"kaçması" - Traduction Turc en Arabe

• يهرب
• الهروب
• هروب
• للهرب
• للهروب
• الفرار
• ليهرب
• سيبدأ بالركض
• يهربوا
• يهرولون
• يهربَ من
• يفرَ

Eğer bir hayvan sol tarafından gelen bir yırtıcı görürse, sağa kaçması en iyi kaçış olacaktır.
إذا رأى حيوانٌ ما مفترساً قادماً من يساره، فمن الأفضل أن يهرب باتجاه اليمين.

Kızla gece yarısı kaçması kaldı!
باقي أن يهرب مع الفتاة في منتصف الليل ربما

kaçması muhalefetin politik bir planı mıydı?
هل كان الهروب هو خطة سياسية من المعارضة ؟

Davis'in para ile kaçması çok talihsiz bir vaka.
ياله من حدث غير سار "هروب "دايفيس

Her an hiçbir uyarı olmaksızın volkan tekrar püskürebilir. Bu durumda kaçması için hiçbir şansı kalmaz.
قد يثور البركان في أية لحظة دون سابق إنذار، عندها لن تكون هناك فرصة للهرب.

Hapishanedeki aşırı nufüs nedeniyle, bu çocuklara kaçması için şans vereceğiz.
نظرا لاكتظاظ السجون ، نحن سنمد هؤلاء الصبية هنا فرصة للهروب.

Görünüşe göre, diğerlerinin kaçması için zaman kazandırmak istemişler.
يبدو أنهم قرروا إرسال أشارة وكسب بعض الوقت لكى يهرب الآخرين

Erkeklerden, kaçması gerektiğini bilirmişçesine kaçıyor. Ama ne kadınları affediyor ne de çocukları.
فهو يهرب من البشر وكأنه يعرف أن عليه أن يهابهم ، لكنه لا يوفر النساء والأطفال

Kralın hayatının kendisine ait olmadığını söylemiştin ve kaçması gerektiğini hatta onu koruyan adam ölüyor olsa bile.
قلت حياة ملك ليست له وقلت بأنه يجب أن يهرب حتى إذا كان الشخص الذي يحميه على وشك ان يموت

Romanya'ya, Fas'a kaçması gereken biziz.
أنا من يجب علي الهروب من هنا إلى رومانيا أو المغرب

Umarım kaçması için çifte şans yaratmamışımdır.
الآن أتسائل إذا كنت قد ضاعفت فرصه هو في الهروب.

Veya aldı ve o da toparlanıp kaçması için bir uyarıydı.
أو انها ميتة، و هي كانت فكرتها الضرب و الهروب مرة اخرى

Yani Irena'nın kaçması.
أعني هروب ايرينا

Bluth ailesi ve kayınbabanın adaletten kaçması hakkında.
إنها عن عائلة (بلوث) و هروب والد زوجتك من العدالة

Yaşadığı o yerden kaçması için birçok sebebi vardı.
لديها سبب وجيه للهرب من ذلك البيت.

Dick Tracy bozuntusu. O kaçması için sinyaldi.
كلا أيها الغبي ، رسالته لها كانت إنذار للهروب

İçeride biri var. Kapı kilitli bu yüzden kaçması mümkün değil. Herkes, etrafına baksın.
يوجد دخيل , اغلقو الابواب لكي لا يستطيع الفرار

Spartacus'un İtalya'dan kaçması için düzenlemeler yaptım.
لقد رتبت ليهرب سبارتاكوس من إيطاليا

kaçması gerektiğini anladı sanırım.
سيبدأ بالركض على ما أعتقد

Kötülerin benden kaçması gerekirdi. Benim onlardan kaçmam değil.
الشريرين القذرين من المفترض أن يهربوا مني , وليس العكس

İşlerinin durması ve müşterilerinin bir bir kaçması yüzünden o evi de kaybedeceğiz.
البيت الذي سنخسره لأن عملك كاد أن يجف وعملائك الذين يهرولون من أجل الإختباء

Ryan'ın gemiden kimse duymadan kaçması gerek.
يحتاج (رايان) أن يهربَ من السفينة دون معرفةِ أحد.

Bir arkadaşın ülkeden kaçması gerekiyor.
صديقٌ إحتاجَ أن يفرَ من البلد