"kadar hızlı" - Traduction Turc en Arabe

    • بهذه السرعة
        
    • بأسرع ما
        
    • بتلك السرعة
        
    • بسرعة كبيرة
        
    • بهذه السرعه
        
    • مدى سرعة
        
    • بأقصى سرعة
        
    • سرعتك
        
    • السرعة التي
        
    • أسرع من
        
    • سريعاً كفاية
        
    • بشكل سريع
        
    • بسرعة شديدة
        
    • مدى السرعة
        
    • كلما أسرعنا
        
    Bir buz örtüsünün okyanusa bu kadar hızlı kütle kaybedeceğini hiç düşünmemiştik. TED لم نعتقد أن الصفيحة الجليدية قد تفقد كتلتها نحو المحيط بهذه السرعة
    Evet, sadece altına kaçırdığında bu kadar hızlı hareket eder. Open Subtitles أجل، لا يتحرّك بهذه السرعة إلا عند يود الذهاب للحمام
    Yani, kurtlar ve sinekler... O kadar hızlı nereden geldiler? Open Subtitles لا ادري اقصد الدود والذباب من اين اتى بهذه السرعة
    - Gelebildiğim kadar hızlı geldim. - Teşekkürler.Geldiğiniz için teşekkür ederim. Open Subtitles ـ لقد أتيت بأسرع ما أمكنني ـ أشكرك ، أشكرك لحضورك
    İkinci olarak, bu söylentiyi nasıl bu kadar hızlı yaydığını bilmiyorum Open Subtitles ثانيا، أنا لا أعرف كيف يمكنك أن تنشر الإشاعة بتلك السرعة
    Birleşik Devletlerde bu kadar hızlı olmasına rağmen, geçen ay Jon Stewart bile şöyle dedi: (Video) Jon Stewart : Çocuk felci nerede hala aktif? TED عملية القضاء على هذا الوباء في الولايات المتحدة حدث بسرعة كبيرة حتى علق جون ستيوارت قائلا : أين يوجد مرض شلل الأطفال ؟
    Ama sıtma karaciğerini bu kadar hızlı mahvetmezdi özellikle ona vermediğime göre. Open Subtitles لكنّ الملاريا لن تدّمر كبده بهذه السرعة خصوصاً وأنّنا لم نصبه بها
    - Bu kadar hızlı gidebilen biri olur mu hiç? Open Subtitles غير معقول كيف يمكن لشيء أن يمر بهذه السرعة ؟
    Benim anlamadığım şey, bu kadar hızlı bir şekilde nasıl yerimizi buldular? Open Subtitles تعرف ما الذي لم أفهم هو كيف يعرفون مكاننا تماماً بهذه السرعة.
    Açıkçası hiç bu kadar hızlı yapılan bir anlaşma görmemiştim. Open Subtitles أن نبدأ به؟ للعلم، لم أر صفقة تتم بهذه السرعة.
    Bu garip parmakları bir duvara bu kadar hızlı tırmanırken nasıl kullandıklarını merak ettik. TED وقد تسائلنا عن كيفية استخدامهم لهذه الأصابع الغريبة لتسلق الجدران بهذه السرعة
    Toplum sağlığı profesörü olarak bu ülkelerin bu kadar hızlı büyüdüklerini görmek garip değil. TED بالنسبة لي, كأستاذ صحة عامة, لم أتفاجأ ان كل هذه البلدان استطاعت ان تنمو بهذه السرعة
    Katın planını hatırlamaya çalışırken, ...elinizden geldiği kadar hızlı bir şekilde başlamalısınız. Open Subtitles عندما تتذكر مخطط الطابق، تريد أن ترسمه على ورقة بأسرع ما يمكن
    Kaçmaya çalışırsa, koşabildiğin kadar hızlı koş ve onu tutmaya çalış, tamam mı? Open Subtitles واذا هرب اركض بأسرع ما تستطيع وفقط حاول ان تمسكه ، حسنا ؟
    Doğru, şu an ancak bu kadar hızlı hareket edebilirim herhalde. Open Subtitles صحيح، ربما يتعلق هذا الموقف بشأن التحرك بأسرع ما يمكنني الآن
    Onun görelilik teoremi hiçbir şeyin bu kadar hızlı gidemeyeceğini söylüyordu. Open Subtitles نظريته للنسبية قالت انه لا شيء يُمكنه أَن يسافر بتلك السرعة
    Uzay'ın kendisi hızlanan bir tempoda genişliyor. Gökadaların büyük bir çoğunluğu bizden onlardan gelen ışığın bize asla ulaşamayabileceği kadar hızlı ayrılıyor. TED الفضاء نفسه يتمدد بوتيرة متسارعة. أغلبية المجرات تتباعد عنا بسرعة كبيرة بحيث لن يصلنا أي ضوء منها.
    Daha önce bu kadar hızlı giriş izni alan görmemiştim. Open Subtitles لم تسبق لي رؤيتكم تقومون بالتحقق من الهوية بهذه السرعه
    Yedi dakikanız var ama bu şefin orkestrayı ne kadar hızlı yöneteceğine bağlı. Open Subtitles لديكما سبع دقائق لكن ذلك يعتمد على مدى سرعة قائد الأوركسترا في العزف
    "Koş," dediğimde koşabildiğin kadar hızlı kaleye git. Tamam mı? Open Subtitles حسناً عدما أطلب منك الذهاب أريد منك أن تركض بأقصى سرعة باتجاه المرمى
    performans, ne yaptığındır; ne kadar hızlı koştuğun ne tür resimler çizdiğin, ne tür yazılar yayınladığın. TED حسنًا، الأداء هو ما تفعله ما مدى سرعتك في الركض، وما نوع اللوحات التي ترسمها ما نوع الصحف التي تنشرها
    Önümüzdeki arabanın hızını görebilecek, bu adam ne kadar hızlı gidiyor yoksa duruyor mu hepsini görebileceğiz. TED سوف نتمكن من ملاحظة سرعة السيارة التي أمامنا لنعرف ما هي السرعة التي يقود بها هذا الشخص أو التي يتوقف بها
    İnsanoğlunun iletişim kurmaya her zaman ihtiyacı vardı ve daha iyisi gerekmediği halde ayak uyduramayacağımız kadar hızlı değişiklikler yaptık. Open Subtitles البشر كان دوما لديهم الحاجة للتواصل والطرق التي تواصلنا بها تغيرت أسرع من قدرتنا على مجاراتها لكن ليس للأفضل بالضرورة
    Onu kendi başına Hız Gücü'ne atabilecek kadar hızlı değilsin. Open Subtitles لست سريعاً كفاية لرميّه في قوة السرعة بنفسك
    Yani teknik olarak, yeteri kadar hızlı koşup tökezlerseniz, Dünya'yı kaçırabilirdiniz. TED لذلك، من الناحية الفنية، فإنك إذا قمت بالركض بشكل سريع بما فيه الكفاية وتعثرت، فمن الممكن أن تغيب عن الأرض.
    Sonra da ikinci bir patlama olacak, ve hastalık ülkeden ülkeye o kadar hızlı yayalacak ki siz ne olduğunu anlayamayacaksınız. TED بعد ذلك سيكون هناك إنتشار ثانوي، وسينتشر المرض من دولة لأخرى بسرعة شديدة بحيث لا تعرف ما الذي أصابك.
    Demek istediğim şey sadece çağdaş yaşamımızda ne kadar hızlı hareket etmeye alışığız. TED و بذلك أنا أقصد مدى السرعة التي نتحرّك بها في يومنا و عصرنا المعاصر.
    Ne kadar hızlı yaşlanmayı inkar etme kısır döngüsünden vazgeçersek, bizim için o kadar iyi olur. TED كذلك كلما أسرعنا في الخروج من دوّامة إنكار التقدم بالسن، كلما أصبحنا أفضل حالًا.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus