| -Bir kızın senin tarafından farkedilebilmesi için ne kadar ileri gitmesi gerekir? | Open Subtitles | إلى أى مدى يجب على الفتاة أن تذهب حتى تنتبة لها ؟ |
| Bir kızın senin tarafından farkedilebilmesi için ne kadar ileri gitmesi gerekir? | Open Subtitles | إلى أى مدى يجب على الفتاة أن تذهب حتى تنتبة لها ؟ |
| Beni endişelendiren, bunu kanıtlamak için ne kadar ileri gidebileceği. | Open Subtitles | هذا ليس ما يقلقنى إنما لأى مدى سيحاول يثبت ذلك |
| Bir daha ki sefere bu pislikler bu kadar ileri gidemeyecek. | Open Subtitles | في المرة القادمة،اولئك الاوغاد لن أسمح لهم بالتمادي إلى هذا الحد. |
| Bak şimdi. Bu işi ne kadar ileri götürmek istiyorsun? | Open Subtitles | الان اسمعينى الى اى مدى تريدى ان تصلى الى هذا |
| Şu anda beni ilgilendiren şey ne kadar ileri gidebileceğimi görmek. | Open Subtitles | ما يهمني الآن هو رؤية إلي أي مدى يمكنني أن أذهب؟ |
| Neden peşimde olduklarını ve ne kadar ileri gidebileceklerini bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف عماذا يدور كل ذلك أو لأي مدى سيصبح. |
| Evet, ama yuvalarını korumak için ne kadar ileri gidebilirler? | Open Subtitles | اجل ، لكن إلى أي مدى هم مستعدونَ لحماية موطنهم؟ |
| Bilmiyorum. Sadece bunu daha ne kadar ileri götüreceğini görmek istedim. | Open Subtitles | لا أعلم، أردتُ فقط أن أرى إلى أيّ مدى تسيرين بالأمر. |
| Bir görüşme ayarlayıp ne kadar ileri gidebiliriz diye bakmayı plânlıyorum. | Open Subtitles | أُخطط بأن أُرتب لقاءً معه .لأرى لأيّ مدى يُمكننا الوصول إليه |
| Peki bu tür bir iletişim ne kadar ileri gidebilir? | TED | إذاً.. إلى أيّ مدى يمكن أن يعمل هذا النوع من الاتصال؟ |
| Ne kadar ileri gittiği, kimlerle buluştuğu gibi şeyleri öğrenmek için. | Open Subtitles | لأعرف الى اى مدى قد وصل, على من تعرف,واشياء من هذا القبيل |
| Bana bir komutanın karar verme durumunda ne kadar ileri gidebileceğini... ya da cesaret edeceğini... ya da Tanrı rolüne soyunmasına izin veriliyor mu diye soruyorsan... sana cevap veremem. | Open Subtitles | لكن لو سألتنى إلى أى مدى مسموح للقائد بأن يذهب أو يجرؤ على الذهاب أو يسمح لة بممارسة دور الله |
| Ama bana bir komutanın sınırlarını, ne kadar ileri gidebileceğini ya da Tanrı rolünü nereye kadar sürdüreceğini soruyorsan, | Open Subtitles | لكن لو سألتنى إلى أى مدى مسموح للقائد بأن يذهب أو يجرؤ على الذهاب أو يسمح لة بممارسة دور الله |
| Banka müdürünü ve FBI'ı aradık. Ancak adamlar o kadar ileri gitmemişler. | Open Subtitles | اتّصلنا بمُدير المصرف، والمباحث الفيدراليّة، لكن رجالنا لمْ يصلوا إلى ذلك الحد. |
| O gün arabayı durdurmasaydın bu kadar ileri gidemezdim. | Open Subtitles | ،إذا لم تُـوقّف السيارة وقتها أنا لم أكُن لأستطيع الوصول لهذا الحد |
| Troy, Andy'le ne kadar ileri gittiniz? | Open Subtitles | يا تروي, كم المسافة التي قطعتها أنت وأندي؟ |
| Aileni öldüren kişileri bulmak için sen ne kadar ileri giderdin? | Open Subtitles | إلى أي مدي ستذهب أنتَ للبحث عن أشخاص قتلوا عائلتك ؟ |
| Ben sadece o seksi cankurtaranın geri gelmesini istedim. Bu kadar ileri gitmesini istememiştim. | Open Subtitles | أردت فقط أن يعود هذا المسعف المثير لم أقصد أن تذهب الأمور إلى هذا الحدّ |
| Olmaz mı! İşi zarfın üstüne Lenin adını yazmayacak kadar ileri götürmüş. | Open Subtitles | له علاقة، لا يريد أن يكتب إسم لينين على الظرف لهذه الدرجة هو متطرف |
| Ne kadar ileri gidersem, o kadar çok biliyorum eve gitmeyi ne kadar istediğimi. | Open Subtitles | كلما أبعدت كلما عرفت اكثر أني اريد العوده للديار |
| İlk randevuda, bir adamın ne giydiğine bakarak, ne kadar ileri gidebileceğini söyleyebilirim. | Open Subtitles | اتعرفِ.في اول موعد استطيع ان ارى ماالذي يرتديه الرجل واعرف بالضبط المقدار الذي سيتوصل اليه تلك الليلة |
| Ve herkesin verebileceği_BAR_öfkeli tepkiyi veriyorsun... ama çoğu insan_BAR_bunu bu kadar ileri götürmezdi. | Open Subtitles | و تتصرف بغضب مثل اى شخص فى حالتك لكن معظم الناس لن يصلوا لهذا المدى |
| Bazıları her 30 santimetrelik düşüşte, 18 metre kadar ileri gidebiliyor. | TED | فإن البعض منها يستطيع أن ينزلق باستواء مسافة 60 قدماً مقابل أن تنحدر قدماً واحدة نحو الأرض. |
| Anne. Özür dilerim. O kadar ileri gitmek istememiştim. | Open Subtitles | أمي، آسفة، لم أقصد أن تصل الأمور إلى ذلك الحد |