Aslında benim konum, mümkün olduğu kadar çok insanla paylaşırsam işe yarar. | TED | في الواقع، تنجح مؤامرتي فقط إذا شاركتها مع أكبر عدد ممكن من الأشخاص. |
Zamanın çoğu kaptanı güvertenin altına mümkün olduğu kadar çok işçi sıkıştıran "sıkı paketçi"ydi. | TED | وكانت السفن حينها تعتمد مبدأ التعبئة الضيقة فهدفهم نقل أكبر عدد ممكن من الرجال أسفل سطح السفينة |
mümkün olduğu kadar çabuk evdeki herkesi dışarı çıkarmanızı istiyorum. | Open Subtitles | أ آنتي بحاجه لإخراج الجميع من البيت بآسرع وقت ممكن |
mümkün olduğu kadar çok gürültü yap. | Open Subtitles | افعل الكثير من الضوضاء علي قدر ما تستطيع |
Bu alevi mümkün olduğu kadar yaprağın kenarlarına ulaşmaktan alıkoymanı istiyorum. Üstat ! | Open Subtitles | من ان تصل الى حواف هذه الورقة قدر المستطاع |
Harika. Çok teşekkür ederim. mümkün olduğu kadar çabuk olacağım orada. | Open Subtitles | عظيم – شكرا لك كثيرا سوف أكون هناك بأسرع ما يمكن |
İstediğimiz gelecek için bir hedef, küresel ısınmayı tersine çevirmenin mümkün olduğu bir gelecek. | TED | إنه هدف للمستقبل الذي نريده، مستقبل يصبح ممكنًا فيه عكس عملية الاحتباس الحراري. |
Ben mümkün olduğu kadar sık, özgür ve olabildiğince yoğun sekse inanıyorum. | Open Subtitles | انا اؤمن بالعلاقات الجنسية فى كثير من الاحيان كحرية كما هو مكثف كما هو ممكن |
Nefret ve şiddeti önlemek istiyorsanız mümkün olduğu kadar çok sayıda insanla mümkün olduğu kadar uzun süre konuşmamız lazım, ayrıca şeffaf bir tutum sergileyerek. | TED | إذا أردنا منع الكراهية والعنف، علينا التحدث مع أكبر قدر ممكن من الناس لأطول مدة ممكنة منفتحين على الناس بقدر الإمكان. |
Bu şirketlerin gizliliğimizi korumak için çok az sebebi var, çünkü iş modelleri bizim her şeyi mümkün olduğu kadar çok insanla paylaşmamıza dayalı. | TED | فهذه الشركات لديها حافز صغير جداً لتساعد على حماية خصوصيتنا لأن نماذج عملها تعتمد على مشاركتنا لكل شيء مع أكبر عدد ممكن من الأشخاص. |
Yani bugünkü gibi konuşmalar, röportajlar, toplantılar boyunca amacımız takıma mümkün olduğu kadar çok insanı katmak. | TED | لذا وعبر خطابات كهذه اليوم وعبر المقابلات واللقاءات سنجيش اكبر عدد ممكن من الناس في الفريق |
Bu boşluğu mümkün olduğu kadar çabuk kapatmaya çalıştığınızı biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أنّكَ ستحاول إغلاق تلك الفجوة، بأسرع وقت ممكن |
Dufton'dan mümkün olduğu kadar çabuk ayrılmayı istemenize şaşırmadım. | Open Subtitles | أنا لست متفاجئا بكونك تريد أن تغادر دوفتون بأسرع وقت ممكن |
Tamam biliyorum. Üzgünüm. Bunu sana mümkün olduğu kadar çabuk söylemeliyim. | Open Subtitles | نعم ، أنا أعرف ، لقد أردت فقط أن أقول لك هذا بأسرع وقت ممكن |
Kiliseden çık ve mümkün olduğu kadar çok insanı tahliye et. | Open Subtitles | أخرج من الكنيسة وأخلى المكان من الناس بقدر ما تستطيع |
mümkün olduğu kadar tek başına hareket etmesini sağlayın. | Open Subtitles | حاولا أن تستحثاها على الحركة من دون مساعدة قدر المستطاع. |
Ne yazık ki ailevi durumlar yüzünden mümkün olduğu kadar çabuk işe girmem gerekiyordu. | TED | على أية حال، بسبب ظروف العائلة، أنا أيضاً بحاجة أن أبدأ العمل بأسرع ما يمكن. |
Onun için, bu evin sadece görüntüsünün prensi oraya getirecek yeterlilikte olması düşüncesi mümkün olduğu anlamına geliyordu. | TED | بالنسبة له، فكرة أن مجرد صورة لهذا المنزل كانت كافية لجلب برنس هناك عنت أن ذلك كان ممكنًا. |
Ve burada bulunan çoğu kimse Macromedia ve Microsoft'un başları, ve bir şekilde benim derdim: Bence yazılımın insanları zorlayan ve bilgisayarda neyin mümkün olduğu hakkında düşündükleri yolu sınırlayan homejen bir güç var. | TED | وكثير منكم أنتم هناك هم رؤساء ماكروميديا ، ومايكروسوفت ، وبطريقة أولئك يمهدون الطريق لي : اعتقد ان هناك قوة عظيمة متجانسة أن البرامج تُفرض على الناس وتحد من طريقة تفكيرهم حول ما هو ممكن على الكمبيوتر. |
Akıntıya mümkün olduğu kadar yaklaşması gerek. | Open Subtitles | يتحتم عليه الإقتراب من دفق الفتات البركانيّ لأقرب مسافة ممكنة. |
Elbette, ama ben mümkün olduğu kadar çok öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | بالطبع هى كذلك لكننى أرغب بالتعرف عليك قدر ما أستطيع |
Aslında, bu genel olarak bilim kurgu olarak görülürdü ama artık dünya, bunu yapmanın mümkün olduğu bir yer haline geldi. | TED | حسناً ، في العادة كان هذا يعتبر من الخيال العلمي ، ولكننا الآن أصبحنا في عالمٍ حيث يكون ذلك ممكناً. |