Adolf, Münih'e gitmemi istedi ama ben kabul etmedim. | Open Subtitles | أدولف أرادني أن أذهب إلى ميونيخ لكنني رفضت. |
Bana yeni bir eş bulduğunu söylemek için gelmiş, ama ben kabul etmedim. | Open Subtitles | لقد أتى للتحدث عن زوجة جديدة لي، لكني رفضت |
Sen yaptın. Ben bir şeyi kabul etmedim, unuttun mu? | Open Subtitles | أنت عقدت الاتفاق و لكننى لم أوافق على شىء أ تتذكر ذلك ؟ |
Ben hiçbir testi kabul etmedim sadece bana soracağınız soruları cevaplayacağımı söyledim. | Open Subtitles | لم أوافق على أي اختبارات، بل على الإجابة على أسئلتك. |
Anlaşmayı o pislik için kabul etmedim. Eşim için kabul ettim. | Open Subtitles | لم أقبل الصفقة من أجل ذلك النذل، قبلتها من أجل زوجتي |
Dinim dışında, hiçbir zaman kadın olduğum için dışlanmayı kabul etmedim. | TED | لم أقبل إطلاقًا بأن يتم استثنائي بسبب كوني امرأة، ماعدا ما يمليه على ديني. |
Ayrıca "ofisimden defol"u da cevap olarak kabul etmedim. | Open Subtitles | أنا أيضا لم تأخذ "الحصول على الجحيم من مكتبي" عن إجابة، لذلك دعوا الأمن |
Mailimin de onaylayacağı gibi bu işi kabul etmedim. | Open Subtitles | مثلما ستشهد رسالتي الإلكترونية، لقد رفضتُ العمل. |
kabul etmedim. | Open Subtitles | وأنا رفضت لسوء الحظ الثقة المتبادلة ما بين الطبيب والمريض تمنعني من |
Başka bir kızla birlikte olmak istedi. Ben kabul etmedim. Yani, o bizim balayımızdı. | Open Subtitles | اراد ان يحضر فتاه,وانا رفضت يا الله , انه شهر عسلنا |
Sana acıdı ve kötü bir şey yapabileceğinden korktu ve benden bu hapları sana vermemi istedi, ...ben başta kabul etmedim ama o ısrar etti, ben de en sonunda dediğini yaptım. | Open Subtitles | طلب مني اعطائك الحبوب لكني رفضت بالبداية لكنه اصر , لذا انا بالنهاية فعلت ما امرت به |
Hayır, değil. Bu bir hakaret. kabul etmedim. | Open Subtitles | لا ، إنها ليست كذلك إنها إهانة ، لقد رفضت العرض |
Frederic bana hizmet etti, borçlarını ödememiçin bana yalvardı ama kabul etmedim. | Open Subtitles | فريدريك, خدم تحت امرتي وطبقآ لهذا لقد توسل لي لادفع ديونه وقد رفضت |
"L.A.'deki film teklifini kabul etmedim. Kötü bir televizyon filmiydi zaten. | Open Subtitles | "لقد رفضت الوظيفة في لوس أنجلوس فقد كان فيلما تلفزيونيا تافها عموما |
Diğer işi kabul etmedim. | Open Subtitles | . حسناً ، إتضح أنني لم أوافق على البداية |
Henüz seninle iş yapmayı kabul etmedim. | Open Subtitles | أنا لم أوافق على القيام بأعمال تجارية معك حتى الآن |
Dur bir saniye. Ben bunu kabul etmedim hiç. | Open Subtitles | إنتظر قليلاً, أنا لم أوافق على ذلك أبداً |
İnanmayabilirsin ama bu işi seninle yatmak için kabul etmedim. | Open Subtitles | صدق ولا لم أقبل لكى أنام معك فى الفراش قبلتها لسبب |
Anlaşmayı kabul etmedim. - Etmeyeceğimi söylemiştim. | Open Subtitles | بالطبع لا لم أقبل بالعرض أخبرتكِ أنني لن أفعل |
İyi de ben sizin akademik dekatlon takımınıza katılmayı kabul etmedim. | Open Subtitles | ولكني لم اوافق على الانضمام لفريقك |
Başkanı baltalamana yardım etmek için bu işi kabul etmedim. | Open Subtitles | لم أتقبل هذا العمل لمساعدتك بإقصاء الرئيسة |
Kısacası, inandığım bir ilkeye karşı çıkmamı istediler. Ben de kabul etmedim. | Open Subtitles | هم طَلبوا مِنْني إنتِهاك a مبدأ أَمنُ به وأنا رَفضتُ. |