"kazandığı" - Traduction Turc en Arabe

    • فاز
        
    • يفوز
        
    • فازت
        
    • ربح
        
    • يربح
        
    • جناه
        
    • يكسب
        
    • يجنيه
        
    • يجنون
        
    • انتصر
        
    • يجني
        
    • كسبه
        
    • كسبها
        
    • تجنيه
        
    • اكتسب
        
    Şimdiye kadar köylülerin kazandığı bir arazi davası duydunuz mu? Open Subtitles هل تعلم أى قضية عن أرض فاز بها أهالى القرى
    Kaç adam kaybettiği, kazandığı sürece Malagant'ın umurunda değil. Open Subtitles مالاجانت لا يبالى كم يخسر من الرجال ، طالما يفوز
    Oscar kazandığı zaman, tava suratlı ibne uzaylıyla evlendiği zaman değil. Open Subtitles عندما فازت بالإوسكار, ليس عندما تزوجت ذلك الشاذ ذو وجه المقلاه,
    Lu'nun 30 yıl önce savaşta kazandığı Whenshang'daki 3 Şehri iade edin. Open Subtitles عودة مدن وين شان الثلاث ربح الحرب من لو منذ ثلاثون سنة
    Ama kazanmadığı zamanlarda da, kaybettiğinde gene de gülerdi, ve kazandığı zamanlardaki kadar eğleniyormuş gibi görünürdü. TED لكنه عندما لا يربح ,, و يخسر كان يضحك .. ويبدو وكأنه استمتع بذلك كما لو انه ربح
    Tottenham'ın son FA Kupası'nı kazandığı yıl. Asırlar önceydi bu arada. Open Subtitles سنة توتنهام، فاز بكأس الإتحاد الإنجليزيّ، وكان ذلك قبل عدّة سنوات.
    Peki, o zaman bu Alexis'in kazandığı ödüllerden biri olabilir mi? Open Subtitles حسنا. لذلك يمكن أن يكون، أم، وهي الجائزة التي فاز الكسيس؟
    Yani Barack Obama'nın tarihi başkanlığını kazandığı gece lezbiyen ve gey camiası en acı verici yenilgilerimizden birini yaşadı. TED ففي نفس الليلة التي فاز باراك اوباما بمنصبه التاريخي عانى مجتمع المثليين واحدة من أكبر خيبات الامل
    Ben sadece ameliyatınızın iyi geçmesine sevindim, kimin kazandığı pek umurumda değil! Open Subtitles في الحقيقة, أنا مسرور لأن عمليتك قد نجحت, و مازال لديك لعبتك. لا أهتم بمن يفوز
    Tek elle oynayan adamın kazandığı gün kasabayı terk ederim ve asla geri dönmem! Open Subtitles اليوم الذى يفوز فيه لاعب بيد واحدة هو اليوم الذى أغادر فيه المدينة و لا أعود أبدا
    - Yapma! Eğer zeki olsaydı, sapığın kazandığı bir filmle karşımıza geçerdi. Open Subtitles لو كان ذكياً، سيأتي،،،، كنوع من الافلام عندما يفوز المطارد
    Bu rüya en sonunda James Reid'in sarı mısırının Mavi Kurdele'yi kazandığı 1893 Dünya Fuarı'nda fark edilecekti. TED هذا الحلم سيكون في النهاية قد تحقق في معرض العالم 1893، حيث فازت الذرة الصفراء لجيمس ريد بالوسام الأزرق.
    Brezilya'nın Dünya Kupası'nı kazandığı gün... Open Subtitles اليوم الذي فازت به البرازيل باول كأس عالم لها
    Simone Cenova'daki maçı kazandığı için bütün komşular bizi tanıyor. Open Subtitles "الجميع يعرفنا منذ أن ربح "سيمون "بطولة الملاكمة فى "جينوا
    Bu herkesin kazandığı gıda ekonomisini harekete geçiren bir durum. TED إنه موقف يربح فيه الجميع ويدفع عجلة الاقتصاد الغذائي.
    Şampiyon, restoranın bir gecede kazandığı en yüksek meblağ 15 bin dolardı. Vah vah vah. Open Subtitles يا بطل, أكثر ما جناه المطعم في ليلة واحدة هو 15 ألف.
    Biliyorum Yeni bir Mahjong oyuncusunun... çok fazla kazandığı söyleniyor her yerde. Open Subtitles أَعْرفُه هو يُسْمَعُ ان المستجد في ماهيونج يكسب كثيرا.لابد و انه انت
    İşgücü İstatistik Kurumuna göre bir kadın çalışan bir erkeğin kazandığı her dolara karşı yalnızca 83 sent kazanıyor. TED طبقاً لمكتب إحصائيات العمل، تجني المرأة العاملة 83 سنتاً فقط مقابل كل دولار يجنيه الرجل.
    O insanların bir yılda kazandığı, bizim on yılda kazandığımızdan fazlaydı. Open Subtitles هؤلاء الأشخاص, إنهم يجنون في السنة أكثر مما نجنيه خلال عقد
    Her yer Croatoan diye bir şey kazandığı için cehenneme dönmüştü. Open Subtitles وكل شيء ذهب الى الجحيم بسبب ان كروتوان قد انتصر
    kazandığı her şeyi ona bırakıyorum. Komisyon bile istemiyorum. Open Subtitles ادعه يأخذ كلّ ما يجني لا اطلب منه ايّ نسبه
    Jessenin kazandığı paranın yarısını yanlışlıkla sana vermiş. Open Subtitles ،من جانب شريكنا المشترك (عندما أعطاك نصف ما كسبه (جيسي
    George Washington'ın kazandığı ilk muhabereydi ve bağımsızlık savaşının dönüm noktalarından biriydi. TED إنها كانت المعركة الأولى التي كسبها جورج واشنطن ، في الواقع ، وكانت الى حد كبير نقطة تحول في حرب الاستقلال.
    Ne kadar kazandığı umurumda değil, sadede gel. Open Subtitles أنا لا أهتم بقدر المال الذي تجنيه إقفزي إلى خلاصة الأمر
    Arrow destek çağırdı, bu da düşmanımız her dövüşçü karşısında daha fazla güç kazandığı için neredeyse felaketle sonuçlanıyordu. Open Subtitles السهمدعىلتعزيزات, والتي ثبتت أنها كارثية تقريبا كما اكتسب عدونا المزيد والمزيد من القوة مع كل قتال جديد

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus