Zavallı adam hastaneye kadar kendine ait olmayan bir bacakla topallayarak gelmiş. | Open Subtitles | و هذا الرجل المسكين عرج الى المشفى على ساق ليست ملكه |
Bu takımın kendine ait ilk yardım çantası olmalı, etrafı dolaş, bulabilecek misin bir bak. Hadi! | Open Subtitles | هذه الوحده لا بد انهم كانت لديهم اشيائهم الخاصه ابحث عنها.هيا |
Tıpkı odada kendine ait küçük havuzu olan birinci sınıf oteller gibi. | Open Subtitles | مثل فندق من الدرجة الأولى، مثل تواجد حمام السباحة خاص بك بغرفتك |
Bebeğimin kendine ait bir evi olacak birkaç ay içinde. | Open Subtitles | حبيبتي ستحصل على منزل خاص بها ... خلال بضعة اشهر |
Belki kendine ait bir odan olursa yine resim yapmaya başlarsın. | Open Subtitles | ربما إذا حصلت على غرفة خاصة بك ستعاود الرسم مجددا |
Her Amerikan elçiliğinin kendine ait zırhlı iletişim odası vardır. | Open Subtitles | كل سفارة امريكية لديها غرفة اتصالات محصنة خاصة بها |
Belki hepsinin kendine ait olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | ربما ظنّ أنه ملكه |
Jerry 1 sene önce geldi ve kendine ait ne varsa alıp gitti. | Open Subtitles | وجعلني أسلم كل شيء ملكه |
- kendine ait bir saati var. | Open Subtitles | - كان عنده ساعة ملكه. |
Ama sen arabalar ve kendine ait özel adanı alırken, o güçlük çekiyordu. | Open Subtitles | ولكن بدلاً من هذا أنت تشتري السيارات المخصصه وجزيرتك الخاصه هل كانت من إمسح وإربح؟ |
Adi bir adam bu yeri kendine ait açık kuku büfe olarak kullanıp her renk, her biçim ve bedendeki kadını becerir. | Open Subtitles | قد يستعمل رجل ناقص هذا المكان كمخزن لتهريب المهبلات الخاصه به جميع الألوان اللعينه والأشكال والأحجام |
Ama şimdi yeni şeyler yapabilirsin. kendine ait bir şeyler. | Open Subtitles | ولكن الآن تستطيعي صناعة أشياء جديده أشيائك الخاصه |
Sadece senin için endişeleniyorum. Sen ne zaman kendine ait bir eve çıkacaksın yahu? | Open Subtitles | متى ستحصلين على منزل خاص بك بأي حال؟ |
- Bırak işte. Niye kendine ait bir yer istiyor ki. | Open Subtitles | أنا فقط لا أفهم لماذا تحتاج إلى مكان خاص بها |
kendine ait bir odan ve araban olacak. | Open Subtitles | سيكون لديك غرفة خاصة بك وسيارة خاصة وتحت تصرفك. |
Yine de fikirlerin kendine ait bir yaşamları var gibi durması ve yaratıcılarından uzun yaşaması harika bir şey. | TED | إلا أنه رائع أنّ الأفكار تبدو و كأنّ لها حياة خاصة بها وأنها تعيش كثيرا بعد فناء مخترعيها. ربما الحياة البيولوجية مجرد مرحلة عابرة. |
Evet, kendine ait mekanı var ama polis müzayedesinden aldığı bir karavan. | Open Subtitles | , بالتأكيد, لديه مكانه الخاص . مكانه عبارة عن مقطوره اشتراها من مزاد الشرطة |
Kızıl Tanrı, kendine ait olanı alır güzel kız. | Open Subtitles | الإله الاحمر يأخذ ما هو حقه أيتها الفتاه الجميله |
Onun bir işi, çocuğu, kendine ait bir hayatı yok ki. | Open Subtitles | كأنني ليس عندي عمل أوطفلأو حياة. |
* kendine ait özel bir dünyan var * | Open Subtitles | حسنا، إذهب إلى عالمك الخاص |
Nasıl beceriyorlar bilmiyorum ama benden başka herkesin kendine ait bir hayatı var. Crosby öyle. | Open Subtitles | لا أعلم كيف يحدث ذلك ، لكن يبدو بأن الجميع لديه حياة خاصة به |