Sonra, Kuzenimi okula götürdüğümde dadı olarak görülüyordum. | TED | وفي وقت لاحق، عندما أخذت ابن عمي إلى المدرسة، كان يتم عادة اصطحابي لمربية الأطفال. |
Kuzenimi görmeye gitmiştim. Almanya'da yaşıyor. | Open Subtitles | لقد كنت أودع ابن عمي أنه يعيش في ألمانيا |
Efendi Kuzenimi tanırım ben. Buldu mu götürür. | Open Subtitles | ،أنا أعرف ابن عمي النظيف وهو يستولي على أي شئ بوسعه الحصول عليه |
Zamanımın çoğunu Kuzenimi düşünerek ve eski mafya filmleri izleyerek geçirdim. | Open Subtitles | بقيت مستيقظا معظم الوقت أفكر في قريبي وأشاهد أفلام العصابات القديمة |
Nedir bu? Ben işteyken, Kuzenimi suç ortağı yapmaya çalışıyorsunuz? | Open Subtitles | بينما أنا أعمل تقومين بتوريط قريبي في جريمة؟ |
Kimsenin, hiçbir pisligin Kuzenimi sikmesine izin vermem. | Open Subtitles | فلم أرد لأي من هؤلاء الأوغاد أن يضاجعوا قريبتي |
Küçük bir aile meselesi. Kuzenimi aldıktan hemen sonra gidecem. | Open Subtitles | أمرًا عائليًا, بخصوص إبن عمي سآخذه وينتهي الأمر |
Öyle yapmak zorundayız. Italian Vogue yüzünden bir Kuzenimi kaybettim. | Open Subtitles | يجب أن نفعل , خسرت ابن عمي بسبب مجلة فوغ إيطالية |
Benim için normal olan polisin evimize dalıp 12 yaşındaki Kuzenimi sürükleyerek dışarı çıkarıp bir direğe bağlamasıydı. | Open Subtitles | الطبيعي هو رؤية الشرطة تقتحم منزلي تسحب ابن عمي ذو الـ 12 عام وتربطه في عمود |
Kuzenimi hapisten çıkaracaksınız. Bizde su yerine başka şeyler içebiliriz. | Open Subtitles | أخرجوا ابن عمي من السجن وسوف نحتفل بالشراب هنا بدل الماء |
Benimle hiçbir zaman aynı anda aynı odada olamayacak olan ikiz Kuzenimi diyorsun. | Open Subtitles | أعلم ، أنت تقصد ابن عمي التوأم الذي لا يكون أبداً في نفس الغرفة معي في نفس الوقت |
Geçen yıl Paskalya Ayaklanmasında bir Kuzenimi kaybettim. | Open Subtitles | لقد فقدت ابن عمي في عيد الفصح العام الماضي |
Kuzenimi buraya getirdin ver sonra görevini tehlikeye atarak, vurdun onu. | Open Subtitles | هل جلبت ابن عمي هنا واطلقت عليه النار وانتهت مهمتك |
Ama Kuzenimi öldürdüklerinde onları geberteceğimi biliyordum. | Open Subtitles | لكن حين قتلوا قريبي كنت متأكدا انني سأقتلهم |
Geçen yıl Kuzenimi vergi kaçakçılığı için savunmuştun. | Open Subtitles | دافعتَ عن قريبي السَنَة الماضية للتهرب من الضريبة نعم. |
Ama bu eski patronumu, jinekologumu ve uzaktan Kuzenimi durdurmadı. | Open Subtitles | لكن هذا لم يوقف رئيسي السابق، طبيبي النسـائي، قريبي. |
Ben de kuzen olayini sey olarak kullandim. Kisacasi baska birinin Kuzenimi sikmesine izin vermem. | Open Subtitles | لن أسمح لشخص آخر أن يضاجع قريبتي إذا كان هناك من سيضاجع قريبتي فسيكون أنا.. |
Kimsenin, hicbir pisligin Kuzenimi sikmesine izin vermem. | Open Subtitles | فلم أرد لأي من هؤلاء الأوغاد أن يضاجعوا قريبتي |
Peki ama hain, niçin öldürdün Kuzenimi? | Open Subtitles | لكن لماذا عساك قتلت إبن عمي أيها الشرير؟ |
Aptal Kuzenimi buradaki en düzgün adama asılırken izliyorum. | Open Subtitles | إنني أشاهد إبن عمي الغبي وهو يحاول أن يصطدم بهذا الرجل المستقيم |
Kuzenimi arıyor olmanız gerekmez mi? | Open Subtitles | الا يجب عليكم ان تبحثوا عن ابنة عمي الآن؟ |
- Gelebildiğine sevindim. - Hayatta kaçırmazdım, hayatım. Yardım etsin diye Kuzenimi bile getirdim. | Open Subtitles | مسرورٌ لرؤيتك، فلقد افتقدتك عزيزتيّ طلبت من ابن عمّي مساعدتي لإيجادكِ |
Kuzenimi bekletmem çok saygısızlık olur. | Open Subtitles | سيكون شىءً فظ أن أجعل أبنة عمي تنتظر |
Galiba hem İskoçya'yı hem de Kuzenimi kurtarmanın bir yolunu buldum. | Open Subtitles | اعتقد اني وجدت طريقة لنقاذهما سكوتلاندا وقريبتي |
"Lütfen kardeşimi öldürmeyin, yavrumu, küçük Kuzenimi!" | Open Subtitles | " رجاء لا تقتل أخى ، طفلى الرضيع الصغير ، إبن عمى الفطرى "َ |
Şuan da, o ekranları alamam ama, yarın arabayla Kuzenimi yollarım, gelir alır onları. | Open Subtitles | أنا لن أقدر على رفع كل هذه الشاشات لكني سأرسل أبن عمي غداً مع الشاحنة البيضاء، هو يستطيع أن ينقلهم |
Kuzenimi ararım. | Open Subtitles | لا أريده أن يعيش في الشارع، فقط لأنّ أخته الكبرى فاشلة سأتصل بقريبي |