- Bir turşu bulursam... - Henry, küçük bir çocuk kaybolmuş. | Open Subtitles | ليساعدك الرب اذا وجدت مخلل هينري لدي ولد صغير تائه |
O daha küçük bir çocuk. Ondan ne öğrenebilirsiniz? | Open Subtitles | إنه مجرد ولد صغير ماذا يمكنكم ان تتعلموا منة؟ |
Bir gün babasının silahını bulup okula getiren küçük bir çocuk görüyorum. | Open Subtitles | أرى فتى صغير عثر على سلاح والده وأخذه للمدرسه فى يوم ما |
Bu deneyim küçük bir çocuk için... ...oldukça korkunç ve yorucuydu. | TED | وكان أمرا مرهقا ومخيفا أن يمر به فتى صغير. |
Orada bir yerlerde sekiz yaşında küçük bir çocuk var. | Open Subtitles | هناك طفل صغير بعمر 8 سنوات في مكان ما هناك |
Burası küçük bir çocuk olduğun yer. | Open Subtitles | هذا هو المكان الذي تستخدم ليكون طفلا صغيرا. |
Ona akranın gibi davranıyorsun... fakat o daha küçük bir çocuk. | Open Subtitles | فأنت تعامله كأحد الرجال وهو مجرد طفلاً صغيراً |
Oğlum diye yetiştirdiğim küçük bir çocuk. O senin oğlun değil bir canavar! | Open Subtitles | هذا طفل الذي نتحدث عنه ولد صغير ربيته كابني |
Değil mi? Güzel vakit geçireceğiz. İyi, küçük bir çocuk. | Open Subtitles | نحن سيكون لدينا وقت طيب وهو ألطف ولد صغير نعم أنت |
Bir zamanlar küçük bir çocuk bana, kötü biri olup olmadığımı sordu. | Open Subtitles | ولد صغير فى مرة سألنى لو كنت رجلاً سيئاً |
Orda oturmuş aptal küçük bir çocuk gibi aptal işlerle uğraşıyorsun! | Open Subtitles | يمكنك الجلوس هناك وكأنه ولد صغير لجلجلة. |
Dışarı çıkmaya korkuyor. küçük bir çocuk. Bu kadar. | Open Subtitles | . إنه خائفً جدًا من أن يخرج . إنه مجرد فتى صغير |
Eminim öyledir. Küçük oyuncaklar çalan küçük bir çocuk. | Open Subtitles | طبعاً ، الآن هو فتى صغير يسرق ألعاب صغيرة |
Sana bu adamın ruhundan bahsediyorum-- küçük bir çocuk gibi. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن روح هذا الرجل إنها تُشبه روح فتى صغير |
Joey, o küçük bir çocuk. Yağ çekilmesine ihtiyacı yok. | Open Subtitles | جوى, ده طفل صغير مش لازم تبوسه كل شوية يعنى |
küçük bir çocuk öldürdüm. Sen de ısıtıp ısıtıp okul yolu yöneticilerinden bahsediyorsun! | Open Subtitles | لقد قتلتُ طفلا صغيرا وأنت تستمر في الحديث عن الرجال الرقيقين |
Oğlumu iki gün sonra bulduğumda artık küçük bir çocuk değildi. | Open Subtitles | اختطف ابني ليومين عندما استعدته، لم يعد طفلاً صغيراً |
Geliyorsun. Anlaman için özetleyeceğim: küçük bir çocuk gibi... | Open Subtitles | دعني أفهمك شيئاً كي تقف وتمسك بيديك كطفل صغير |
Ama aşk zorla olmuyor. Bana göre o küçük bir çocuk. | Open Subtitles | ولكن الحب يجب ألا يأتي بالإجبار بالنسبة لي بيير صبي صغير |
Artık küçük bir çocuk değilim. Lütfen gözbağını açın | Open Subtitles | لم أعد طفلاً صعيراً بعد الآن إنزع العصابة من فضلك |
küçük bir çocuk annesine diyor ki: "Anne büyüdüğümde müzisyen olmak istiyorum." | Open Subtitles | طفلٌ صغير سأل أمه "ماما، أريد "أن أصبح موسيقيّاً عندما أكبر |
Aslında, annem en sonunda bana benim, okula giderken bütün yol boyunca ağlayan küçük bir çocuk olduğumu söyledi. | TED | في الواقع، أخبرتني والدتي أنني كنت الطفل الصغير في القرية الذي يبكي طوال الطريق إلى المدرسة. |
küçük bir çocuk. | Open Subtitles | ولد ضعيف |
küçük bir çocuk görüyorum. Bir de yetişkin kadın. Ama baba yok. | Open Subtitles | شاهدت ولدا صغيرا و أمراة عجوز بدون اباة |
"O zamanlar küçük bir çocuk olmama rağmen Nazilerin nasıl insanlar olduklarını anlamıştım." | Open Subtitles | رغم أننى كنت ولداً صغيراً آنذاك إلا أنى فهمت ماذا كان النازيين ؟ |
Yalnız, ailesi tarafında ihmal edilmiş, küçük bir çocuk. | Open Subtitles | ولدٌ وحيد، أُهمل من قِبل عائلته تُرِك لوحده هناك. |
küçük bir çocuk yilda ortalama 45 saatini lazimlikta geçirir. | Open Subtitles | يمضي الرضيع 45 ساعة سنويا على النونية |