Biliyorum. Size ne diyeceğimi bilemiyorum. kişisel değil. | Open Subtitles | أعلم، لا أعرف ماذا أقول، الأمر ليس شخصياً. |
Bunu anlamak senin için zor, biliyorum, ama bu kişisel değil. | Open Subtitles | أنا أعلم أن هذا الأمر صعب عليك فهمه و لكن هذا ليس شخصياً |
O bir bebek. kişisel değil. | Open Subtitles | انها طفله صغيره , الامر ليس شخصي |
Bak, bu kişisel değil ama kontratında rekabet etmeme hükmün var. | Open Subtitles | حسنا, اسمعي هذا ليس شخصيا ولكن لديك بند بعدم المنافسه في العقد الخاص بك. حسنا؟ |
Bu bir iş, kişisel değil. | Open Subtitles | الامر ليس شخصى انة عمل |
Bu bir iş, kişisel değil! | Open Subtitles | ما كان والدك ليحب هذا هذة تجارة و ليست مسألة شخصية |
Atıştırmalık şeyler içindi. Bu sefer... kişisel değil. | Open Subtitles | كان هذا لإحضار وجبات خفيفة، لكن الأمر هذه المرة ليس شخصياً |
Şimdi sana söylüyorum. Bu kişisel değil. | Open Subtitles | والآن أخبركِ بأنّ ذلك ليس شخصياً. |
Bu kişisel değil. Sadece siyaset. | Open Subtitles | الأمر ليس شخصياً الأمر سياسيٌ وحسب |
Bak bu kişisel değil | Open Subtitles | أعني ، انظري ، ذلك الأمر ليس شخصياً |
Bu olaylar, kişisel değil. | Open Subtitles | انا فقط اجد الامر برمّته, ليس شخصياً |
Bak bu kişisel değil. | Open Subtitles | أنظر هذا ليس شخصياً |
O bir bebek. kişisel değil. | Open Subtitles | انها طفله صغيره , الامر ليس شخصي |
kişisel değil. | Open Subtitles | هو ليس شخصي هو عمل. |
İş ile ilgiliydi. kişisel değil. | Open Subtitles | إنه عمل، ليس شخصي |
Ama şunu söylemeliyim, bu kişisel değil, Skyler, ama bu gerçek olamaz di mi, yoksa öyle mi? | Open Subtitles | اود ان اقول ان الامر ليس شخصيا سكايلر ,لكن لن تكون تلك الحقيقة اليس كذلك؟ |
Ben Sue Sylvester, ve bu kişisel değil. | Open Subtitles | انا سو سلفستر و الامر ليس شخصيا |
Bilmeni isterim ki, bu kişisel değil. | Open Subtitles | اريدك ان تعلم بان هذا ليس شخصيا |
Arkadaşlar dinleyin bu kişisel değil. | Open Subtitles | اسمع يا زميل انه ليس شخصى |
Bu, kişisel değil. | Open Subtitles | الأمر ليس شخصى |
Bu bir iş, kişisel değil! | Open Subtitles | ما كان والدك ليحب هذا هذة تجارة و ليست مسألة شخصية |
Tripp, hiçbir şey kişisel değil. Sadece iş. | Open Subtitles | تريب , لا شيء من هذا شخصي فقط عمل |
Bu tedbirli yatırım, kişisel değil. | Open Subtitles | إنه استثمار بحت، ليس أمر شخصي. |
Göründüğü gibi olduğunu söyleyemezsiniz, bunların hepsi, kişisel değil. | Open Subtitles | لا يمكنكِ إخباري بأن هذا العرض و كل هذا , ليس شخصيّاً |