O yüzden ben derim ki, önce buraya yerleşelim, sonra da benim laboratuvarım buraya gelebilir. | Open Subtitles | لذا أقترح أن نعدّ أُهبتنا هنا ثمّ يمكن أن ينتصب معملي هنا. أخيرًا، إجازة لسرقة أيما نريد. |
Benim laboratuvarım, benim dikkatsizliğim. | Open Subtitles | إنه معملي وإشرافي |
laboratuvarım bunu onayladı. | Open Subtitles | معملي قام بفحصها |
laboratuvarım bunu ilk fark ettiğinde, insan dışındaki primatları araştırıyorduk. | TED | أخذ مختبري هذا الانطباع عندما كنا ندرس الرئيسيات غير البشرية. |
laboratuvarım beyni bir büyük veri problemine dönüştürmeye çalışan teknolojiler geliştiriyor. | TED | يطورُ مختبري التقنيات التي تحاول تحويل الدماغ إلى قضية بيانات ضخمة. |
Burası benim laboratuvarım. | Open Subtitles | هذا مُختبري. |
laboratuvarım da var, kaynaklarım da var. | Open Subtitles | لدي معملي, ومصادري |
Senin sağ salim dönmen, benim yeni laboratuvarım. | Open Subtitles | عودتِك الآمنة، معملي الجديد |
– Ne de olsa bu benim laboratuvarım. | Open Subtitles | هذا معملي بعد كل هذا |
Evet, laboratuvarım. | Open Subtitles | أجل، معملي |
laboratuvarım şurada. | Open Subtitles | معملي هناك. |
Size şunu söyleyeyim, bu laboratuvarım için çok duygusal bir andı | TED | بإمكاني أن أخبركم أنها كانت لحظة عاطفية في مختبري. |
Benim laboratuvarım kulak üretim tesisi değil. | TED | إنتبهوا، مختبري لا ينتمي إلى مجال تصينع الآذان. |
laboratuvarım ilk olarak daha çok işletme ve hükûmet rotasına odaklanmış durumda. çünkü gerçekte blok zinciri karmaşık bir teknoloji. | TED | مختبري يركز جدًا على الإتجاه نحو الشركات والحكومات أولاً، لأن في الواقع، قواعد البيانات المتسلسلة هي تكنولوجيا معقدة. |