ve çok karmaşıktı. Birazdan size o teorinin ne olduğunu anlatacağım. | TED | وكانت نظرية معقدة وسوف اخبركم عن ماذا كانت تدور النظرية لاحقاً |
Benim hayatım ne kadar karmaşıksa onunki bin kat daha karmaşıktı. | Open Subtitles | مع ذلك كانت حياتي معقدة حياته كانت معقدة أكثر 100 مرة |
Ama -- ve tabi ki bu işlerin karmaşıklaştığı yer -- bulgular doğruydu, "Yaşasın arkeoloji", ama yorumu çok daha karmaşıktı. | TED | لكن -- وهذا بالطبع هو حيث تصير معقدة -- الحقائق كانت صحيحة، مرحى لعلم الآثار، لكن التأويل كان أكثر تعقيدا بالأحرى. |
karmaşıktı çünkü elimizde ona yardımcı olabilecek bir ilaç vardı. | Open Subtitles | انه معقد لأن لدينا دواء في صندوق يمكن ان يساعدها |
Fikirler gerçeklerle uyuşmadığı için her şey fazla karmaşıktı. | Open Subtitles | إنه أمر معقد بما أن الفكار لاتطابق الواقع |
Benim babamla aramdaki ilişki seninkine nazaran çok daha karmaşıktı. | Open Subtitles | علاقتي مع أبي كان أكثر تعقيداً من علاقتك به |
Fakat bu oldukça karmaşıktı çünkü ağ yapısının, bu bağların mimarisinin, zaman geçtikçe değiştiğini göz önünde bulundurmamız gerekiyordu. | TED | وكان هذا معقداً بسبب أننا أحتجنا أن نأخذ في إعتبارنا حقيقة أن شكل الشبكة، وبنية العلاقات ، تتغيران عبر الزمن. |
Bu şehirle ve aslında çoğunuzla ilişkimiz uzun ve karmaşıktı. | Open Subtitles | علاقتنا مع هذه المدينة ومع غالبيتكم طبعًا، طويلة ومعقدة. |
Bu kişileri elde etme ve eğitme süreçleri oldukça karmaşıktı. | TED | نظام كيفية إحضارهم وكيفية تعليمهم، كما كانت تسمى، كانت معقدة جدًا. |
Çok kesin bir şey olmasını istiyorduk, diğer yandan GPS koordinatları, enlem ve boylam aşırı karmaşıktı. | TED | وأدركنا حينها أننا أردنا شيئًا بالغ الدقة، لكن إحداثيات الملاحة المعتمدة على خطوط الطول والعرض معقدة أكثر من اللازم. |
Gerçek şu ki ikimizin de yaşamı en az onunkilerinki gibi karmaşıktı. | Open Subtitles | الحقيقة هي كلانا لديه حياة معقدة بما يكفي كما هي. |
Zordu, karmaşıktı ve o zamanlar açıklama kısmı minicik yazılmıştı ama o azmedip başardı. | Open Subtitles | كانت صعبة و معقدة , و أيضاً كانت الطباعة على تعليمات صغيرة لكنه ثابر |
Ama bu insanların bu cezayı hak ettiklerinden ne kadar emin olsam da hayat bundan son derece daha karmaşıktı. | Open Subtitles | لكني أدركت أنه برغم تأكدي التام من استحقاق هؤلاء الأشخاص للعقوبة، إلا أن الحياة معقدة أكثر من ذلك بكثير |
Son kertede, şu bekar anne hikayesi benim için biraz fazla karmaşıktı. | Open Subtitles | في النهاية، الخط الدرامي للأمهات العازبات معقد بالنسبة لي |
Yunan modeli kadar karmaşıktı. | Open Subtitles | كان نظام معقد كالنموذج اليوناني |
karmaşıktı. | Open Subtitles | كيف كان اللقاء؟ لقد كان معقد .. |
Şimdiye kadar basit olan her şey artık karmaşıktı. | Open Subtitles | كل شيء كان سهل ذات مرة أصبح معقد الآن |
Savaş sonrası daha da karmaşıktı. | Open Subtitles | الآثار الناجمة عن الحرب كانت أكثر تعقيداً |
Safranov'un ikinci evresi daha az karmaşıktı. | Open Subtitles | مرحلة "سوفرانوف " الثانية كانت أقل تعقيداً |
Hayır, kodlama çok karmaşıktı. | Open Subtitles | كلاّ، كان الترميز معقداً للغاية |
Bakın beyefendi, o gece olanlar karmaşıktı, evet itiraf etmeliyim ki kontrolü kaybettik, hatalar yaptık ama ulusal bir krizden bahsediyoruz. | Open Subtitles | اسمع يا سيدي ، ما حدث في تلك الليلة كان معقداً و أجل يجب أن أقر بأننا فقدنا السيطرة على الموقف ارتكبنا أخطاء لكننا نتحدث عن أزمة قومية |
Benim hayatım da eskiden eğlenceli ve karmaşıktı. | Open Subtitles | - هذا معقد. - حياتك هو متعة للغاية ومعقدة! |