Güney Kore Hükümeti, Kuzey Koreliler ile gizli bir şeyler yapıyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | الحكومة الكورية الجنوبية يَبْدو أنهم لا يعلمون بالحركة السرية الجنوبية مَع الكوريين الشماليين |
2000 yılında Kore'nin durumu oldukça iyiydi. ancak Koreliler çok az öğrencinin gerçekten yüksek seviyede bir mükemmelliğe ulaştığını düşünüyorlardı. | TED | في سنة 2000،كانت كوريا قد حققت هذفها، لكن الكوريين كانوا قلقين من أن جزء قليل فقط من طلابهم حققوا أعلى مراتب التفوق. |
Bazı Kuzey Koreliler Çin'de sığınak arıyorlardı- yabancı konsolosluklarda. | TED | يطلب بعض الكوريين الشماليين في الصين اللجوء السياسي لدى السفارات الأجنبية |
Son olarak çok önemli noktalardan biri de, Koreliler öğretmenlerinin sadece öğretmelerini değil, aynı zamanda gelişmelerini de istiyor. | TED | أخيرا وليس آخرا،لا يرغب الكوريون في مدرسين للتدريس فقط بل للتطوير أيضا. |
Kuzey Koreliler şu anda kendileri için konuşamıyor. | TED | والمواطنون الكوريون الآن ليس بوسعهم الحديث عن أنفسهم. |
Dedektif, Kuzey Koreliler beyin yıkama deneyleri sırasında Amerikan savaş esirlerini kullanıyorlar. | Open Subtitles | استخدمت كوريا الشمالية , أسرى الولايات المتحدة خلال تجارب عمليّات غسل الدماغ |
Bu Kuzey Koreliler o kadar şansli değildiler. | TED | أمّا هؤلاء الكوريين الشماليين، فلم يكونو بمثل حظهن |
Kuzey Koreliler'in kimliklerini saklamak zorunda olmaları ve hayatta kalmak için bu kadar uğraş vermeleri çok korkunç bir şeydi. | TED | ومن المحزن أن يضطر الكوريين الشماليين لإخفاء هوياتهم ويناضلوا بشدة لمجرد النجاة. |
Kuzey Koreliler özgürlük yolunda çok büyük mesafeler katetmek zorundaydılar. | TED | على الكوريين الشماليين أن يقطعوا مسافات لا تصدق في سبيل الحرية |
Kuzey Koreliler ve ben, ülkelerimizin elçileri değiliz. Ancak, insan ırkını temsil ettiğimizi düşünüyorum. | TED | لم أكن أنا ولا الكوريين الشماليين نمثل سفراء بلادنا، لكني أعتقد أننا كنا نمثل البشرية. |
Koreliler, bölgelerinde bir güvenlik sistemi kurmak istiyorlar. | Open Subtitles | هناك هذه المجموعة من الكوريين بالحي الكوري بدءوا في السيطرة على الأعمال في الحي |
Koreliler sırf "Duş" yüzünden acıklı filmleri sever. | Open Subtitles | الكوريين يحبون الافلام الحزين بسبب فلم الاستحمام |
Koreliler sorumluluğu almıyor, ve Başkan müttefiklere danışıyor. | Open Subtitles | الكوريون ينكرون المسؤولية بينما يستشير الرئيس الأمريكى حلفائه |
Sonradan anlaşıldı ki, Koreliler kaçmak için toplanmışlar ama insanlar, onların saldıracağını sanmış. | Open Subtitles | كما اتضح ، تجمع الكوريون ليهربوا لكن الناس ظنوا أنهم سيهاجموهم |
Kim'i, masaj salonundan alınca, Koreliler çılgına döndüler. | Open Subtitles | عندما أخذت كيم من صالة التدليك، الكوريون كانوا غاضبين. |
Neden Koreliler diğer insanların meziyetlerini kabul edemiyor? | Open Subtitles | لماذا لا يستطيع الكوريون الاعتراف بجدارةِ الأشخاص الأخرون؟ |
Sohn, Japon bayrağını örttüğü için Koreliler Olimpiyatlardan men mi edilmiş? | Open Subtitles | كوريا محضورة في الاولمبياد بسبب انتصار شون الذي انزل العلم الياباني |
Ve bana yabancıların kibarlığını ve uluslararası toplumun desteğini gösterdi. Kuzey Koreliler için umudun ışığı olmuştur. | TED | وأظهر لي بأن طيبة الغرباء ودعم المجتمع الدوليّ هي حقاً أشعة الأمل التي نحتاجهانحن شعب كوريا الشمالية. |
Pakistanlı, Çeçen, Kuzey Koreliler olabilir. | Open Subtitles | ممكن يكونوا باكستانيين شيشانيين, كوريين شماليين |
Kendimden eminim ki dünyanın her yerinde TED de dahil olmak üzere gittikçe artan başarılı Kuzey Koreliler göreceksiniz. | TED | وأنا واثقة بأنكم ستشهدون نجاح كوريون شماليون أكثر وأكثر في جميع أنحاء العالم، بما فيها مسرح TED |
Yahudi, İtalyan, Meksikalı ve Koreliler gibi. | Open Subtitles | تماماً مثلما يفعل اليهود والإيطاليون والمكسيكيون والكوريون. |
Gördüğünüz gibi nehir bazı belli noktalarda dardır Kuzey Koreliler'in gizlice karşıya geçmesine izin verir, | TED | وكما ترون، يمكن أن يكون النهر ضيقاً في بعض مناطقه، مما يسمح للكوريين الشماليينبالعبور سراً |
Koreliler arasında ortak bir soruşturma yürütme çabaları sonuçsuz kaldı. | Open Subtitles | الجهود الرامية الى اجراء تحقيق مشترك بين الكوريتين قد فشلت |