| İyi ki bunu söyledin, çünkü birazdan yapacağım şeyi çok daha kolaylaştıracak. | Open Subtitles | أنا سعيدة بأنكِ قلتِ هذا. لأنه يجعلني ما سوف أفعل أسهل بكثير. |
| Sorgulamaya başladığım şeylerden biri yeniliği kolaylaştıracak ve daha sık olmasını sağlayacak yollar var mıydı? | TED | لذلك واحدٌ من الأشياء التي جعلتني اتساءل هو هل هناك طرق أسهل للقيام بالابتكار وجعله يحدث أكثر؟ |
| İşleri daha da kolaylaştıracak. Hem bu seni değiştirmez. | Open Subtitles | سيكون ذلك لفترة قصيرة فهذا سيجعل الأمور أسهل |
| Bir sayıda karar kılmak işini daha mı kolaylaştıracak? | Open Subtitles | هل سيسهل عليك الموضوع لو حددنا رقماً معيناً |
| Boşuna uğraşma.Eğer hayatını kolaylaştıracak birşeyse ilgisini çekmez. | Open Subtitles | فقط انسي الأمر إذا كان سيسهل الحياة فإنه غير مهتم |
| Tek istediği evine girip çıkmayı kolaylaştıracak zemin seviyesinden itibaren 3 tane basamak yapmak için izin istemekti. | TED | كل ما كانت تحتاجه السماح لها ببناء ثلاث أدراج أمام بيتها من مستوى سطح الأرض مما يسهل عليها دخول بيتها والخروج منه |
| Fakat tüm bunları on kat kolaylaştıracak nedir, biliyor musun? | Open Subtitles | و لكن اتعرفين ما الذي يجعل العمل اسهل بعشر مرات |
| Ayrıca eklemem gerekir ki görevimi kolaylaştıracak herhangi bir bilgi hiç bir şekilde cezai bir yaptırım getirmeyecek. | Open Subtitles | يمكنني أيضاً أن أضيف، بأنّ أيّ معلومات تسبّب تسهيل القيام بواجباتي لن تؤدّي إلى خضوعك لأيّ عقاب |
| Sizinle, hepimizin hayatını kolaylaştıracak bir iki konuyu konuşmak istiyorduk. | Open Subtitles | نود أن نتناقش معك في بعض الأمور ونعتقد أننا سنوجد حياة أسهل بكثير من الموجودة الآن |
| İfade veya tüm işi kolaylaştıracak ne varsa imzalayacağım. | Open Subtitles | سأوقع إفادة أو أي ما يلزم لجعل الأمور أسهل |
| Denek senin için işleri kolaylaştıracak. | Open Subtitles | عينات الاختبار ستجعل الأشياء أسهل بالنسبة لك |
| Bu işlem, bizim işimizi kolaylaştıracak, ve hızlandıracak böylece buradan hep birlikte ayrılacağız. | Open Subtitles | ذلك سيجعل عملنا أسهل وأسرع وبعدها بإمكاننا جميعاً الخروج من هنا |
| Çünkü bilmek, seni arayıp bulmayı biraz daha kolaylaştıracak. | Open Subtitles | لانه سيجعل الأمر أسهل قليلاً من أجلي، في تعقبك |
| Eğer biz, birbirimizle kavga edersek, polislerin işini daha da kolaylaştıracak. | Open Subtitles | ان نقاتل بعضنا بعضا هذا سوف يجعل مهام الشرطة أسهل. |
| Füze seslerinin arasında konuşmaktansa, burada olmak işleri kolaylaştıracak. | Open Subtitles | حسناً ، سوف تكون أسهل من مسك يدك كـ غلطة من علي الهاتف |
| Sağ ol, merkeze yürümeyi çok daha kolaylaştıracak. | Open Subtitles | شكرًا لك، هذا سيسهل عليّ حملها أثناء سيَّرنا للمقرّ الرئيسي |
| Artık, işyerlerinde çalışan kadınlar ve çocukların, ayrımcılık ve tacizdenden dolayı dava açabilmesini kolaylaştıracak. | Open Subtitles | والذي سيسهل على النساء و الاقليات لرفع قضايا ضد التمييز و التحرش في العمل |
| Bu seçilmeni epey kolaylaştıracak, değil mi? | Open Subtitles | هذا سيسهل انتخاباتك، أليس كذلك؟ |
| Senin çekip gitmeni daha da mı kolaylaştıracak bu? | Open Subtitles | هل هذا ما تريد ؟ هل هذا سوف يسهل عليك الرحيل ؟ |
| Ya da şu an ölüp, hepimiz için işleri kolaylaştıracak. | Open Subtitles | أو ربما يموت الآن و يسهل الأمر علينا جميعاً |
| Anlıyorum ama onların hepsini bir yerde toplamak bu belanın ne olduğunu bulmayı çok daha kolaylaştıracak. | Open Subtitles | ولكن جميعهم سوياً في مكان واحد سيجعل الامر اسهل بكثير لاكتشاف ما الذي يجري بحق الجحيم |
| Ayrıca, görevimi yapmamı kolaylaştıracak her bilginin karşılığının ceza olmayacağını da ekleyebilirim. | Open Subtitles | يمكنني أيضاً أن أضيف، بأنّ أيّ معلومات تسبّب تسهيل القيام بواجباتي لن تؤدّي إلى خضوعك لأيّ عقاب |
| Bu bizim onlardan kurtulmamızı kolaylaştıracak. | Open Subtitles | سيجعل الأمر أكثر سهولة للتخلّص منهم |
| Bu sizin stajınızı daha da kolaylaştıracak. Bir tur daha, tamam mı? Tamam... | Open Subtitles | إنه سيسهّل زمالتك التدريبية كثيراً جولة واحدة أخرى، حسناً؟ |