| Tavan arasına çıkıp yaşlı adamın kıyafetlerini giymeme izin var. | Open Subtitles | مسموح لي أن أذهب للسندرة وأرتدي أيّاً من ملابس الرجل العجوز |
| Parasını ödememe izin var, ama arazisine ayak basamam. | Open Subtitles | أنا مسموح لي بالدفع ولكن ليس مسموح لي بوضع قدمي في هذا المبنى |
| Kaç tane almana izin var? | Open Subtitles | انا اعني كم هو مسموح لك بإتخاذه ؟ ماهي القواعد ؟ |
| Başkalarına izin var, size yok mu? | Open Subtitles | ماهو مسموح به للآخرين غير مسموح به لك ؟ |
| Ve sakın unutmayın, terli pantolona izin var, ve kamyoncular için duş ücretsiz. | Open Subtitles | ولا تنسوا السراويل الواسعة مسموحة وحمام مجاناً لسائقي الشاحنات |
| İzin var mı yoksa bu hala söz konusu değil mi? | Open Subtitles | , هل مسموح لنا هذا أم أنه لا جدال في ذلك؟ |
| Taş kırmadığı zamanlarda mektup almasına izin var mı? | Open Subtitles | هل مسموح له أن يتلقى الخطابات عندما لا يقوم بتكسير الصخور؟ |
| Sadece Dharma Girişim üyelerinin bu bölgede kalmasına izin var. | Open Subtitles | الأشخاص الوحيدون المصرّح لهم بالبقاء في هذا المجمع السكني هم أفراد "مبادرة (دارما)" |
| Telefonları sadece hafta sonlarında kullanmamıza izin var. | Open Subtitles | نحن يسمح لنا فقط ان نستخدم الهواتف المحمولة في العطلة الاسبوعية |
| Seni aldatmış olsam da bunu söylememe izin var mı? | Open Subtitles | هل مسموح لي بقول هذا بالرغم من أنني خنتك |
| Ve evet, evet, onunla fikirlerimi paylaşıyorum çünkü sizin eşinizin aksine, ...gerçekten fikirlerimin olmasına izin var. | Open Subtitles | , و اجل، انا أشاركه بأرائي , لانه على عكس زوجتك أنا مسموح لي أن يكون لي أرائي |
| Çoğunlukla aile olacak ama on tane arkadaş çağırmama izin var. | Open Subtitles | ,إنها عائلية على أغلب الظن و لكنه مسموح لي أن أدعو عشرة أصدقاء |
| Baba, bazı şeyleri yapmama izin var. | Open Subtitles | أبي , أنا مسموح لي أن أفعل أشياء . فلم أعد في الثالثة و الثمانون بعد الآن |
| - Ne? Nasıl oldu da babanla konuşmana izin var? | Open Subtitles | لماذا مسموح لك التكلّمْ مع أَباكَ؟ |
| - Havuza girmemize izin var mı? | Open Subtitles | هل مسموح لك بالدخول إلى المسبح؟ |
| - Takipteyiz! - Buna izin var. | Open Subtitles | نحن في مطارده - هذا مسموح به - |
| Buna da izin var. | Open Subtitles | هذا أيضًا مسموح به |
| İşte iyi bir stüdyo daire, ankastreli ve küçük evcil hayvanlara izin var. | Open Subtitles | هذه جيدة شقة أستوديو الخدمات مدفوعة، الحيوانات الصغيرة مسموحة |
| Burada sadece iyi haberlere izin var, Famulus. | Open Subtitles | فقط الأخبار السارة مسموحة هنا يا (فاميليس). |
| Hayır. Günde ancak bir kere oy vermemize izin var. | Open Subtitles | لا لانفعل هذا نحن مسموح لنا فقط بالتصويت مرة فى اليوم |
| Eğer Gus'a uzmanlığı için şov yapmasına izin varsa o zaman benimki içinde izin var. | Open Subtitles | لو جاس مسموح له باستعراض خبرته اذن انا ايضا مسموح بعرض خاصتي |
| Sadece Dharma Girişim üyelerinin bu bölgede kalmasına izin var. | Open Subtitles | الأشخاص الوحيدون المصرّح لهم بالبقاء في هذا المجمع السكني هم أفراد "مبادرة (دارما)" |
| Bir cenaze töreninde bunu yapmamıza izin var mı ki? | Open Subtitles | هل يسمح لنا أن نفعل هذا في الجنازة؟ |
| Bazı davranışlara izin var bazı davranışlara yok. | Open Subtitles | بعض السلوكيات المسموحة وبعضِها غير مسموح بها |
| "Bir şeyim olmasına izin var değil mi?" | Open Subtitles | مسموح ليّ بأن يكون لديّ أمر |
| Ama şu adaya gitmemize ve bir gece konaklamamıza izin var. | Open Subtitles | لكن من المسموح لنا أن نذهب لتلك الجزيرة لنمكث ليلة واحدة |