Ann, senden, Uzak Doğu aşığı yakışıklı bir kâşif hayal etmeni istiyorum. | Open Subtitles | أن، أريدك أن تتخيلى مستكشف وسيم يتوجه للشرق الأقصى |
Üzgünüm ama doğruyu söylüyormuş. Gerçekten bir kâşif var. | Open Subtitles | أعلم وأنا آسفة، لكنه يقول الحقيقة يوجد فعلاً مستكشف |
Büyük İskender ya da kâşif Ponce De Leon gibi yaşamlarının çoğunu Gençlik Çeşmesi'nin peşinde harcamış insanlar var. | TED | وهناك أناس مثل الإسكندر الأكبر أو المستكشف بونثي دي ليون، قضوا جزءا كبيرا من حياتهم في البحث عن ينبوع الشباب. |
kâşif ile bağlantın bir kesilsin, fırtına süresince kendi başına kalırsın. | Open Subtitles | عندما تنقطع الاتصال بينكم وبين المستكشف ستكونوا على سداكم الى حين انتهاء هذة العاصفة |
Buradan yaklaşık 400 metre uzakta, 3 kaşif yola çıktılar. | Open Subtitles | خرج ثلاثة مستكشفين قبل عدة أيام من عيد الميلاد في عام 1994م. |
Evet. En sevdiğim kaşif. Dünyayı dolaşmış. | Open Subtitles | أجل، إنه مستكشفي المفضّل، حول العالم، بحقك. |
Ve yetişkin kaşif Dora hakkında erotik bir rüya gördüm. | Open Subtitles | ليس لأشعر أنك قريبة و لكن لأنهم مريحين لقد راودني حلم مثير عن "دورا المستكشفة" بالغة |
Adelaide, senin için kaşif Dora'yı açtım. | Open Subtitles | لقد قمت بتشغيل كرتون درة المكتشفة لكي |
Ben kâşif olmak istiyorum tıpkı büyük Magellan gibi. | Open Subtitles | أنا أود أن أكون مستكشف مثل " ماجيلان " العظيم |
Ben kâşif olmak istiyorum tıpkı büyük Magellan gibi. | Open Subtitles | أنا أود أن أكون مستكشف مثل " ماجيلان " العظيم |
Gerçekten bir kâşif var. | Open Subtitles | لقد كان هناك مستكشف فعلاً |
İspanyol sarayından iki delege kâşif Bonnaire'in takibiyle Le Havre'ye vardı. | Open Subtitles | مبعوثين من المحكمة الإسبانية لقد وصل الى لوهافر المستكشف بونيار |
Kanadalı Şükran Günü kâşif Martin Frobisher'ın Kuzeybatı geçitini bulmak için olan cesur fakat başarısız olmuş teşebbüsünü kutlar. | Open Subtitles | عيدالشكر الكندي يحتفل بشجاعة المستكشف "مارتن فروبشر" والتي لم تنجح محاولاته أخيراً |
kâşif 6'dan merkeze: gemimiz kayıp sektör'ün kuzeydoğusunda bir yere düştü. | Open Subtitles | من المستكشف رقم 6 إلى القاعدة، لقد تحطمت مركبتنا بمكان قريب من القطاع المفقود... |
Başlangıçta altı kaşif varmış.. | Open Subtitles | حسنًا.. في البدايةكانوا ستة مستكشفين |
Hepiniz ona çekmişsiniz, beş iyi kaşif köpek. | Open Subtitles | يا جراء يا مستكشفين |
Çocuklar sizi gördüğüm zaman kaşif olmadığınızı anlamalıydım. | Open Subtitles | كان يجب عليك أن أعرفكم أنكم لم تكونوا مستكشفي شرطة حالما رأيتكم |
Kimse senden "kaşif Dora" olmanı istemedi. | Open Subtitles | لا أحد يطلب منك أن تلعب دورا المستكشفة. |
- Sesin daha çok kaşif Dora gibi. | Open Subtitles | تبدو و كأنك المكتشفة (دورا). "مسلسل عن مغامرات الطفلة دورا وصديقها القرد موزو" |
Üç hafta önce, Amerikan uzay aracı kaşif Bir Jüpiter'e doğru 926 milyon km.lik yolculuğuna çıkmıştı. | Open Subtitles | من ثلاثة أسابيع مضت, المركبة الفضائية الأمريكية "ديسكفرى واحد"... أنطلقت فى رحلة إلى المشترى قاطعة نصف مليار ميل... |
Baba, araba farları ünlü kaşif gemileri gibi gözükmez. | Open Subtitles | أبي! المصابيح لا تبدو كسفن المستكشفين المشهورين |
Ben kâşif olacağım. | Open Subtitles | سوف أُصبحُ مُستكشفاً |
Tabii. En sevdiğim kaşif. Dünya'nın çevresinde. | Open Subtitles | أجل، مكتشفي المفضل، حول العالم، بحقك |
Öyle ise birinizin kaşif olması için hiç de geç değil. | TED | إذن فالأوان لم يفت بعد كي يصبح أحدكم مستكشفا. |