Ama o aynı zamanda, kendi hayatı ve seçimleri olan yetişkin bir adam. | Open Subtitles | لكنه يصبح رجلا في حياته الخاصة وإختياراته الخاصة |
Öğrendiğimiz sihrin bir kısmını kaybedecektik. Bir yere gidip, orada zaman geçirirseniz, projenin kendi kendine gelişmesine izin verebilir, kendi hayatı olmasını sağlayabilirsiniz. | TED | ستفقد بعضًا من السحر الذي تعلمناه وهو أنك إذا ذهبت إلى مكان ما وقضيت بعض الوقت هناك، يمكنك أن تدع المشروع يكبر بشكل متناسق ويكون له حياته الخاصة |
Kendi barını açtı, kendi hayatı var, kendi Jessica'sı var. | Open Subtitles | لديه حانته الخاصة، حياته الخاصة (جيسيكا) الخاصة به |
Sadece diyorum ki, bilirsin bir gün Ross biriyle tanışacak ve kendi hayatı olacak. | Open Subtitles | أقول إنّ يوماً ما سيتعرف (وس) إلى أحد ما وسيكون لديه حياته الخاصة |
kendi hayatı gibi değil, sanki ona çok benzeyen birinin hayatı gibi. | Open Subtitles | ليس لنفسها لكن لفتاه تشبهها تماما |
kendi hayatı gibi değil, sanki ona çok benzeyen birinin hayatı gibi. | Open Subtitles | ليس لنفسها لكن لفتاه تشبهها تماما |
Oğlunun artık kendi hayatı var. | Open Subtitles | أصبح لولدك حياته الخاصة الآن |