Bu yaşlı yalnız kayada bundan fazlasını umamayız. | Open Subtitles | أكثر ما نتمناه على هذه الصخرة الوحيدة القديمة |
Sizi o tanrının cezası kayada kapalı tutan şey bu. | Open Subtitles | هذا هو الذي أبقاكم مختومين في تلك الصخرة المنسيّة |
En çok, kara kurbağası, diğer kurbağayı kayada yalnız otururken gördüğünde üzülmüştüm. | Open Subtitles | هناك مقطع حزين حينما يفزع العلجوم عندما يجد الضفدع حزينا وحده على الصخرة |
Artık tek yapabileceğiniz verileri heba edip o kayada ölen her erkeğin, kadının ve çocuğun boşu boşuna can vermesi olur. | Open Subtitles | كل ما يُمكنكم فعله الآن هو إضاعة البيانات والتأكد من موت كل رجل وإمرأة وطفل على هذه الصخرة هباءًا |
Biliyor musunuz bu kayada muhteşem olan kimdi? | Open Subtitles | تعرف من كان الأروع على هذة الصخرة ؟ " إنة" بوبى |
Eğer depo burada olmasaydı bunu bir kayada veya ağaçta görebilirdin. | Open Subtitles | إذا تلك الدبابة ما كانت هناك، أنت تراه في الصخرة أو في الشجرة - |
Belki şu kayada durdururum. | Open Subtitles | ربما سأتوقف عند تلك الصخرة هناك. |
Allahın belası bir kayada bunu nasıl yapacaksınız? | Open Subtitles | كيف هذا فى هذه الصخرة البائسة ؟ |
Yaptığı şey, eski atmosferde bulunan ve son bir kaç milyon yıldır bu kayada hapis kalan karbondioksiti sebest bırakmak. | Open Subtitles | ما يقوم به هذا انه يحرر ثاني أكسيد الكربون كان ذلك في الغلاف الجوي القديم وله الآن بضع الملاين من السّنين محبوس في هذه الصخرة. |
Geri döndüklerinde kayada akbabalar vardı. | Open Subtitles | ... عادواللرؤية عقبان في الصخرة. |
Bu kayada yazan şey. | Open Subtitles | ما كُتب على الصخرة |
Gerald bize kovanı verirsen kayada oturmana izin veririz. | Open Subtitles | جيرالد)، أعطينا دلوك). وسنسمح لك بالجلوس على الصخرة. |
Bu kayada geçirdiğin zamanın tadını çıkar. | Open Subtitles | مرحبًا بك في وقتك على الصخرة. |
- Marina anlaşmasının sırrı kayada. | Open Subtitles | - المفتاح الي صفقة مارينا هو الصخرة . |