Biliyorsun en güzel şeyler çok kırılgan olabiliyor kızın bir haydut. | Open Subtitles | تعرفين أحيانا الأشياء الأجمل يمكن أن تكون الأكثر هشاشة ابنتك مجرمة |
5 ila 10 sene içinde, geriye kırılgan bir kafatasından başka hiçbirşey kalmayacak. | Open Subtitles | في 5 إلى 10 سَنَواتِ، هو سَيَكُونُ لا شيء سوى جمجمة هشّة. |
kırılgan ve korkmuş bir haldeyken çok kaygan bir yerde kendini toparlamaya çalıştı. | Open Subtitles | كانت خائفة و ضعيفة حاولت أن تبقي على هدوءها في مكانٍ زلق جداً |
Kendi kırılgan ölümlülüğümüzün bize hatırlatılmasından hoşlanmıyoruz. | TED | نحن لا نحب ان يتم تذكرينا بوجودنا الهش على هذه الحياة |
Dış gezegenliler kırılgan kemiklerimizden nefret ediyorlar! Pekâlâ, bu kadar yeter. | Open Subtitles | ـ إنهم يكرهوننا بسبب عظامنا الهشة ـ حسناً ، يكفي ذلك |
kırılgan, kısa süreli, eğreti gezegenden gezegene dolaşan trenler hiç değişmeyen bir geçmişte dövüşen samuraylar... | Open Subtitles | هشّ , متلاش , غير ثابت لقطارات تطير من كوكب لآخر لقتال ساموراي من الماضي |
Şu an çok kırılgan, en ufak bir yanlış anlaşılma... herşeyi bozabilir. | Open Subtitles | إنها رقيقة جداً بحيث أن أدنى خطأ قد يفسد كل شيء |
Birbirleri arasında çok kırılgan ilişkileri var, aynı bizim onlarla olduğu gibi. | Open Subtitles | ، حكام النظام علاقتهم هشه ببعضهم كما هى علاقتنا بهم |
Hapishane şartları serttir ve mahkûmların zayıf veya kırılgan görünme şansları yoktur. | TED | السجن شاق، ولا يتحمل السجناء إظهار أي علامة ضعف أو هشاشة. |
Bizim güvenlik anlayışımızın ne kadar kırılgan olduğunu hatırladım ve insanların aslında ne kadar savunmasız olduğunu. | TED | الأمر الذي أثار تعجبي من هشاشة شعورنا بالطمأنينة وكم هي الناس ضعيفة. |
Zihinleri , vücutları kırılgan her türlü olumsuz etkiye duyarlılar. | Open Subtitles | عقولهم وأجسادهم هشّة مُعرضين لجميع أنواع التأثيرات السلبية |
Çocuğun kemikleri o kadar kırılgan oluyor ki nedensiz yere kolayca kırılabiliyor. | Open Subtitles | يجعل عظام الطفل هشّة بحيث تكسر بسهولة بدون سبب |
İnsan hayatı ne kadar kırılgan ve bir sabah çiği gibi uçup gidiyor. | Open Subtitles | الحياة الإنسانية حقا ضعيفة و تنتهى كالندى فى الصباح |
Fiziksel dış görünüş daha kırılgan olan iç dünyaya bir bakış atmanız için bir çatlak ortaya çıkarır. | TED | يكشف الشكل الخارجي عن صدع يمكنك من خلاله الحصول على لمحة على داخله الهش. |
Bu, balık avlama bölgesinin yönetiminde kullanılan kota sistemini geliştirmeye, balık stoklarında çöküşü önlemeye yardımcı oluyor ve bu kırılgan ekosistemi koruyor. | TED | مما يساعد في تحسين نظام الحصص المستخدم في إدارة المصائد، كما يساعد على منع تدهور المخزون السمكي وحماية هذا النظام البيئي الهش. |
Bunun anlamı kırılgan şehirlerde yaşayan genç nüfus oranı daha zengin ve sağlıklı şehirlerde yaşayan nüfustan daha fazla. | TED | ماذا يعني هذا أصلًا أن نسبة الشباب الذين يعيشون في المدن الهشة أكثر مما عليه في مدننا الصحية أكثر والأكثر ملاءمة. |
Önce, Kore ile durumu görüşmeyi ve güvenlik sistemlerinin neden bu kadar kırılgan olduğunu öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | أولاً، أريد من كوريا أن تراجع الوضع وتعرف لماذا نظامهم الأمني هشّ جدًا. |
Sizin gibi küçük, kırılgan bir tavşancığın böyle bir gecede dışarıda işi ne? | Open Subtitles | إذاً ما الذي تفعله سيّدة رقيقة مثلكِ في هذه الأمسية؟ |
Gözünün içine bakan herkes... ..onun kırılgan birisi olduğunu görür. | Open Subtitles | عبث مع ليلي الصغيره اي شخص يستطيع النظر في عينيها ويرى بانها هشه |
Çünkü esrarlı dünyasının kapıları açıldığında, dağılabilecek kırılgan bir hayatım var. | Open Subtitles | فعالمي بقدر حرمانيته كان هشاً لكن بدون ألغازه لا يمكنه البقاء |
Şu şekilde Bay Lock e senin işin kelimelerle, görüntüler, kırılgan şeyler. | Open Subtitles | حسناً , الأمر هكذا عملك هو الكلمات والصور و هى أشياء هشة |
JOEY: Hayır hayır. Bu tabaklarla yiyemezsiniz bunlar çok kırılgan. | Open Subtitles | لا لا, لا يمكنكِ الأكل فى الأطباق انها سهلة الكسر |
Schotzie dört tane kırılgan ayağı olan minicik yardıma muhtaç bir hayvan. | Open Subtitles | شوتزي ، حيوان صغير لا حول له بأربعة أرجل قابلة للكسر |
Onları, kendi kişiliğimizin kırılgan yanlarını desteklemek için kullanıyor oluruz. | TED | كما لو أننا نستعملهم كقطع غيار لدعم شعورنا الضعيف نحو ذواتنا. |
80lerde başladı ama başlangıçta, makineler bir köpük bloğundan çok çok kırılgan bir model oyuyorlardı ve bu modelin gerçek hayatta hiçbir kullanışlılığı yoktu. | TED | بدأت في الثمانينات، لكن في البداية كانت جهاز ينحت في كتلة من الفوم نموذج كان هش و ضعيف جدا و غير صالح لأي استخدام |
Nispeten kırılgan bir insana göre hayatta kalacak kadar iyileşmişsin. | Open Subtitles | لقد شفيت بما يكفي للبقاء حياً حتى بصفتك إنساناً ضعيفاً |