| Evet, yani, bilirsin, hiçbir konu hakkında kesin bir karar alma. | Open Subtitles | إذاً, كما تعلم لا تجزم بأيِّ قرارٍ نهائيٍّ حيال أيَّ شئ |
| Hayır, üzgünüm, çocuklar. Bu konu hakkında bir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | لا، آسفة يا رفاق لا أعلم أي شيء حيال هذا |
| İnsanlar sorgulamaya başladılar, bu konu hakkında bir şeyler yaptılar. | TED | لأن الناس قبلوا التحديوقاموا بشيء حيال ذلك الأمر. |
| Başbakanla bu konu hakkında biraz önce yaptığımız... oldukça önemli ve açıklayıcı bir toplantıdan geliyoruz. | Open Subtitles | اننا قادمين للتو من جلسه قصيره جدآ و قاسيه مع رئيس الوزراء بخصوص هذا الشأن |
| Bana sorarsanız, konunun narinliği göz önünde bulundurulduğunda avukatın olmadan konu hakkında bir şey söyleme, benim tavsiyem budur. | Open Subtitles | أتعلم ماذا؟ الموضوع حساس جداً لا تعلًق بأي شيء عن الموضوع من دون أن يكون محاميك حاضراً هذه نصيحتي |
| konu hakkında hiçbir bilgisi yok. Onunla değil, benimle konuşun. | Open Subtitles | هي لا تعرف شيئاً عن الأمر حدثني أنا لا هي. |
| Her şeyden öte, izcilerin ayağı yere basar, bu demektir ki bir birey olarak kişisel değerleri bir konu hakkında nasıl haklı ya da haksız oldukları ile alakalı değildir. | TED | وفوق هذا، الكشافة أصوليون، ما يعني أن قيمتهم كأشخاص ليست متعلقة بموقفهم حيال موضوع معين. |
| Bu yüzden benim diğer bir hedefim de bunu değiştirmek ve halkla yakın ilişki kurarak onları bu konuda eğitmek ve siz izleyicilerin bu konu hakkında konuşmasını sağlamak. | TED | لذا فإن جزءاً من مهمتي القضاء على هذا الجهل والقيام بالتفاعل مع المجتمع وتثقيفه وتحفيزكم للتحدث حيال الأمر. |
| Hayır, belki de bir konuşma veya sohbeti bu şekilde başlatmak güzel değildir ve bu konu hakkında belki de sorularınız vardır. | TED | لا، ليست الطريقة الأكثر جاذبية لفتح حديث أو بدء حوار، وربما هناك بعض الأسئلة التي تدور في ذهنكم حيال ذلك. |
| Ailenle birlikte göl evine gidiyorsun bu konu hakkında daha fazla şikayet duymayacağım. | Open Subtitles | سوف تذهبين إلى بيت البحيرة مع عائلتك و لا أريد سماع المزيد من الشكاوي حيال هذا |
| - Bu konu hakkında ne hissettiğimi biliyorsun - Evet. | Open Subtitles | لأنك تعرف شعوري حيال هذا - أجل، أعرف هذا - |
| Baba, seninle bir konu hakkında konuşabilir miyim? | Open Subtitles | أبي . . هل تمانع أن أتكلم معك حيال أمر ما؟ |
| Uzun süre önce öğrendim ve bu konu hakkında hiçbir şey yapmadım. | Open Subtitles | أكتشفت ذلك منذ فترة ولم أفعل شيئاً حيال ذلك |
| Bu konu hakkında bir karara varmadığımızı biliyorum, ama işte birden ağzımdan kaçı verdi. | Open Subtitles | أعلم أننا لم نتحدث في المركز حيال ذلك ، لكنها خرجت للتو |
| Keşke Bay Darcy'ye bu konu hakkında tek bir kelime bile etmeseydim. | Open Subtitles | اتمنى لو انني لم احدث السيد دارسي بهذا الشأن |
| Kimse benimle oyun oynayamaz. Bu konu hakkında anlaştık mı Jake? | Open Subtitles | ولا شيء يحدني هل اتفقنا بهذا الشأن يا جاك ؟ |
| Bu konu hakkında çok yazı yazdım. Buna topraktan yaşama deniyor. | Open Subtitles | كتبت عن هذا الموضوع كثيرا تسمى طريقة العيش من غلة الأرض |
| Demek konu hakkında bildikleriniz eşinizin anlattıklarından ibaret. | Open Subtitles | إذن ، كل ما تعرفه عن الأمر هو ما قالته لك زوجتك ، أليس كذلك ؟ |
| Bugün bittiğinde, Oraya gelip seninle bu konu hakkında konuşacaklardır ve sonra... | Open Subtitles | عندما ينتهي هذا اليوم سوف آتي و أتحدث معك بشأن هذا |
| Şey, ben... Seninle bir konu hakkında konuşmak istiyorum. Bir saniye otursana. | Open Subtitles | أريد أن أتحدّث معك عن أمرٌ ما أجلس لحظات |
| - Susan,bu konu hakkında bu kadar mükemmel olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | سوزان لا أستطيع أن أصدق كم أنك رائعة بهذا الخصوص |
| Sizinle bir konu hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | كنت أتسائل ما إذا كان بإمكاني التحدث معك بشأن أمر ما. |
| Yani zaman perspektifi nedir? Bu konu hakkında konuşacağım bugün. | TED | إذاً ماهو منظور الزمن؟ هذا ما سوف أتحدث عنه اليوم. |
| Bu konu hakkında konuşmasak olur mu? İyi vakit geçirdim de. | Open Subtitles | أتمانع إذا لم نتحدث بخصوص هذا لأني قضيت وقتاً ممتعاً |
| Bu konu hakkında konuşmaya ihtiyacımız yok. Sen benim arkadaşımsın. | Open Subtitles | ليس علينا أن نتحدث حول الأمر أنت صديقي، كل شيء آخر... |
| Bu konu hakkında ne zaman onunla konuşsa sanki ara vermişiz gibi bahsediyor. | Open Subtitles | كلما تكلمت معه عن الأمر تجعله وكأننا بعيدين عن بعضنا لفترة |
| Sizinle çok önemli bir konu hakkında konuşmaya geldim. | Open Subtitles | جِئتُ للكَلام معك حول مسألة ذات أهمية كبيرةِ. |
| Ve bu konu hakkında konuştuk Emma, başka iş yok. | Open Subtitles | و لقد تحدثنا عن هذا إيما لاتوجد وظائف أخرى |
| Sizinle özel bir konu hakkında konuşmak istiyor. | Open Subtitles | يريد التحدث إليك بشأن قضيّة خاصة. |