أن كل ما أعرفه بأنه لم يعتد مهتمًا بها أبدًا |
Ne zaman ki sürdürebilir yatırımdan söz ediyorsunuz, kimse ilgilenmiyor. | TED | عندما تتحدث عن الاستثمار المستدام لا أحد يهتم |
Artık sıradan insanla çok da ilgilenmiyor ve bu politik hastalık teşhisinin doğru olduğunu düşünüyorum. | TED | لم يعد يهتم حتى بأمر هذا الشخص العادي واظن أنا هذا تشخيص صحيح عن المرض السياسي |
Evet, Tanrı dünyayı sonsuza dek yada en azından çok uzun bir süreliğine, sular altında bırakacak, ve hiç kimse bitkilerle ilgilenmiyor. | TED | الآن لدينا الله وهو على وشك القيام بغمر الارض بالمياه بصورة تامة لفترة طويلة من الزمن ولن يهتم احدٌ بالنباتات |
Görüyorum ki hiç kimse, benimle ilgilenmiyor. | Open Subtitles | انا مهتم بيومي وحدي دون مشاركة احد لا احد يهتم بي. |
Belki de sevdiğini sanıyor ama asıl gerçek benimle ilgilenmiyor bile. | Open Subtitles | ربما يعتقد إنه يحاول ..لكن الحقيقة إنه فقط غير مهتم |
Sopaları için endişelenen birine göre, golfle pek ilgilenmiyor. | Open Subtitles | لست مهتم جداً بلعبة الغولف بالنسبة لشخص أصيب بنوبة حول ناديه. |
Kumandaya basmakla çok ilgilenmiyor gibi görünüyor. | TED | لا يبدو أنها مهتمة بالضغط على جهاز التحكم. |
Mesele açık. Mahkeme böyle tanıklarla ilgilenmiyor. | Open Subtitles | لقد نظرت في الأمر ، المحكمة ليست مهتمة بهؤلاء الشهــود |
Kitabından başka ya da bölüm başkanı olmanın dışında, başka hiçbir şeyle ilgilenmiyor gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تبدو مهتماً بأي شيء غير كتابك أو أن تصبح رئيس القسم |
İnsanların çoğu cinayet mahalinin fotoğraflarını almakla ilgilenmiyor. | Open Subtitles | اغلب الناس غير مهتمين بشراء صور لمسرح الجريمة. |
Yalnız hiç kimse onlarla yarısı kadar bile ilgilenmiyor. Onlara sen bakamayacaksın. | Open Subtitles | فقط لاأحد يعتني بهم وأنت لن تستطيع الإعتناء بهم أيضا |
On dakikadır konuşuyorum. Kimse benimle ilgilenmiyor. | Open Subtitles | عشر دقائق وأنا أتكلم ولا أحد يعطيني أي اهتمام صحيح ؟ |
Artık bu iki şempanzeden birisi bu görevle pek de ilgilenmiyor. | TED | وبالتالي فأحد الإثنين لم يعد في الواقع مهتما بالمهمة. |
O adamla çıkmaya başladığından beri seninle hiç ilgilenmiyor. | Open Subtitles | أمّكَ لا تعيرك أي إهتمام منذ أن بَدأتْ تُواعدُ ذلك الرجلِ |
"Şirket şu an senin hizmetlerinle ilgilenmiyor." | Open Subtitles | الشركه ليست مهتمه في خدماتك لهذا الوقت |
Birkaç bakan oldu ama kimse ilgilenmiyor. | Open Subtitles | ،أتى بعض المستأجرين ولكن لا أحد مُهتم |
Bunun nedeni yemek ile ilgilenmiyor olmam. | Open Subtitles | لأنّي لستُ مهتمّاً بالطعام |