| Hadi. Senin sıran. İşte kostümün Rachel. | Open Subtitles | هيا, حان دورك ها هو زيك ريتشل لا يوجد شيء على الشماعة |
| Ama bu kostümün sana mâl olduğu şeylere değip değmeyeceğine karar vermen lazım. | Open Subtitles | ولكن عليكِ ان تقرري ما إن زيك يستحق ما سيكلفك |
| Ama, bana göre... bir kostümün en önemli parçası... kostümün arkasında yatan fikirdir. | Open Subtitles | ولكن في رأيي أهم شيء في الزي هو ما يوجد على ظهره خلفه |
| Hatta erkek kardeşime bir doğumgününde senin dizide giydiğin kostümün aynısından almıştı. | Open Subtitles | لقد ابتاع لأخي حتى البدلة التي ترتديها في المسلسل، كهدية لعيد ميلاده |
| Eğer gerçek bir tahta bacağın olsaydı, ve bu kadar berbat bir kostümün olmasaydı... | Open Subtitles | لو كانت لديك قدم خشبية حقيقية، لن يكون لديك مجرد زي فاشل |
| kostümün, şapkan, eldivenlerin, biraz da bonbonlu tartımdan. | Open Subtitles | بدلتك ، قبعتك ، قفازاتك وبعض من فطيرة الخوخ المحلاة |
| Ama senin kostümün pek yaratıcı değil. | Open Subtitles | لكن لباسك يبدو مألوفاً للغايه |
| Ortalığı toparlarken kostümün düştü. | Open Subtitles | لقد كنت أقوم بالترتيب وسقط زيك |
| Bunun yanında, hiç de etkileyici bir kostümün yok. | Open Subtitles | و بالمناسبة زيك ليس مقنعاً جداً |
| Buarada kostümün iğrenç. - - Çekilin önümden. | Open Subtitles | بالمناسبة زيك رديء جدا أبتعدوا عن طريقي |
| Bir bok yapmana gerek yok hayatım... şu kostümün içinden çıkıp benim içime gir yeter aşkım. | Open Subtitles | أنت ليس صغير لتفعل هذا الكلام الفارغ باستثناء أخراج هذا الزي و أعطى شيئ للقطة |
| kostümün bir süper kahramanın ayrılmaz parçası olduğu aşikar. | Open Subtitles | الزي من الواضح أنه شيء متمّم لأي بطل خارق |
| Anlamıyorum. O kostümün içinde kendine geldiğin zaman ne düşündün? 40 kat yüksekte? | Open Subtitles | "لا أفهم، بماذا فكرت عندما إستيقظت في ذلك الزي ومن علو 24 طابقاً؟" |
| Cadılar Bayramı kostümün duruyor mu? | Open Subtitles | هيي ماك امازلت عندك تلك البدلة الخاصة بعيد القديسين؟ |
| bana eziyet çektiriyor, peki kostümün üzerine bu çamaşırı giymeye ne gerek var! | Open Subtitles | إنها تضايقني ولمَ يجب أن أرتدي هذه الملابس الداخلية خارج هذه البدلة |
| Kardeşim kostümün korunması için hayatı pahasına evini asla terk etmedi. | Open Subtitles | اخي لم يترك البيت ابدا, يحرس البدلة بحياته. |
| Zuko kostümün çok güzel ama yaran yanlış tarafta. | Open Subtitles | زي زوكو رائع جداً و لكن الندبة على الجانب الخاطئ |
| Bu arada karıcım, geçen ki Noel Kız kostümün duruyor hâlâ değil mi? | Open Subtitles | بالمناسبة عزيزتي هل مازلتِ تملكين زي فتاة سانتا ؟ |
| Aşağılık bıçaklamaların yeşil kostümün eldivenin parmaklarından birisinin yırtılmasına neden oldu. | Open Subtitles | تسبّبت كلّ طعناتك القذرة بتمزق أحد أصابع فقاز بدلتك الخضراء. |
| Pembe kostümün içinde. | Open Subtitles | في لباسك الوردي |
| Çünkü çitlerdeki akım bir şekilde kostümün üstüne gücü veriyor. | Open Subtitles | بسبب التيار من السياج يوزع الشحنات حول البذلة بطريقة |
| Demek istediğim, katil o kostümün içindekini siz zannetmiş olabilir. | Open Subtitles | أقصد ,بهذا الزى التنكرى , فقد يكون القاتل كان يقصدك. |
| Patty, kostümün kültüre karşı resmen duyarsızlık. | Open Subtitles | أتعلمين يا باتي, زيكِ هذا حساس أجتماعياً |
| Selam, seni Cadılar Bayramı kostümün olmadan tanıyamıyordum az kalsın. | Open Subtitles | مرحبًا، كدت لا أميّزك بدون زيّ عيد القدّيسين خاصّتك. |
| öncelikle,o bir tayt, küloylu çorap değil, ve kostümün bir parçası. | Open Subtitles | هذا فيزون ، وليس بنطال داخلي ضيق وهو جزء من زيّك |
| Ama kostümün içini dolduracak kadar şişman olan tek kişi bendim. | Open Subtitles | ..لكني كنت الوحيد الذي سمين بما فيه الكفاية ليليق عليه الزيّ |
| Sağ ol. kostümün de çok güzelmiş. | Open Subtitles | شكرا تنكرك رائع |