Çin'in güvenlik bakanıyla eski bir sevgili hakkında konuşacağımı hiç tahmin edemezdim. | Open Subtitles | لم أكن أعتقد أنني سأتحدث عن علاقة قديمة مع وزير الأمن الصيني |
Beni önceden tanıyın ya da tanımayın, muhtemelen bugün ne hakkında konuşacağımı merak ediyorsunuz. | TED | سواء كنت تعرفني سابقاً أم لا. فربما أنكم تتساءلون ما الذي سأتحدث عنه اليوم. |
Bunu söylediğim zaman, muhtemelen ortak hayırseverlik ya da kurumsal sosyal sorumluluk hakkında konuşacağımı düşüneceksiniz. | TED | وعندما أقول ذلك، ربما تعتقدون أنني سأتحدث عن العمل الخيري للشركات أو عن المسؤولية الاجتماعية للشركات. |
Patronum, kadınlarla nasıl konuşacağımı bilmediğimi söylüyor ki bu çok saçma... | Open Subtitles | رئيسي في العمل، يقول أنني لا أعرف كيف أتحدث مع النساء ذلك هراء |
Bu konferans için geldiğimden beri aldatma hakkında konuşacağımı söylediğimde bana sorulan ana soru destekliyor muyum, karşı mıyım? | TED | السؤال الرئيسي الذي طرح علي منذ وصولي المؤتمر عندما قلت أنني سأتكلم عن الخيانة الزوجية هو: مع أم ضدّ؟ |
Bu hastaneye bir miktar para bağışında bulunmak için kiminle konuşacağımı merak ediyordum ben de. | Open Subtitles | لقد كنت أتسائل من أتحدث إليه إذا أردت أن أتبرع ببعض المال الى هذا المستشفى؟ |
Gerçekten bırak Nate'e karşı senin yanında olmayı seninle bir daha konuşacağımı mı sanmıştın? | Open Subtitles | عندما تركت (سيرينا) في تلك السيّارة. هل اعتقدت حقًا أنني سأتحدّث إليك مرةً ثانية، ناهيك عن الوقوف بصفك عوضًا عن (نايت)؟ |
Ona sizinle konuşacağımı ve makul biri olduğunuzu söyledim. | Open Subtitles | لقد وعدتها أنني سأتحدث معك و أنك رجل عقلاني |
Ona sizinle konuşacağımı ve makul biri olduğunuzu söyledim. | Open Subtitles | لقد وعدتها أننى سأتحدث معك و أنك رجل عقلانى |
Ona, sizinle konuşacağımı söyledim. Siz, anlayışlı bir insansınız. | Open Subtitles | لقد وعدتها أننى سأتحدث معك و أنك رجل عقلانى |
Ona sizinle konuşacağımı ve makul biri olduğunuzu söyledim. | Open Subtitles | لقد وعدتها أنني سأتحدث معك و أنك رجل عقلاني |
Onunla bir iki saat içerisinde tekrar konuşacağımı biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أني سأتحدث معه ثانيةً خلال ساعتين أو ثلاث. |
Kiminle konuşacağımı bilmiyordum... yada ne konuşacağımı. | Open Subtitles | لم يكون عندي أي علم كيف سأتحدث وعن ماذا أتحدث |
Onlara, benim onlarla konuşacağımı söyleyebilirdin. | Open Subtitles | كان يجب عليكِ أن تقولي أني سأتحدث إليهما |
Bana bunları anlattıktan sonra sana konuşacağımı düşünmen. | Open Subtitles | أنك تظن بعد إخباري بذلك أنني سأتحدث إليك |
Daha kendi çocuğumla nasıl konuşacağımı bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف حتي كيف أتحدث مع أبنتي؟ |
İnsanlarla nasıl konuşacağımı unuttum. | Open Subtitles | لقد نسيت كيف... أتحدث مع الناس |
Eski profesörüm bugünün en iyileriyle en parlak kişileriyle konuşacağımı söyledi. | Open Subtitles | أستاذي القديم، أخبرني أن سأتكلم اليوم إلى أفضل العقول. |
Onunla konuşurken kadın sesiyle konuşacağımı mı sanıyorsun? | Open Subtitles | تعتقد أني سأتحدث إليه بصوت أنثوي حينما أتحدث إليه ؟ |
Bay Briganza ile konuşacağımı söylemiştim. o kadar kolay değil. | Open Subtitles | أخبرتك أني سأتحدّث إلى (بريغانزا) لكن يا (مونتي)، الأمر لن يكون هيّناً |
Ben henüz seninle nasıl konuşacağımı bilemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كيف أتحدثُ إليك حتى الآن |
Bana ne zaman konuşacağımı söyleme. | Open Subtitles | لا تُخبرني متى أتحدث |
Onlarla nasıl konuşacağımı bilmiyordum. | Open Subtitles | لا أعرف ما الذي دفعني إلى التكلّم إليهم هكذا |