- Tabii ki. Annenleri bulmaya giderken tek kulaklı adamı gösterebilirsin. | Open Subtitles | لربما عليك إصطحابنا إلى صاحب الأذن الواحدة في طريق عودتنا لوالديك |
Bana bir baksanıza. Ben karnabahar kulaklı kertenkele dudaklı bir canavarım. | Open Subtitles | انظروا إلي ، أنا شخص بشع، بهذه الأذن غير المنتظمة وشفاه السحلية |
- Yani bana ufak kulaklı olandan lazım. | Open Subtitles | إذن أنا أريد الفيل ذو الأذنين الأصغر مالذي يحدث ؟ |
Kahretsin, bu o sivri kulaklı piç. | Open Subtitles | اللعنة ، إنه ذلك الوغد ذو الأذنين المدببتين |
Biz de tam kocaman, yumuşak kulaklı şüpheli bir tavşanı arıyorduk. | Open Subtitles | كنا نبحث عن أرنب ذو أذنين رخوتين كبيرتين قد اُشتبه بأمره |
Şu peynir delisi, beyaz kürklü ve garip kulaklı küçük yaratıklarından mı söz ediyorsunuz? | Open Subtitles | عندما تقول فئران, هل تعنى تلك المخلوقات البيضاء الصغيرة ذو الفرو ؟ بتلك اللحية, الآذان و الجُبن ؟ |
Kepçe kulaklı olan benim - sanki kapıları açık bir araba! | Open Subtitles | و تنظر في وجهي مع أذني ، و قيادة سيارات الأجرة في الشارع مع أبواب مفتوحة. |
Küçük kız yeşil kulaklı bir spagetti canavarının ormanda kovaladığını söylemiş. | Open Subtitles | فتاة صغيرة قالت بأن وحش الاسباغيتي .. بأذنين خضراوين قام بمطاردتها في الغابات |
Gördün mü tatlım, yavaş ama emin adımlarla yumuşak kulaklı hız manyaklarına yetiştik. | Open Subtitles | هل رأيتي يا حلوتي مشينا بهدوء و ثبات ـ ـ ـ و نحن بالفعل لحقنا بهاؤلاء لينين الأذن المتسرعين المهوسين |
Bu kadar küçük kulaklı biri nasıl bu kadar iyi duyar? | Open Subtitles | كيف لهذه الأذن الصغيرة أن توفر سمعا كهذا |
Bu uzun kulaklı bir hayvan. Ona eşek demek zalimce. | Open Subtitles | هذا حيوان طويل الأذن مناداته بحمار تعتبر اهانة له |
Amca, özür dileriz. Buraya, uzun kulaklı hayvanı satın almaya geldik. | Open Subtitles | عمي , عذرا نحن هنا لشراء حيوانك طويل الأذن |
O sivri kulaklı orospu çocuğu çığ hakkında yalan söylüyor. | Open Subtitles | وذلك الساقط مدبّب الأذن يكذب بشأن الهيار الجليديّ. |
Çift kulaklı sesin dünyasına hoş geldin. | Open Subtitles | مرحباً بك في العالم السمعي بكلا الأذنين. |
"Doğrusunu söylemek gerekirse... "...o kepçe kulaklı otlakçıyı özlemiyorum değil. | Open Subtitles | الحقيقة تُقال، حالياً أشتاقُ إلى الإبرق ذو الأذنين. |
Sarkık kulaklı var, Amerikan Sarkık kulaklı var Fransız Angora var... | Open Subtitles | إن كان ارنباً متهدّل الأذنين فهو أرنب أمريكي وإن كان كثيف الوبر فهو فرنسي |
Çirkin, minnacık, ufak kulaklı, sarkık suratlı bir bulldog işte. | Open Subtitles | إنها كلبة بشعة و صغيرة لديها أذنين صغيرتين و وجه خجول |
Efsaneymiş. Sivri kulaklı Paul Bunyan gibi olacağım. | Open Subtitles | يا بارد، وسوف يكون مثل ومدبب أذنين بول بنيان. |
- Bana nasıl ufaklık dersin? Seni koca kulaklı yaratık. | Open Subtitles | كيف تناديني بالحمقاء, أيها الأبله ذا الآذان العملاقة؟ |
Büyük kulaklı küçük bir fil! | Open Subtitles | الفيل الصغير ذو الآذان الكبيرة |
Küçük tavşan kulaklı olanları mı istersin yoksa patiklerini mi? | Open Subtitles | هل تريدين الخف ذو أذني الأرنب أو الجواريب الأقدام؟ |
Şükürler olsun. Erkeğimi iki kulaklı isterim. | Open Subtitles | الشكر لله أنا أحب رجالي بأذنين |
Tuvalet kağıdı, yeni araba... elektrikli cinsel aletler... beyne yerleştirilmiş kulaklı stereo sistemleri... entegre radar cihazlı tornavidalar, sesle çalıştırılan bilgisayarlar... | Open Subtitles | مثل ورق المرحاض و سيارات جديدة اجهزة كهربائية ، ادوات جنسية ، انظمة ستريو بسماعات خاصة والمفكات الصغير ، واجهزة الرادار الداخليه كمبيوتر يعمل بالاوامر الصوتية |
Şu kepçe kulaklı ve ince bıyıklı adam. | Open Subtitles | الرجل ذو الأذان و الشارب الصغير |