"kabullenmek" - Traduction Turc en Arabe

    • تقبل
        
    • قبول
        
    • الاعتراف
        
    • تقبّل
        
    • تتقبل
        
    • نقبل
        
    • يعترف
        
    • الإعتراف
        
    • أتقبل
        
    • الأعتراف
        
    • تعترف
        
    • نعترف
        
    • القبول
        
    • لقبول
        
    • التقبل
        
    kabullenmek çok zor ama bugün sevgili arkadaşımızın son programı. Open Subtitles من الصعب تقبل الأمر ولكن ولكنه التقديم الأخير لصديقتنا العزيزة
    Anlayacağınız üzere hafıza kaybı, yaşını kabullenmek gibi sıkıntıları vardı. TED كانت تعاني والدتي من فقدان في الذاكرة كما واجهت مشكلة في تقبل عمرها.
    Ölümü kabullenmek demek fiziksel varlıklar olduğumuzu ve çevresel zehirler hakkındaki araştırmaların teyid ettiği gibi çevreye yakından bağlı olduğumuzu kabul etmektir. TED إن قبول الموت يعني قبول أننا كائنات طبيعية تلك التي ترتبط ارتباطا وثيقا بالبيئة، كما أكد ذلك البحث عن السموم البيئية.
    Bence buradaki önemli nokta hepimizin kusurlu olduğunu kabullenmek. TED وأعتقد أن النقطة الهامة هنا هو الاعتراف بأن كل واحد منا لديه عيب
    Bu tamamen normal. İlişkilerde olacakları kabullenmek zorundasınız. Open Subtitles هذا طبيعي جداً أعني بخصوص العلاقات عليك تقبّل الأشياء كلها
    Ya da birisini olduğu gibi sevmeyi kabullenmek. Open Subtitles أو تتقبل الشخص الذي تحبه بالشكل الذي هو عليه
    Dinle beni dostum, bazen böyle şeyleri kabullenmek en iyisidir. Open Subtitles اسمع, يا رفيق, أحيانًا من الأفضل... أن نقبل بالحقيقة المرة...
    Bir baba için kendi çocuğuyla ilgili gerçeği kabullenmek çok zordur. Open Subtitles أنت تعلم أنة شئ مؤلم على الاب أن يعترف بحقيقة أبنتة الوحيدة
    Bu sadece evliliklerinin bittiğini kabullenmek istemeyen başka bir İrlandalı Katolik çift. Open Subtitles هذا مجرّد ثنائي إيرلندي كاثوليكي يأبى الإعتراف للعالم بأن زواجهما قد انتهى
    Sanırım küçük kızımın büyüdüğünü kabullenmek benim için biraz zor. Open Subtitles يبدو أنه علي أن أتقبل فكرة أن فتاتي الصغيرة تكبر
    Yaşadığımız hayatı şöyle bir anımsayınca, sonu kabullenmek zor değil. Open Subtitles أعتقد علينا أن نتذكر أن الحياة التي تقودنا ومن السهولة تقبل فكرة النهاية
    Sanırım büyüdüğün zaman zorlaşan şey, başına gelenleri kabullenmek oluyor. Open Subtitles أعتقد أننا عندما نكبر الشيئ الصعب هو تقبل الأمور على حالها
    Değişmeyecek şeyleri kabullenmek de mutlu edebilir insanları. Open Subtitles يمكن أن يكون هناك سعادة في تقبل الأشياء التى لا تتغير
    Biri dünyayı olduğu gibi kabullenmek, diğeri ise olmasını istediğimiz gibi düşünmek. Open Subtitles قبول العالم كما هو أو رؤيته على الطريقة التي ربما نريده أن يكون بها
    kabullenmek istemiyordum fakat beni asla bir kadın gibi görmedin. Open Subtitles لم أرد قبول ذلك لكني أعلم بأنك لن تنظر إليّ كإمرأة أبداً
    İlk adımın, sorununu kabullenmek olduğunu sanıyordum. Open Subtitles ظننتُ أنّ أوّل خطوة كانت الاعتراف بأنّ لديك مشكلة
    Aslında biliyordum. Ama kabullenmek istemiyordum. Open Subtitles كنت أعرفه في الواقع لم أرغب فقط في الاعتراف به
    Listedeki ilk şey bunu kabullenmek. Bunun hakkında konuşabilmek. Open Subtitles النصيحة الأولي على القائمة هي تقبّل الواقع والتكلم عنه
    Herkesin seçimleri vardır. Sen de benimkini kabullenmek zorundasın. Open Subtitles الجميع يُقرر خياراته، فعليكَ أن تتقبل خياراتي.
    Ne var ki yenilgiyi kabullenmek için henüz erkendi. Open Subtitles لكن الوقت كان مازال مبكراً جداً على الأعتراف بالهزيمه
    Şirketler inanılmaz cezalara çarptırılırken yatırım firmaları yanlış yaptıklarını kabullenmek zorunda değiller. Open Subtitles و لكن بينما تم توقيع غرامات غير مسبوقة على الشركات لا يجب على هيئات الاستثمار أن تعترف بأى أخطاء نفعلها
    Bunu kabullenmek gururumuza dokunabilir fakat hem kendi hayatımızı hem de bu sürünün hayatını kurtaracağından sürümüz bu olaydan sike sike uzak duracak. Open Subtitles قد يؤذي فخرنا أن نعترف بذلك، لكن الاعتراف سيحفظ حياتنا وحياة هذه الزمرة. ولذلك ستبقى الزمرة بعيدة عن الموضوع.
    Neden bazı insanlar için bittiğini kabullenmek bu kadar zor? Open Subtitles لماذا بعض الناس فقط ترفض القبول بأن هذا انتهى ؟
    Aksi halde, bunların hepsi bir hiç uğruna olmuş olacak ve bunu kabullenmek zor. Open Subtitles خلاف ذلك، كل هذا كان من أجل لا شيء ، وأن من الصعب لقبول.
    kabullenmek gerçekten çocuksu bir kavram mı yoksa başından beri bizde var mıydı? Open Subtitles هل التقبل مفهوم طفولي فعلاً؟ ام هل كنا على حق طوال الوقت؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus