"küçüktü" - Traduction Turc en Arabe

• صغيرة
• صغيراً
• أصغر
• صغيرا
• اصغر
• صغيرًا
• يصغرني
• قاصرةً عندئذٍ
• صغيرتان
• هزيمة كانت أقصر

Sophy annesini kaybettiğinde çok küçüktü, ama çok fazla sorumluluk yüklendi.
صوفي كانت صغيرة جداً عندما فقدت أمها و تحملت مسؤوليات جمة

Adli rapora göre, örnek çok küçüktü ve çoğunlukla test esnasında kullanıldı.
طبقا لهذا التقرير ، العينة كانت جدا صغيرة وأُستخدمت كلها في الإختبار

Bir karadeliğin varlığını göstermek üzere incelememiz gereken bölge oldukça küçüktü.
المنطقة التي علينا دراستها لإثبات وجود ثقب أسود صغيرة بشكل مذهل

Bazıları güvercinler kadar küçüktü, bazıları ise okul servisi büyüklüğündeydi.
كان بعض منها صغيراً كالحمام، وكان بعضها بحجم حافلة مدرسية.

Biz esasen üç ayrık alanda çalışmak durumundaydık, ve her biri, binanın boyutlarından baya baya küçüktü.
بثلاثة مواقع منفصلة كل منها بشكل جيد، جيد بشكل أصغر من حجم المبنى.

Çok küçüktü, 7 ya da 8 yaşındaydı ama bayılırdı.
لقد كان صغيرا ، في السابعة أو الثامنة لكنه اعتاد أن يحبها

Oldukça küçüktü çünkü uyumak için her gece birazını içmem gerekiyordu. Öyleydi.
و الذي أصبح صغيراً جداً لأنني كنت ادخن قطعاً صغيرة منه لأنام

Zaten bir cep telefonuna sahip olmak için çok küçüktü.
لقد كانت صغيرة على امتلاك هاتف نقّال على أي حال

Geçenlerde küçük bir bezi keşfettim çam fıstığından daha küçüktü.
‫إكتشفت مؤخراً ‫غُدّة صغيرة جدّاً ‫ليست أكبر من الجوز والصنوبر

Sol, çok küçüktü ve boğmacaya karşı ilk aşısını olamadı.
وكانت سول صغيرة جدًا ولم تتلقى بعد أول تطعيم لها ضد السعال الديكي.

ama o yangınlar bugünün standartlarına göre oldukça küçüktü.
معظم الحرائق كانت صغيرة بمقاييس هذه الأيام

Onu aldığımda çok küçüktü, ayakkabının içinde uyuyabiliyordu.
لقد كانت صغيرة جدا عندما حصلت عليها لقد كأن بإمكانها أن تنام في حذائي

Annesini hatırlamak için çok küçüktü, ama hep bir şeylerin eksik olduğunun farkındaydı.
فقد كان صغيراً ليتذكر والدته ولكنه دوماً ما علم أن هناك شئ مفقود

Aslında filmi izlemeye davetli değildi, daha çok küçüktü.
و لم يكن قد حضر السينما من قبل . فقد كان صغيراً جداً على ذلك.

Bu zincirdeki her kral bir öncekinden daha küçüktü.
كل ملك في هذه السلالة كان أصغر حجماً من سابقه

Ağaçlar daha kısa evler daha küçüktü.
الأشجار تبدو منخفضة عما كانت والمنزل أصغر عما كان

Korumayı ikna etmek için gereken yaştan epey küçüktü.
تطلب هذا إقناع الحارس أنها أصغر بعدة أعوام من عمرها

O çok küçüktü, bu yüzden onun yaptığını görmezden geldiler.
لقد كان صغيرا جدا، أعتقد أنهم لم يقسوا عليه.

İlk tanıştığımızda senden bir yaş küçüktü.
هل تعلم؟ كان بسنة واحده اصغر منك عندما تقابلنا , هل اخبرتك؟

Hatırlıyorum da, o kadar küçüktü ki onu lavaboda yıkardık.
أتذكر حين كان صغيرًا للغاية، كنّا نعطيه حمامًا في المغسلة.

Benden üç yaş küçüktü ama güreş takımındaydı ve benim iki katımdı.
لقد كان يصغرني بثلاثة أعوام ولكنه كان بفريق المصارعة وأضخم منّي بالضعف

Penisi küçüktü, elleri ufaktı, ve sinir bozucu gözleri vardı.
وكان قضيبه ضئيلاً يدان صغيرتان , وهذه الأعين الكبيرة كالحشرات

Ama beni eleyen benden küçüktü ve çok da güçlü değildi.
ولكن من هزمتني شر هزيمة كانت أقصر منّي وليست قوية للغاية