| O uçağı çağırmak hayatımda verdiğim en zor kararlardan biriydi. | TED | طلب تلك الطائرة كان واحدا من أصعب القرارات في حياتي. |
| Hastanenin eğitim kısmıyla ilgili verilecek bütün kararlardan sen sorumlu olacaksın. | Open Subtitles | ستكون مسؤولا عن جميع القرارات المتعلقة بالقسم التعليمي في هذا المستشفى. |
| Ben ve tabii ki hepimiz, hayatımızdaki bu büyük kararlardan oldukça sorumluyuz. | TED | .. انا . .و جميعنا اليوم مسؤولون عن معظم القرارات الكبيرة التي تواجهنا في حياتنا |
| İlk defa olarak, kararlarımızı o kararlardan doğrudan etkilenecek kişlerle birlikte alıyorduk. | TED | للمرة الأولى، كنا نصنع القرارات بالتعاون مع هؤلاء الذين كانوا يتأثرون مباشرة بهذه القرارات |
| Bilmeni isterim ki, vermek zorunda olduğum en zor kararlardan biriydi. | Open Subtitles | لو كان لكلامي قيمة، قد كان هذا أصعب قرار أتخذته في حياتي |
| kararlardan biride alışık olduğumuz ithalattı, ve hangi Missouri Katırı olduğuydu. | Open Subtitles | لذا كان أحد القرارات هو ،استيراد الحيوانات التي اعتاد اليونانيون عليها والمتمثلة في بغال ميسوري |
| Biz komutanların almaları gereken kararlardan biri. | Open Subtitles | واحدة من تلك القرارات يجب على القيادة ان تقوم بأتخاذها |
| Ama hayatınız seçimler ve kararlardan ibarettir. | Open Subtitles | لكن حياتُكَ مصنوعة من الأختيارات و القرارات. |
| İyi kararlardan bahsetmişken, sen kararını verdin mi? | Open Subtitles | بالحديث عن القرارات الجيده, هل اتخذت قرارك ؟ |
| Orada yapayalnızız. Orada geride bıraktığımız insanları izliyoruz ve verdiğimiz kararlardan pişmanlık duyuyoruz. | Open Subtitles | تكون وحيداً، وترى قومكَ الذين ولّيتَ عنهم، فيخامركَ الندمِ على بعض القرارات |
| Bugüne kadar verilmiş en zalim ve adil olmayan kararlardan biridir. | Open Subtitles | إنهُ إحدى القرارات القاسية والظالمة للأبد، |
| Kim olduğundan, zor kararlardan ve kapıdaki isminden bahsetme bana. | Open Subtitles | لا تكلميني عن القرارات الصعبة واسمكِ على الباب |
| Önemli kararlardan korkmak yok artık. | Open Subtitles | وقد إنتهيت من الخوف من القرارات الكبيرة. |
| Hastanenin eğitim kısmıyla ilgili verilecek bütün kararlardan sen sorumlu olacaksın. | Open Subtitles | ستكون مسؤولا عن جميع القرارات المتعلقة بالجانب التعليمي في المستشفى. |
| Yakın geçmişte almış olduğum bazı finansal kararlardan dolayı derin bir pişmanlık duyuyorum. | Open Subtitles | انا اندم بعمق عن بعض القرارات الماليه التي قمت بها بالماضي |
| Babası olarak bazen o kararlardan haz etmiyorum. | Open Subtitles | وبكوني والدها أنا لا أتفق دائما مع القرارات التي تتخذها |
| Bugüne kadar verilmiş en zalim ve adil olmayan kararlardan biridir. | Open Subtitles | إنهُ إحدى القرارات القاسية والظالمة للأبد، |
| Hayatımızın her aşamasında gelecekte olacağımız kişinin hayatını büyük ölçüde etkileyecek kararlar alıyoruz ve sonunda o kişi olduğumuzda çoğu zaman aldığımız kararlardan pek de mutlu olmuyoruz. | TED | في كل مرحلة من حياتنا نتخذ قرارات ستؤثر بشكل عميق على حياة الشخص الذي نتحول إليه، ثم عندما نصبح هذا الشخص، في بعض الأحيان قد لا نكون موفقين في هذه القرارات. |
| Başka zaman. Bugünkü de bu kötü kararlardan biriydi. | Open Subtitles | لكن، اليوم كان إحدى تلك القرارات السيئة |
| İsterdim ama bu teklifi geri çevirmek verdiğim en zor kararlardan biriydi. | Open Subtitles | لكن رفض ذلك العرض كان أصعب قرار أتخذته |