"konuşuyordu" - Traduction Turc en Arabe

    • يتكلم
        
    • يتحدّث
        
    • يتحدثون
        
    • كانت تتحدث
        
    • تتحدث مع
        
    • يتحدث مع
        
    • يَتكلّمُ
        
    • يتكلمون
        
    • يتحدث إلى
        
    • يتحدثان
        
    • يتحدثن
        
    • لقد كان يتحدث
        
    • تحدثوا
        
    • تكلّم
        
    • كنت أتحدث
        
    Neyse, birisi ile konuşuyordu ve sizi işaret ediyorlardı. Open Subtitles بأي حال، كان يتكلم مع أحد ما، وكانا يشيران إليكما
    Neyse, birisi ile konuşuyordu ve sizi işaret ediyorlardı. Open Subtitles بأي حال، كان يتكلم مع أحد ما، وكانا يشيران إليكما
    O İngilizce konuşuyordu, diğer adam da Arapça. Ne oldu? Open Subtitles هو كان يتحدّث الإنجليزيّة وهم يتحدّثون العربيّة, تعلم.
    Birleşmiş Meyveciler sanki muzu siz icat etmişsiniz gibi konuşuyordu. Open Subtitles اولئك الأولاد من شكرة الفواكه المتحدّة يتحدثون عنك كما لو أنك إخترعت الموزة اللعينة
    Geldiğimde Derek'le telefonda konuşuyordu, Karen Cartwright hakkında bir şey. Open Subtitles كانت تتحدث مع ديريك علي الهاتف شيئاً بخصوص كارين كارترايت
    Geri döndüğünde aynı şeyin devam edeceğini sandım... ama daha az konuşuyordu... ve daha çok içiyordu. Open Subtitles ظننت أن الامر سيكون نفسه عند عودته لكنه كان يتكلم قليلا و يشرب كثيرا
    İşi aldıktan sonra, dükkanı sabah açtığım dakikadan gece kapatana kadar konuşuyordu. Open Subtitles ما أن فاز بالوظيفة، أخذ يتكلم من لحظة فتح الصالون في الصباح إلى أن كنت أغلقه في الليل.
    Sadece benimle konuşuyordu çünkü ondan bıkmıştı, ama bu konuşmayı severdim. Open Subtitles أحببت الطريقة التي كان يتكلم بها أعرف أنه تكلم معي فقط لأنه كان قد سأم منها و لكني أحببت هذا
    Onlardan bir grupla tam burada konuşuyordu ve hepsi silahlıydı. Silahlılardı... Open Subtitles كان يتكلم مع مجموعة منهم كانوا هنا، وكانوا مسلحين
    Bu adam savcıya konuşuyordu, onlara ne anlattı bilmiyorum... ..ama, artık konuşmayacak. Open Subtitles كان هذا الرجل يتحدّث إلى المدّعي العام لا أعرف ماذا قال لهم، ولكن قد إنتهى من الكلام
    Yasadışı bir şeylere bulaşmış gibi konuşuyordu. Open Subtitles الطريقة التي كان يتحدّث بها كانت تبدو وكأنّه تورّط في شيء غير قانوني
    Aslına bakarsanız, birkaç gün önce evin önünde bir adamla konuşuyordu. Open Subtitles في الواقع، رأيته يتحدّث في الرواق إلى رجل قبل بضغة أيام قليلة.
    Virjinya'daki tüm Afganlar bunu konuşuyordu. Open Subtitles جميع الأفغان في فيرجينيا كانوا يتحدثون عن الأمر
    Virginia'daki bütün Afganlar bunu konuşuyordu. Open Subtitles جميع الأفغان في فيرجينيا كانوا يتحدثون عن الأمر
    Onca zamandır annesi hakkında biriyle konuşuyordu ve size bundan hiç bahsetmedi mi? Open Subtitles كل ذلك الوقت كانت تتحدث مع شخص ما عن والدتها لم تخبرك ابدا؟
    Hayır,lütfen,hatırladığın başka bir şey var mı? Ölmeden önceki geceki sesini hatırlıyorum. Mutfakta annem ile konuşuyordu. Open Subtitles كان يتحدث مع أمي في المطبخ كان يخبرها كم يكره العمل
    Belki de Drake, Ben Fraklin'i taklit etmeden önce, birisiyle konuşuyordu. Open Subtitles لَرُبَّمَا درايك كَانَ يَتكلّمُ مع حقِّ شخص ما قبل هو عَمِلَ تقليداً بنَه فرانكلين.
    Ve Başkan karşımıza çıkmış, yanında onu destekleyenler ve sallabaşlarıyla savaş hakkında mutlu mesut konuşuyordu. Open Subtitles وها هو الرئيس محاط بمسانديه ورجاله الآليين يتكلمون بسعادة عن حربه
    - Baban benim babamla ve kuzeyden gelen adamla konuşuyordu. Open Subtitles -أبي كان يتحدث إلى أبيك ، والرجل القادم من الشمال.
    Birkaç gün önce, marketin orada oturmuş bekliyordum ve market sahibi ile müşterinin biri, birbirleriyle konuşuyordu. Market sahibi müşteriye İsrail'den 10.000 füze alacağımızı söylüyordu. TED منذ بضعة أيام كنت أنتظر بالصف في بقالة و كان صاحب المحل و أحد الزبائن يتحدثان مع بعضهم البعض وكان صاحب المحل يوضح للزبون بأننا سوف نطلق على 10,000 صاروخ علي اسرائيل.
    Hazır ol. Jesse, hemşireler konuşuyordu. Open Subtitles كوني مستعدة أتعلم جيسي, الممرضات يتحدثن عنك
    Başka bir kızla konuşuyordu ve aralarında çok şey geçmişti, belli ki. Open Subtitles لقد كان يتحدث لفتاه أخرى وهناك الكثير من الماضي يمكن أن أقول
    Herkes reklamı konuşuyordu ama çoğu kişi ne sattığımızı bile bilmiyordu. Open Subtitles الناس تحدثوا عن الاعلان، لكن أغلبهم لم يعرفوا مالذي كنا نبيعه.
    İngilizce mi konuşuyordu, yoksa Almanca mı? Open Subtitles هل تكلّم معك في إنجليزي أو ألماني؟
    Leo, ocağın değil, kalpten konuşuyordu. Open Subtitles ليو ، لقد كنت أتحدث من القلب ليس من قوتي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus