| Neyse, üçüncü katta bir çocuğu kurtarmış inerken, aniden merdivenler çöküverdi. | Open Subtitles | وانا كنت أنقذ طفل في الطابق الثالث , عندما انهارت السلالم |
| Arkadaşlarmış zaten. Dedem bir tren soygununda onun hayatını kurtarmış. | Open Subtitles | كانوا أصدقاء , جدي أنقذ حياته خلال عملية سطو للقطار |
| - Evet efendim. Aferin. Bu çocuğun hayatını kurtarmış olabilirsin. | Open Subtitles | ـ أجل، سيّدي ـ أحسنت، أنّك أنقذت حياة هذا الفتى |
| Bu olay insanların, aynı şeyin Amerikan bizonlarının başına gelmek üzere olduğunu fark etmesini sağladı ve bu kuşlar bufaloları kurtarmış oldu. | TED | فقد دفع ذلك الناس لأن يدركواأن نفس الشيء كان يحدث للبيسون الأمريكي وبشكل ما أنقذت الطيور البيسون. |
| Bunu söylemekten nefret ediyorum ama bugün Nathan'ın hayatını kurtarmış olabilirsin. | Open Subtitles | انا اكره ان اقولها ولكنك ربما تكونين انقذت حياة نايثن اليوم |
| ...bölüğündeki 9 kişinin hayatını tek başına kurtarmış,.. | Open Subtitles | ريموند أنقذ حياة ثمانية من أفراد دوريته .. |
| Seni kurtarmış, cüzdanını bulmuş ve geri vermeyi unutmuş. | Open Subtitles | أنقذ حياتك و أخذ حافظتك و نسى أن يعيدها لك |
| Bir çatışma sırasında birliğindeki üç adamı kurtarmış. | Open Subtitles | أنقذ ثلاثة رجال في وحدته أثناء معركة بالأسلحة النارية |
| 12 yaşında bir çocuğu kurtarmış, duman onu da almış. | Open Subtitles | لقد أنقذ طفل بعمر 12 سنة ثم قتله الدخان هو الآخر |
| Sevgili dostumun hayatını kurtarmış olmasına rağmen yüzüğü ona vermeyi kabul etmedim ve gitmesini istedim. | Open Subtitles | فأبيت عليه ذلك وقد ذهب مستاءاً وهو الذي أنقذ حياة صديقي العزيز |
| Atını aramış ve sonunda azgın bir nehirden kurtarmış. | Open Subtitles | راح يبحث كثيراً حتى أنقذ جواده أخيراً من النهر الجارف |
| Şanslıymış, çelik yelek hayatını kurtarmış. | Open Subtitles | إنه محظوظ,الصدرية الواقية من الرصاص التي كان يرتديها أنقذت حياتة |
| Biz musevilerin şeriat kitabından alıntı olup, İbranicedir ve der ki: "Kim bir hayat kurtarırsa, bütün dünyayı kurtarmış sayılacaktır." | Open Subtitles | إنها باللغه العبرية من تلمود تقول: إذا أنقذت حياة واحده كأنك أنقذت العالم بأكمله |
| Ama bu hesaba göre, bunun on katı adamın hayatını kurtarmış oluyorum, değil mi? | Open Subtitles | إلاّ أنّ ذلك يعنى أننى أنقذت حياة عشرة أضعافهم بالتقريب أليس كذلك؟ |
| Öyleyse, o adamı öldürerek, geri kalan köylülerin hayatlarını kurtarmış oldun, öyle mi? | Open Subtitles | اذا بقتلك ذلك الرجلِ أنقذت حياة بقية القرويين |
| O külüstür hayatınızı kurtarmış olabilir, efendim. | Open Subtitles | هذه الخردة القديمة ربما انقذت حياتك , سيدي |
| Prens , büyük ve kocaman bir ejderhanın elinden prensesi kurtarmış. | Open Subtitles | انقذ الأميرُ الأميرةَ مِنْ تنين مخيف ضخم. |
| Uzay istasyonunda birbirimizin hayatını kurtarmış sayılırız, beraberlik diyelim. | Open Subtitles | بمحطة الفضاء أنقذنا بعضنا نوعًا ما، لذا سندعو ذلك تعادلًا. |
| Birkeresinde, bir itfaiyeci alevlerin içinden bir kızı kurtarmış. | Open Subtitles | عندما ينقذ رجل الاطفاء فتاة من بين النيران |
| Beni kurtarmış olsaydın bu doğru olurdu. | Open Subtitles | حسناً ، كان سيصبح هذا صحيحاً لو كنتَ قد أنقذتني حقاً |
| Olduğum yerde içime oklar saplanmış, hayatını kurtarmış biçimde yatıyorum. | Open Subtitles | المعذرة، لقد كدتُ أن أموت هنا لكي أنقذك. |
| Yani benim hayatımı kurtarmış oldun. | Open Subtitles | ذلك يعني أنك أنقذتِ حياتي للتو |
| Ama en azından seni, onu özgür bırakmak zorunda kalmaktan kurtarmış. | Open Subtitles | لكن على الأقل. وفر عليك عناء الرعب الذي يكمن في تحريره. |
| FO: Her yıl yarım milyon hayatı kurtarmış olurduk. | TED | فايذ اوسير: كنا سننقذ نصف مليون حياة كل عام، |
| Çocuk tacizcileri düzelmezler. Katil bir çocuğun hayatını kurtarmış olur. Kim olursa olsun. | Open Subtitles | جرائم الإعتداء على الأطفال لا تتحسّن يقوم القاتل بإنقاذ حياة الطفل، كائناً من كان |
| Ne cüretle seni o kenar mahalle radyo programından kurtarmış birine "ukala" dersin? | Open Subtitles | هل تجرؤ على وصفي بالمنافق بعدما أنقذتك من ذلك العرض الثانوي الذي تسميه برنامج إذاعة ؟ |
| Bize dediğine göre, o sesler hayatını kurtarmış. | Open Subtitles | عندما تعافى، قال أن الأصوات هي من أنقذته. |
| Rus hapishanesinden seni kurtarmış olmam bana bir şeyler borçlu olduğun anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | أتعلمين، إنقاذك من الحبس الروسى لا يعنى أنك مدينة لي بشئ |