"kadar sıkı" - Traduction Turc en Arabe

• بإحكام
• بجد
• كم إجتهدت
• بجدٍّ

Ve bu yüzden doğdun günkü kadar sıkı diktirmelisin onu,
وبعد ذلك يَجِبُ أَنْ تُخيّطَيه ...بإحكام كما كان يومَ وُلدت

Geldiğimde ev kale kadar sıkı kilitlenmişti.
لقد كان المنزل موصد بإحكام حين وصلتُ إلى هنا

Çok isterim. O kadar sıkı çalıştım ki çabamın takdir görmesi hoşuma gidiyor.
انا احبه ،لقد عملت بجد ، إنه يمنحني شعوراً طيباً بأن اُقدر لمجهودي

Bu piçi yakalamak için kimse benim kadar sıkı çalışmazdı.
لم يكن احد ليعمل بجد ليمسك بهذا الوغد أكثر مني.

Ama, sadece... bilmeni isterim ki senin adına çok mutluyum çünkü bu iş için ne kadar sıkı çalıştığını biliyorum ve senin için neler ifade ettiğini de biliyorum.
لكن ، فقط.. فقط أريدك أن تعلم كم أنا سعيدة من أجلك لأني أعلم كم إجتهدت بجدّ من أجل تلك الوظيفة

Biz de onlar kadar sıkı çalıştık öyle değil mi?
نحنُ نَعْمَل بجدٍّ مِثلهم تمامًا، أليس كذلك؟

- JT. Sadece anlamıyorum. O taşı o kadar sıkı bandajlamıştım ki kangren olacağını sanmıştım.
أنا لا أستوعب فحسب أنّي ربطت ،تلك الجوهرة عليه بإحكام شديد

Şehir kilitlendi, 11 Eylül kadar sıkı halde.
والمدينة مغلقة بإحكام كيوم الـ11 من سبتمبر

O kadar sıkı değil, boynunu koparacaksın.
لكن ليس بإحكام للغاية أنت تعضين رقبته

Kapatmak için bu kadar sıkı hale getirmelisin.
عليك ربطها بإحكام لتبقيه مغلقاً

Tasmamın bu kadar sıkı olacağını sanmamıştım.
لم أكن أدرك أنني مُقيد بإحكام!

Hâlâ, şu bir Rus'u anlamış değilim, üstü çıplak çalışıyor, ama demek ki o kadar sıkı çalışıyor.
ما زلت لا أفهم هذا الرجل الروسي يشتغل بصدر عار، لكن ذلك يخبركم كيف كان يعمل بجد.

Senin kadar sıkı çalışan kimse yok diyorlar.
غايل: يقول الناس أن لا أحد يعمل بجد مثلك.

Dün, tam da bundan kaçınmak için o kadar sıkı çalıştım ki.
لقد عمِلتُ بجد البارحة لأتجنّب الحصول عليه

Tom, Martin'e Hasat Festivali için ne kadar sıkı çalıştığımı anlat.
توم , أخبر مارتن كم عملت بجد على مهرجان الحصاد

Hiç eğlenemeyeceksem bu kadar sıkı çalışmamın anlamı ne?
ما هي الفكرة من العمل بجد طالما أنك لا تستطيع أن تحظى ببعض المرح ؟

Ne kadar sıkı çalışırsam çalışayım, ya da, o işleri ne kadar batırırsa batırsın.
لا يهم كم إجتهدت في العمل أو كم أخفق هو

Masaya otu koymak ve hapları almak için bu kadar sıkı çalıştıktan sonra dışarı çıkıyorsun ve at yarışına bağımlı mı oluyorsun?
تذهبين وتدمنين على سباق الأحـصـنة بعدما عملتُ بجدٍّ لأضع الحبوب والحشيش ببيتنا؟

O hepsine sahipti. Çok sınırlı Tanrı vergisi yeteneğimle ne kadar sıkı çalışıyorum."
أعتقد أنها كانت تفكر:"انظر كم عملت بجدٍّ