Ölümü yaklaştıkça da taşıyıcının bağışıklık sistemini kontrol etme yeteneğini kaybediyor. | Open Subtitles | و أثناء موته، يفقد ذلك الطفيل القدرة على التحكم بدفاعات المضيف |
Evet, ona beyin tümörü teşhisi konuldu, ve zaman zaman şuurunu kaybediyor. | Open Subtitles | و قد تم تشخيصه بسرطان المخ لذا هو يفقد وعيه طوال الوقت |
Çok maddiyatçı görünebilir, Ekselansları ama yeni papa ürünleri piyasaya sürülmeden geçen her gün Vatikan hazinesi ne kadar kaybediyor biliyor musunuz? | Open Subtitles | الخطر الذي يبدو ماديًّا أيضًا هل تعرف كم تفقد خزائن الفاتيكان عن كل يوم يمر دون أي تسويق بابوي جديد في السوق؟ |
Ancak bu aynı bongo çok hızlı bir şekilde müzikten yok oluyor ve halk arasında hızlıca geleneksel tür popülerliğini kaybediyor. | TED | ومع ذلك هذا الطبل نفسه يختفي بسرعة جدًا من المشهد الموسيقي ومن الأسلوب التقليدي أنه يخسر شعبيته بسرعة جدًا بين الناس |
Brezilya 1950 Dünya Kupası'nı kaybediyor... 200000 taraftar derin bir sessizliğe büründü.. | Open Subtitles | البرازيل تخسر كأس العالم 1950 000 الف متفرج يقفون في صمت رهيب |
O kadar, o kadar kaybediyor ki. | Open Subtitles | يا له.. يا له من خاسر |
Sistem, aniden ve süpriz bir şekilde, yazlık buz örtüsünün yüzde 30 - 40'a kadar kaybediyor. | TED | و فجأة و بدون مقدمات، يفقد النظام من 30 إلى 40 بالمائة من غطاءه الثلجي الصيفي. |
Kontrolü kaybediyor. Bir parçası bağımsız hale geliyor. | Open Subtitles | ، يفقد السيطرة .جزء منه يصبح مستقل ذاتيا |
Seninle açık konuşacağım dostum. Bu iş çekiciliğini kaybediyor. | Open Subtitles | سأكون صريحاً معك يا صديقي هذا العمل يفقد سحره بسرعة |
Çocuk paraya kavuşuyor, çocuk parayı kaybediyor, yada tamamen dengesiz hale geliyor, arkadaşlarının onu hatırlamasını ümit ediyor. | Open Subtitles | الفتى يحصل على المال.. الفتى يفقد المال ويصبح الوضع فوضوياً |
Ölümü yaklaştıkça da taşıyıcının bağışıklık sistemini kontrol etme yeteneğini kaybediyor. | Open Subtitles | وأثناء موته، يفقد ذلك الطفيل القدرة على التحكم بدفاعات المضيف |
Telomerlerimiz aşınma savaşını daha hızlı kaybediyor. | TED | التيلومترات خاصتنا، تفقد الحرب ضد هذا الاستنزاف بسرعة |
Yani şempanzelerin, dünyadaki pek çok diğer yaratık gibi, habitatlarını kaybediyor olmaları çok üzücü. | TED | لذلك من المحزن جدا أن تجد الشمبانزي، مثل العديد من المخلوقات حول العالم، تفقد مساكنها الطبيعية. |
Onu sarhoş etme. Tamamen kontrolünü kaybediyor. | Open Subtitles | لا تجعلها تثمل فهي تفقد التحكم في نفسها كليا |
Hayır, bazen adam mantıklı konuşuyor. Sonra birden kendini kaybediyor. | Open Subtitles | أحياناً هذا العجوز يتحدث بالمنطق ثم يخسر طريق ويبدا بتخريف |
Eğer obez fareye angigenez inhibitörü verirseniz, fare ağırlık kaybediyor. | TED | إذا اخذنا الفأر السمين و أعطيناه مانع لتولد الأوعية, يخسر بعض الوزن |
Kumarhanen para kaybediyor. Biz daha iyisini yapabiliriz. | Open Subtitles | الكازينو يخسر و ربما يمكننا أن نجعلة يعمل بشكل افضل |
Cape Town sızan borulardan suyunun 1/3'ünü kaybediyor. | TED | تخسر كيب تاون ثلث مياهها بسبب تسريب الأنابيب. |
O kadar, o kadar kaybediyor ki. | Open Subtitles | يا له.. يا له من خاسر |
Sonuçta yılda 25000 kişi kör kalıyor, Yüzbinlercesi bir uzvunu kaybediyor. Her yıl! Çaresi olan bir şey için! | TED | ونتيجة لذلك 25،000 شخص يصاب بالعمى سنوياً ، مئات الآلاف يفقدون أطرافهم ، كل سنة ، لشيء يكون قابل للحل. |
Bir yıl boyunca katılımcılar ortalama iki buçuk kilo kaybediyor. | TED | ولمدّة عام كامل، خسر المشاركون ما يعادل خمسة باوندات. |
Yok, hayır, yıllardır ilk kez olan şey birine olan hüsranımın öfkeye dönüşmesi ve az daha kendimi kaybediyor olmamdı. | Open Subtitles | لا، لا، ماحدث أني للمرة الأولى منذ سنوات إحباطي تجاه شخص ما تحول لـ غضب و كدتُ أن أفقد سيطرتي |
Bizler yıldızlarız parlıyor parlıyoruz kendimizi kaybediyor fakat evreni kazanıyoruz. | Open Subtitles | نحن النجوم المتوهجة، المتزايدة نخسر انفسنا لكن نفوز بالكون |
Oğlunuz neredeyse bir gözünü kaybediyor muydu? | Open Subtitles | هل صحيح ان أبنك كان سيفقد عينيه وهو فى حضانتك؟ |
Eğer bütün bu karnavalı göğe yükseltecekse, neden büyü yaparak zaman kaybediyor ki? | Open Subtitles | إذا كان سيعرج بمدينه الملاهي هذه كلها فلماذا يضيع الوقت بقيامه لأفعال سحرية؟ |
Akrabalarına güvenini kaybediyor, özellikle de karısına. Bu saçmalık. | Open Subtitles | هو يَفْقدُ الثقة في العائلةِ وخصوصاً في الزوجةِ |
Sharks, iç sahada avantajını kaybediyor. | Open Subtitles | وها هم القروش يضيعون ميزة اللعب على أرضهم |
Yani belediye başkanlığı silahlanma kanununu çıkarmıyor bu adam ailesini kaybediyor ve intikam alıyor. | Open Subtitles | إذًا مجلس المدينة لم يوافق على قانون لحد حيازة السلاح وفقد هذا الرجل أسرته كاملة ويسعى للثأر. |
- Yakınlarında yolun. - Acele et, kan kaybediyor! | Open Subtitles | انه قريب من الطريق بسرعة افقد الكثير من الدم |