Mağara duvarlarında, ahır kapılarında yanan yazılar hata mahsul tarlalarında bile. | Open Subtitles | ،على جدران الكهف، محروقة على أبواب الحظيرة حتى أنها رسمت في الحقول كدوائر على المحاصيل |
Çünkü tüm tuvalet kapılarında resmim var. | Open Subtitles | لأن هناك رسومات لي على جميع أبواب الحمام. أترى؟ |
Bar ve kulüp kapılarında kullanılanlardan. | Open Subtitles | تماماً كالتي يستخدمونها عند أبواب الحانات والنوادي الليليّة. |
Truva kapılarında kaç eş, bir daha göremeyecekleri kocalarını bekliyor? | Open Subtitles | كم من الزوجات ينتظرن ازواجا على بوابات طروادة لن يروهم ثانية ؟ |
Cennetin kapılarında boğazından asılan bir adam görmeyi ummuyorum. | Open Subtitles | الى بوابات الجنه لن أتوقع رؤية الرجل متعلق من رقبته |
Peder, nihayet. Majestelerinin size ihtiyacı var. Osmanlı ordusu Viyana kapılarında. | Open Subtitles | حضرة الأب أخيراً مولاي يحتاجك الجيش على بوابات فيينا |
Güvenlik kapılarında ses tanıma sistemi var. | Open Subtitles | أبواب الأمن تفتح عن طريق التعرف على الصوت |
Kızıl Şahinler her gün Sektör kapılarında protesto yapıp halkımın burada istenmediğini bana hatırlatıyorlar. | Open Subtitles | الصقور الحمر يتظاهرون كل يوم على أبواب القطاع مذكرين قومى، بإنهم غير مرغوب فيهم هنا |
Ben oradayken... Mondiatha'nın kapılarında ızdırap içindeydim. | Open Subtitles | عندما كنت أحتضر، على أبواب موندياثا، وكنت في النزع الأخير. |
New Delphi kapılarında gelmeyen bir orduyu, çağırması emredilen habercimin çağırmadığı orduyu bekliyordum. | Open Subtitles | أنا كان ينتظر على أبواب دلفي جديد للجيش أبدا أن وصل، جيش بلدي هيرالد أمر استدعاء. |
Roma kapılarında görüyorum seni Atilla. | Open Subtitles | أستطيع أن أراك، أتيلا، على أبواب روما. |
Kuzey ordusu Roma kapılarında. | Open Subtitles | إن الجيش الشمالى على أبواب الإمبراطورية |
Onlar ki Boruşehir kapılarında ölüm uyurken bile cesetleri doğranmaktan geri durulmamış erlerim. | Open Subtitles | الذين قطعت أجسادهم حتى و هم أموات و هم يدافعون عن أبواب ! "هورنبيرج" |
Cehennem kapılarında iblisle dans etsin. | Open Subtitles | فالترقص مع الشيطان على أبواب الجحيم |
çok zaman geçmeyecek... başka bir Baş-Vezir'in kendini göstermesi... Viyana kapılarında. | Open Subtitles | ولن يم ربيع آخر قبل أن يجد الوزير الأعظم نفسه أمام بوابات فيينا |
Kellelerini şehir kapılarında görmekten iyidir. | Open Subtitles | أفضل من أن نرى روؤسهم معلقةً على بوابات المدينة؟ |
Cesetlerinin, Casterly Kayası'nın kapılarında sarkıtıldığını hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر رؤية أجسادهم معلقة عاليا فوق بوابات القلعة الحجرية. |
Çamurdan sürünüp evrildiğinizden bu yana dünyanızın kapılarında durup hepinizi güvende tutuyorum. | Open Subtitles | كنت أقف على بوابات عالمكم لأبقيكم جميعاً آمنين منذ أن زحفتم من الوحل |
Birlikte, bu antik metropolün kapılarında muhafızlık yapan kocaman kanatlı boğaları ziyaret ederlerdi. Bu kanatlı boğalar, çocuğu bir yandan korkuturken bir yandan da heyecanlandırırdı. | TED | دائما ما كانوا يتوقفون لزيارة الثيران ذات الأجنحة الضخمة التي كانت تحرس بوابات تلك المدينة القديمة، والطفل كان خائفا من هذه الثيران المجنحة، لكنها كانت تثيره في نفس الوقت. |
Bu mevzuyu öğrenen diğer roninler Edo'daki daimyo evlerinin kapılarında bitivermeye başlamışlar... | Open Subtitles | المحاربون الآخرون الذين سمعوا القصة بدأوا يقدمون أنفسهم أمام بوابات "منازل "دياوا" , فى جميع أرجاء "إيدو |
Hapishane kapılarında ağlamak zorunda mıyız? | Open Subtitles | هل يجب علينا النحيب عند بوابات السجن؟ |