Ana devre çalıştığında oradan çık. Bizimle su kulesinde buluşursun. | Open Subtitles | ،بمجرد عودة اللوحة الرئيسية للعمل إخرجي، وقابلينا عند برج الماء |
Nöbetçi kulesinde hiç kimse cevap vermiyordu ve sonra aniden bir siren duyduk. | Open Subtitles | لا أحد في برج الحراسة كان يردّ وبعد ذلك فجأة سمعنا صفارة إنذار |
Bir de, Eğik Pizza kulesinde geçen bir oyunun açılış sahnesinin yarısı da var. | Open Subtitles | نصف المشهد الافتتاحي من مسرحية تدور أحداثها في برج بيزا المائل. |
Kuzey kulesinde tutulduğundan şüpheleniyorum. | Open Subtitles | أَتسائلُ عن هذا. هي محجوزُة في قمة البرج الشمالي |
Evin küçük kulesinde yaşayan kimse yok gibiydi. | Open Subtitles | هناك برج بجوار المنزل يبدو انه خاليا غير مسكون. |
Çan kulesinde yaşıyordur galiba. | Open Subtitles | من المحتمل أن أعتبرها مثل المعيشة فى برج |
Bay Trudeau, kontrol kulesinde yetkisiz personele ilişkin, FAA tüzüğünde bir madde var. | Open Subtitles | سيد ترودو هناك تعليمات الطيران فيما يتعلق بلأشخاص غير المسموح لهم بالتواجد في برج المراقبة |
Birini telsiz kulesinde, birini dışarda... diğerini de arabanın üzerinde hakladım. | Open Subtitles | نحن.. نحن قتلنا واحدا في برج الراديو, وواحدا في الخارج هناك. وواحدا فوق السيارة. |
Bak, çan kulesinde 20 yıl yaşadım ve sanırım ben.. | Open Subtitles | انظر لقد عشت في برج الأجراس عشرون عاما ..و انا اظن انني اعرف |
Bak, çan kulesinde 20 yıl yaşadım ve sanırım ben.. | Open Subtitles | انظر لقد عشت في برج الأجراس عشرون عاما ..و انا اظن انني اعرف |
Günün sonunda Alaska'da bir radar kulesinde olmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن يتم نقله إلى ألاسكا كعامل برج ردار قبل نهاية اليوم |
Eve dönüyordum ki, su kulesinde bana hareket çeken bir el gördüm. | Open Subtitles | لقد كنت أقود إلى المنزل, ورأيت برج الماء يشير لي بالإصبع |
Su kulesinde buluşmamızı istedi. Biz de öyle yapacağız. | Open Subtitles | لقد اخبرنا ان نقابله عند برج الماء و سنفعل هذا |
Beni su kulesinde beklemelerini söyledim. Sen de duydun değil mi? Kahretsin! | Open Subtitles | لقد اخبرتهم ان ينتظرونا فى برج الماء لقد سمعتنى اقول هذا ، اليس كذلك |
Onunla saat kulesinde saat 8:00 civarında buluştunuz, testten 20 dakika önce. | Open Subtitles | قابلتها عند برج الساعة ذلك الصباح في الساعة الثامنة عشرون دقيقة قبل الاختبار |
Kahyası onu gecenin bir yarısı çan kulesinde otururken bulmuş sarılmış bir battaniyeye ninni söylüyormuş. | Open Subtitles | مدرسه الخاص وجده يجلس في منتصف الليل على برج الجرس يغني تهويدة لبطانية ملفوفة |
Yoksa gözetleme kulesinde yaşamayı mı tercih edersin? | Open Subtitles | أو أنت حيّ بالأحرى على طول برج المراقبة؟ |
Güneybatı kulesinde, savaş helikopterini çağırın. | Open Subtitles | إنه في البرج الجنوبي الغربي إتصل بالمروحيات المسلحة |
Medya kulesinde, Young Caddesine bakan 8. katta. | Open Subtitles | البرج الإعلامي، الدور الثامن الحافة المواجهة للشارع الصغير |
Ve böylece kısa sürede başkanlık resmi önünde yada bir çan kulesinde güçlü bir silahı kucaklamak için daha az şanları olacaktır. | Open Subtitles | وكلما تقبلوا ذلك كلما قل تشبثهم ببرج الجرس |
Çan kulesinde yaşamayı seversin, bütün Paris ayaklarının altında. | Open Subtitles | ستتمتعى بالمعيشة في برجِ الجرس، عالي قبل كل شيء باريس |
Dostumuz rahatını fildişi kulesinde takılmakta buluyor anlaşılan. | Open Subtitles | الرجل يفضل أن يتسكع في برجه العاجي. صحيح ؟ |
Anasını siktiğim Thatcher'ı da fildişi kulesinde oturmuş bizleri savaşçılık oyununa gönderiyor! | Open Subtitles | وتاتشر تجلس في برجها العاجي وترسلنا في حرب مزيفة |
Gözlem kulesinde yılddızlara bakarken bıçaklarla dövüştükleri sahne. | Open Subtitles | عندما يكونون في "المرصد" وينظرون إلى "النجوم"... -وبعد ذلك يُحاربون بالسكاكين -و أنت؟ |
- Petrol kulesinde. | Open Subtitles | منصة تنقيب عن النفط. |