Bu fikre bayıldık ve hemen ibadethanelere ulaşmaya başladık: kiliseler, tapınaklar, camiler ve sinagoglar. | TED | أحببنا الفكرة وبدأنا على الفور دخول دور العبادة. كنائس ومعابد ومساجد وكُنس يهودية، |
Bu sadece başlangıç. İmparatorlugun heryerinde kiliseler olacak. | Open Subtitles | هذه هي البداية فقط، ستكون هناك كنائس بجميع أنحاء الامبراطوريّة. |
Konuşacak biri var mı diye bakalım. Boş kiliseler beni dehşete düşürüyor. | Open Subtitles | لنري لو ان هناك شخص ما نتحدث اليه الكنائس الفارغه تصيبني بالرعب |
Bu kiliseler ve camilerden bazıları mükemmel görsel-işitsel sistemler, harika toplantı alanları ile dünya standartlarında ve uluslararası konserler ile yarışan etkinlikler düzenlemektedir. | TED | يعتبر بعض هذه الكنائس والمساجد من الطراز الأول عالميًا، مع أنظمة سمعية وبصرية ممتازة، وأماكن اجتماعات رائعة، وينظمون فعاليات لحفلات موسيقية عالمية منافسة. |
İtaly'da rahipler öldürüldü ve kiliseler yıkıldı. | Open Subtitles | الأكليروس في ايطاليا قتل والكنائس تتهدم. |
kiliseler yıkılmış, bir tane din adamı yok, papaz yok... ve çocuklar da çıplak dans ediyorlar. | Open Subtitles | ، بالكنائس المهدمة ... لا وجود للوزراء، لا وجود للكهنة وبالأطفال الذين يرقصون عراة |
..aksine bakacak hoş kiliseler ve daha iyi çay tabaklarının olması gerek. | Open Subtitles | وسيكون لدينا كنائس مميزه تنظر إليها, ولن تتسبب بكس الظهور |
Çocuklar, kiliseler, tutucular, | Open Subtitles | أطفال كنائس أمهات عاملات يديرون كل نقطة لدينا في هذا التصور |
Dalgalar, kiliseler, suçlu iadesi yok. Verilere uyuyor. Hayır, uymuyor. | Open Subtitles | امواج ، كنائس ، لا تبادل للمجرمين ذلك مناسب |
Bölgede daha eski kiliseler var mı? | Open Subtitles | هل يوجد اي كنائس اقدم في المنطقه؟ |
Viyana'da ki tüm kiliseler... camiye dönüşecek. | Open Subtitles | وكل كنائس فيينا ستصبح مساجد |
kiliseler, köprüler inşa etti. | Open Subtitles | بنى كنائس وجسور |
kiliseler obezlikle mücadele eden isanlar için koşu grupları ve destek grupları kuruyorlardı. | TED | كانت الكنائس تقيم مجموعات جري خاصة بها ومجموعات دعم خاصة بها للأشخاص الذين يواجهون السمنة. |
Neredeyse her kurumda, Batı Almanya'daki kiliseler de dahi birçok casus vardı. | TED | في كل مؤسسة تقريبا حتى في الكنائس أو ألمانيا الغربية كان هناك الكثير منهم. |
Geleneksel olarak, kiliseler, camiler ve sinagoglar gibi özel ve dini kurumlar tarafından yapılırdı. | TED | تقليديًا، يتم القيام بذلك من قبل منظمات خاصة ودينية، مثل الكنائس والمساجد والمعابد. |
kiliseler duvar halılarını sadece uzun ayinler sırasında soğuktan korunmak için değil, aynı zamanda hayatın büyük tiyatrosunu temsil etmenin bir yolu olarak kullandılar. | TED | استعملت الكنائس القماش ليس فقط لتجنب البرد خلال القداس، بل أيضاً كطريقة لتمثيل مسرح الحياة العظيم. |
Eski kiliseler ve endüstriyel depolar, toprak yapabileceğimiz ve hayatı onurlandırabileceğimiz bir yere dönüştürülebilir. | TED | يمكن أن تحوّل الكنائس القديمة والمستودعات الصناعية إلى أماكن ننشأ فيها التربة ونشرّف الحياة. |
Nasıl da o kanallar, köprüler, parke taşlı caddeler ve o kiliseler, tüm o güzel peri masalı şeyler, tüm bunlar nasıl, biri için önemsiz olabiliyor? | Open Subtitles | كيف يمكن لكل هذه القنوات والكباري والشوارع المرصوفي بالحجارة والكنائس ـــ وكل هذه الأشياء الأسطورية الجميلة ــ كيف يمكن لهذا كله ألا يكون ما يحبه الإنسان؟ |
Tüm o kanallar, köprüler, arnavut kaldırımı sokaklar, kiliseler tüm bu peri masalından fırlamış şeyler nasıl olur da bir insan evladına hitap etmez amına koyayım? | Open Subtitles | كيف يمكن لكل هذه القنوات والكباري والشوارع المرصوفي بالحجارة والكنائس ـــ وكل هذه الأشياء الأسطورية الجميلة ــ كيف يمكن لهذا كله ألا يكون ما يحبه الإنسان؟ |
Tapınaklar, camiler, kiliseler, onlar, her şeyi ödeyecekler. | Open Subtitles | المعابد ، المساجد ، والكنائس سوف يدفعون كل شيء |
- O kiliseler falan. Gotik mimarisi. - Evet. | Open Subtitles | بالكنائس وما شابه ذلك ، إنها على الطراز القوطي - نعم - |
kiliseler cenneti yüceltmek için yapılır ama bu... | Open Subtitles | ! لقد بنيت هذه الكنيسه لاهانة الجنه انظر الى هذا ! |