Bunu hiçbir miktar para telafi edemez biliyorum ve bu da muhtemelen konuşmak isteyeceğiniz en son konu. | Open Subtitles | أعلم أنه لا يوجد مبلغ من المال سيعوضكم عن خسارتكم و الأرجح أن هذا هو آخر شيء ترغبون بالتحدث به |
Bana gelince, ağzınız kan ve dişle dolu olunca... görmek isteyeceğiniz bir kişi oluyor. | Open Subtitles | "أمّا بالنسبة لي، فحين تمتلئ أفواهكم بالدم والأسنان" "فثمّة شخص وحيد ترغبون برؤيته أكثر من أي شخص آخر" |
- 30'a kadar. İşte satın almak isteyeceğiniz ilk kişisel bilgisayar. | Open Subtitles | هذا هو الكمبيوتر الشخصي الأول الذي سترغب في شراءه |
Buradaki insanlar sizin iletişim kurmak isteyeceğiniz insanlar olacak. | Open Subtitles | هؤلاء هم الناس الذين سترغب بالتواصل معهم |
Ve bu muhtemelen, köprünün üzerinde sürmeye başlamadan önce yanıtlamak isteyeceğiniz bir sorudur. | TED | وهذا سؤال قد تريد الإجابة عليه قبل القيادة عبر هذا الجسر |
Bağımsızlık yüzmek isteyeceğiniz bir okyanus değil, karşıya geçmek için bir ırmak. Böylece sadece kendinizi karşıya geçmeye adayabilirsiniz. | TED | ليست الحرية محيطاً تريد السباحة فيه، بل هي نهر تريد قطعه، لذلك بإمكانك الالتزام والبقاء في الجهة الأخرى. |
Sıradaki konuğumuz, bir gece işten eve dönerken adamın biri suratınıza silah dayadığında yakınınzda olmasını isteyeceğiniz türden biri. | Open Subtitles | ضيفنا التالي، هو الرجل الذي ترغبون بوجوده في الجوار حينما تمشون عائدين إلى منازلكم من العمل في ليلةٍ ما، ويوجه شخصٌ ما مسدسه إليكم. |
Kaptan, Duymak isteyeceğiniz bir şeyler yakaladık. | Open Subtitles | أيها الكابتن , هناك شئ ربما تريد أن تسمعه |
Orada hiç birşey yok, valla. Kuzey. Gitmek isteyeceğiniz yer orası. | Open Subtitles | لا يوجد شئ هناك أوعدك شمال هذا حيث تريد الذهاب |
Bir şair şöyle söylemiş olabilir, o sürekli seks yapmak isteyeceğiniz türden kadınlardandı. | Open Subtitles | وشاعريمكنالقول، كانت هذا النوع من امرأة لكم فقط تريد أن تمارس معه الجنس مرارا وتكرارا |