En önemli olarak belirlediğimiz bu 15 emtianın ticaretinin yüzde yetmişini ya da daha fazlasını 300 ila 500 arasında şirket kontrol ediyor. | TED | هناك 500 شركة تتحكم بسبعين بالمئة أو أكثر من حجم التجارة في كل من هذه الخمسة عشر سلعة التي حددنا أنها الأكثر أهمية. |
Evet. Neyi kontrol ediyor bilmiyorum, ama önemli olduğuna eminim. | Open Subtitles | لا اعلم ما تتحكم به لكن محتمل انه شيء مهم |
Anubis çok güçlü olsa dahi, çok az gezegeni kontrol ediyor. | Open Subtitles | أنوبيس يصبح قويا, لكنه مازال يسيطر على حفنة صغيرة من الكواكب |
- Pek bir şeyi kontrol ediyor gibi değildi zaten. | Open Subtitles | لم يكن يبدو انها تسيطر على الكثير على أي حال. |
Toprak sahiplerinin % 1.5'i toprakların % 46'sını kontrol ediyor. | Open Subtitles | 1.5بالمئة من ملاّك الأراضي يتحكمون بـ 46 بالمئة من الأرض |
Mesajları kontrol ediyor. Joyce'u duyacak. - Sil onu! | Open Subtitles | إنه ديريك يتفقد الرسائل سوف يسمع رسالة جويس |
El kullanılmadan navigasyon. Jeti kim kontrol ediyor peki? | Open Subtitles | طيران بتوجيه كامل، فمن يتحكّم بالطائرات؟ |
Hatta bir hava durumu tanrıçası bile var rastlantısal borsa ve hava olaylarını kontrol ediyor. | TED | هنالك أيضا إلهة أحوال الطقس و التي تتحكم بسوق أسهم و بطقس عشوائيين. |
Örümceğin tepkimesini biyoloji kontrol ediyor; İç dünyasını bacağında görebiliyorsunuz. | TED | الشفرة الحيوية تتحكم باستجابة العنكبوت؛ فإنه يبدي حالته الداخلية. |
Bilgisayarlar arabanızdaki her şeyi kontrol ediyor GPS'ten havayastıklarına kadar. | TED | الحواسيب تتحكم بكل شيء في سياراتكم، من نظام تحديد الموقع حتى الوسائد الهوائية. |
Anubis çok güçlü olsa dahi, çok az gezegeni kontrol ediyor. | Open Subtitles | أنوبس صبح أقوى لكن مازال يسيطر على حفنة قليلة من الكواكب |
Pakhan denilen patron, ya da baş hırsız, 4 hücreyi kontrol ediyor. | Open Subtitles | زعيم يسمى باكان او اللص الرئيس بقانونهم يسيطر على 4 خلايا اجرامية |
Ve aslında bu yaşta, önemli ölçüde kendi gelişimini kontrol ediyor. | TED | في واقع الأمر فإنه في هذا العمر يسيطر تماما على عملية نموّه |
PA odası okuldaki tüm sınıfları ve konferans odasındaki A/V'leri kontrol ediyor. | Open Subtitles | و غرفة المعلمين تسيطر علي أجهزة العرض في غرفة الإستماع و الصفوف |
Her şeyi beyniyle kontrol ediyor. Her bir tekerin nasıl çalıştığını biliyor. | Open Subtitles | كل شيء تسيطر علية بذكاء أّنها تعمل على ما تفعله كل عجلة |
Söylemediler, ama gerekmedi. Bu adamlar Hazar petrollerini kontrol ediyor. | Open Subtitles | لم يقولوا لي ، ولكن هؤلاء الرجال يتحكمون بالنفط الذي بالبحر |
Cüzdanını kontrol ediyor olamaz mı? | Open Subtitles | ماذا, يتفقد ما إذا كانت محفظته ما زالت موجودة؟ |
Pilotsuz uçakları o mu kontrol ediyor? | Open Subtitles | أن هذا الشيئ هو مَن يتحكّم بالمركبات التي بدون طيّارين؟ |
Temelde yasamayı denetleyen onlar, aslında kanunları onlar kontrol ediyor. | Open Subtitles | هم يسيطرون على المشرعين وبذلك ، فانهم يسيطرون على القانون |
Eczacılık endüstrisinden bahsediyorum. Doktorlara ne söylendiğini onlar kontrol ediyor. | Open Subtitles | أتحدّث عن الصناعة الدوائية التي تتحكّم بفعالية بما يُـقال للأطباء. |
Bacaklarına bulaşmış tadı yine kontrol ediyor, daha ileri gitmeye karar veriyor. | Open Subtitles | يفحص الطعم على أرجله مجدّداً ويقرّر المضيّ قدما. |
NSA telefonlarımızı deli bir eski sevgili gibi kontrol ediyor. | Open Subtitles | والأمن القوميّ يتفقّد هواتفنا كحبيبة سابقة مجنونة. |
Ofisi uygun zamanları kontrol ediyor ya da öyle diyorlar. | Open Subtitles | , مكتبه يتحقق من المواعيد المتاحة أو هذا ما يدعونه |
-Architect toplantıyı kontrol ediyor. 6 ağır silahlı adam saydım. | Open Subtitles | يُسيطر المعماري على المُؤتمر أستطيع عد 6 رجال مٌسلحين بتسليح ضخم |
- Uçan Hollandalı'yı kontrol ediyor. - Denizleri ele geçiriyor. | Open Subtitles | إنه يتحكم في الهولندي الطائر ويسيطر علي البحار |
ve son olarak da bu moleküler makinenin salgılarını da kontrol ediyor. pişirdiğimiz yemeği sindiren salgılar bunlar. | TED | وفي النهاية انه يتحكم بإفرازات تلك الآلية المستقلة بعد ان يتم هضم ذلك الطعام الذي قمنا من قبل بطبخه |
Aizawa epeyce inatçı birisi, otelin içini ve dışını kontrol ediyor. | Open Subtitles | آيزوا يعمل بكامل طاقته ، و يتأكد من غرف الفندق |