Kulaklığı takmadan da kalbimi dinleyebiliyor musunuz? | Open Subtitles | هل يمكنك حقاً أن تسمع قلبي إن لم تكن السماعة في أذنيك ؟ |
Bana Kulaklığı ver hemen şimdi. | Open Subtitles | أريدك أن تبتعدي عنه الآن اعطني السماعة |
Kulaklığı tak ve başlayalım. | Open Subtitles | لذا ضعي السماعة و دعينا نفعل هذا |
Bu yüzden Tanrı Kulaklığı icat ettirdi | Open Subtitles | لِهذا اللورد الجيد السماعات المُختَرَعة. |
Solda. Kulaklığı sola atması gerekirdi. | Open Subtitles | على اليــسار , إذاً لابد له أن يرمي السماعات على يـساره |
O Kulaklığı yatakta da takabilir misin? | Open Subtitles | هل هو بخير أريدك لارتداء سماعة الرأس التي في السرير؟ |
Bir çift Kulaklığı yapıştırıp... stereonun sesini açabilirsiniz. | Open Subtitles | لذا بإمكانك فقط توصيل زوج من سماعات الأذن إلى نظام صوتي مجسم مساعد ورفع الصوت |
Sanıyorum Kulaklığı çıkarmış. | Open Subtitles | نعم، أعتقد أنه أزال سماعات الرأس |
Devlin'e söyle, bu Kulaklığı açtığımda diğer tarafta Ajan Vaughn olmazsa CIA hiçbir şey öğrenemez. | Open Subtitles | (اخبر (ديفلين إن لم يكن العميل (فون على الجانب الآخر من السماعة عندما أشغلها لن أعطي المخابرات الأمريكية شيئاً |
Kulaklığı bana ver. | Open Subtitles | أععطينى السماعة |
Bu kablosuz Kulaklığı da açın. | Open Subtitles | ارتدي هذه السماعة اللاسلكية |
Su, Kulaklığı yakmış olmalı. | Open Subtitles | الماء لا بدّ وأن قلّى السماعة |
Sanırım Kulaklığı yok. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه حصل على السماعة |
Bana Kulaklığı göster. | Open Subtitles | أريني تلك السماعة. |
bekle bu Kulaklığı al. | Open Subtitles | مهلاً، خذ هذه السماعة |
Bu Kulaklığı takmanızı istiyorum, böylece ben burada yokken başınız derde girerse, haberleşebiliriz. | Open Subtitles | اريدكِ ان تلبسي هذه السماعات حتى نتمكن من ان نكون على اتصال فى حالة اذا صادفتكِ المتاعب عندما ارحل |
Gitmeden önce bu gürültü engelleyici Kulaklığı dener misin? | Open Subtitles | قبل أن تخرجا، هل يمكنكما إختبار هذه السماعات العازلة للصوت؟ |
Seni yanıma alamam çünkü sesçinin Kulaklığı ve bileştiricisi koltuğun üstünde. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أدعكَ تركبُ معي لأنّ السماعات على الكرسي |
O gereksiz Kulaklığı çıkartabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن ترمي السماعات السخيفة. |
İlk olarak içindeki telsizi al ve Kulaklığı tak. | Open Subtitles | أخرج جهاز الإرسال أولاً وارتد سماعة الأذن |
Benim önümde kavga ettiklerini düşünmüyorlar çünkü bazenleri Kulaklığı taktığımda müziği kapıyorum. | Open Subtitles | انهم لا يعتقدو انهم يتشاجرون امامي لان اكون احياناً البس سماعة الراس واقوم بغلق الصوت |
Sadece Kulaklığı takıp, kaydettiklerini dinleyecektim. | Open Subtitles | الأمر مجرد أن تضع سماعات الأذن وتستمع إليه كما لوكان يسجل. |
Çavuş Sanborn, Kulaklığı tekrar takmanı istiyor. | Open Subtitles | رقيب (سانبورن) يتساءل إذا كان بإمكانك أن تضع سماعات الرأس ثانية |