| Mektubumu bitiriyorum aşkım... bu gece çocuklarımı yataklarında iyice ört. | Open Subtitles | لذا، باختصار يا حبيبتي الليلة، غطي الأطفال جيداً في الفراش |
| Bu maymunlara iyice bir bak. Telefonunu kimin aldığını söyle. | Open Subtitles | إنظرى جيداً إلى هؤلاء القرود أخبرينى من الذى أخذ الهاتف |
| En geçerli plan genellikle iyice gizlenip gözden uzak durmaktır. | Open Subtitles | والخطة الأمثل هي أن تختبئ جيداً وتبقي بعيداً عن الأنظار |
| İyice kontrol etmezsem Başkan Yardımcısı'nın ofisinin önünden bile geçemem bir daha. | Open Subtitles | ان لم اتحقق جيدا فل استطيع المرور من امام مكتب نائب الرئيس |
| Oraya iyice bak. Orası seni sevdiğimi ilk anladığım yer. | Open Subtitles | و انظرى له جيدا هناك عرفت اول مرة اننى احبك |
| Sadece bunu iyice düşündüğünden emin olmak istedim ben, yardım etmek istiyorum sana-- | Open Subtitles | أردت فقط التأكد انكِ فكرتي ملياً في هذا القرار انا.. أردت فقط المساعده |
| İyice bakın, bu günümüzün temiz kömür teknolojisi. | TED | خذوا نظرة فاحصة طويلة، هذه هي تكنلوجيا اليوم للفحم النظيف. |
| İyice incelediniz mi? "Gay ajandası". | TED | هل تجرّعتموها جيداً ؟ أجندات مثليي الجنس. |
| Sana ışıkta iyice bir bakmak istedim. | Open Subtitles | أنا فقط أريد أن أنظر إليك جيداً فى الضوء |
| Bunlara iyice bak, Raymond. Ve bakarken de, dinle. | Open Subtitles | أنظر نحوهم جيداً يا ريموند وبينما تنظر .. |
| - Hayır. Bavulsuz geldiğine göre ona iyice bakmış olmalısın. | Open Subtitles | جاء فارغاً، ذلك يعني إنك نظرت إليه جيداً أكثر من اللازم |
| Umarım onları iyice fırçalamışsınızdır. | Open Subtitles | .أتمنى منك أن تهتمي بتنظيفهم جيداً بالفرشاة |
| - Evet. Beni artık iyice tanıyorsunuz sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنكِ تعرفينني كافياً و جيداً حتى الآن. |
| Onu aşağıya götürün ve iyice yıkandığından emin olun! | Open Subtitles | رافقيها إلى الأسفل وتأكدي من تنظيفها جيداً |
| İyice sarın, Miranda. Dışarısı buz gibi. Burası da öyle. | Open Subtitles | يجب ان تلتحفى جيدا يا ميراندا ,انها برد هنا وهناك |
| inan bana, bu ufakligi iyice taniyinca... onu tüm kalbinle seveceksin. | Open Subtitles | ثق بي، ذات يوم ستتعرف عليه جيدا وستحبه من كل قلبك |
| Herhangi biri kullandı mı peki, Kate ? İyice düşün. | Open Subtitles | كايت ,هل هناك أي أحد استخدم هذا الهاتف فكري جيدا |
| Beyler, bunu iyice düşündüm de bu yangın olayı kontratın imzalanmasını kuşkusuz askıya alacak. | Open Subtitles | أيها السيدان، لقد فكرت ملياً في هذا الشأن. سيعرقل حريق المصنع توقيع العقود للوقت الراهن. |
| İyice bak. | Open Subtitles | ألقِِِِ نظرة فاحصة يا عزيزتي إنها لحظة تاريخية |
| Şimdi onları iyice okuyup bize örnek bir olay bulmalısın. | Open Subtitles | حسناً ، الآن يجب أن تدرسها بعناية لتجد سابقة لنا |
| Sana bir saat veriyorum ve, benimle burada kalmak isteyip istemediğini iyice düşünmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدكِ أن تأخذي ساعة من وقتك وتفكّري جيّداً بهذا الأمر، إما أن تبقي هنا وتنتظريني أم لا. |
| Dur, dur, dur. Şunu iyice bir anlayalım. | Open Subtitles | مهلاً ، مهلاً ، مهلاً دعني أفهم هذا بوضوح |
| Fosil yakıtlarından nasıl kurtulacağımız hakkında iyice düşünmemiz gerekmez mi?" | TED | ألا يجب أن نفكر بعمق حول كيفية الإستغناء عن الوقود الأحفوري؟ |
| Koşullar yol almamı iyice tehlikeli hale getirene kadar Kanada'ya olabildiğince yakınlaşmak istiyordum. | TED | أريد أن أقترب قدر الإمكان إلى كندا قبل أن تزداد الظروف خطورة مما حال دون الاستمرار. |
| Sera etkisi bir yüzyıldan uzun bir süredir iyice anlaşıldı. | TED | تأثير الاحتباس الحراري تم فهمها بشكل جيد لأكثر من قرن. |
| Bölüklerdeki alarmı hafifletin. İyice dinlensinler. | Open Subtitles | ،وزع حراسك على مواقعهم لكن ليرتاحوا جيدًا |
| Bazen şovlarda iyice göremiyorsun, çünkü bilirsin uzun boylu insanlar ayakta durur. | Open Subtitles | أحيانا في الحفلات، لا تستطيع الرؤية جيّدا بسبب وقوف الناس الطويلين. |
| İstekleriniz üzerinde iyice düşünüp taşındık, Bay Columbus ve çok aşırı bulduk. | Open Subtitles | إذاً ، لقد درسنا فرضيتك بدقة يا سيد كولومبوس . ووجدنا أنها متهورة |
| Anlaşmamız yolu tamir etmen içindi, iyice berbat etmen için değil. | Open Subtitles | الإتفاق بأن تصلح الطريق لا أن تزيدة سوءاً |
| Hepsi süngülerini iyice kontrol ettiler. | Open Subtitles | كلّهم يتأكدون من أن حرابهم مُغلقة بإحكام |