Çünkü birden Mısır da benim denizim Maine'de bulunan küçük denizden Nil nehrin yanında 1300 km uzunluğuna büyüdü, | TED | لأن في مصر فجأة قد كبر شاطئي من شاطئ صغير في ماين لما طوله ثمانمئة ميل بجوار نهر النيل، |
İnkarcılık. Sadece Mısır'daki bir nehir değil. Muazzam bir okyanus. | Open Subtitles | النكران , ليس مجرد نهر في مصر بل محيط هائج |
Eğer Mısır, hukuk kurallarına dayanan bir toplum kurmayı başarabilirse bir model olabilir. | TED | إذا قُدّر لمصر النجاح في بناء مجتمع ينبني على حكم القانون، يمكن أن تكون نموذجا. |
Mısır'da devam eden arkeolojik bir projem daha var. | TED | ولديّ أيضاً مشروع عن الأثار قيد التنفيذ فى مصر |
Bu yüzden mi benim krallığım yerine Mısır'lılara katılmanın, daha güvenli olduğunu düşündünüz.? | Open Subtitles | ألهذا ظننتم أنه من الأمان الإنضمام إلى القوات المصرية فى غزو مملكتى ؟ |
Bir sene turizmci olarak çalıştım Meksika'da. Bir sene de Mısır'da. | TED | وعملت بالسياحة لمدة عام بالمكسيك ولمدة عام بمصر |
Burada "Anubis, Mısır ölüler Tanrı'sının Mezarı" yazıyor. | Open Subtitles | يعععععععععععع مقبره أنوبس ملك الموت عند المصريين |
- Tüm Mısır'ı durmadan arıyor musun? | Open Subtitles | هل أنت إنسان ألي للإتصال ب(مصر) كلها؟ |
Aslında, o eski Mısır için tüm yolu geri gider. | Open Subtitles | في الواقع ، لقد ذهبوا كل الطرق إلى مصر القديمة |
Fakat bu orta kısımda, 20 ila 45 yaş arası, Botsvana' da ölüm oranları Mısır'dan çok çok çok çok yüksek. | TED | ولكن في متوسط العمر بين سن الـ 20 و الـ 40 نجد أن معدل الوفيات في بتسوانا أكثر بكثير من مصر |
Ama eski Mısır'da yüzme ve güreş gibi balık tutmaya da ödül verilirdi. | Open Subtitles | لكن الأحداث الرياضية في مصر القديمة تشمل صيد الأسماك كذلك السباحة و المصارعة |
Heyneyse, beni ilgilendirdiği kadarıyla Mısır'da çok genç yaşta evleniyorlar. | Open Subtitles | في الحقيقة ما يعنيني انهم يتزوجون صغارا في مصر القديمة |
Ve Mısır içinde iki lejyon daha onu imparator ilan etti. | Open Subtitles | و أقر فيلقان من الفيالق المتمركزة في مصر بأن كاسيوس امبراطور |
Sen Mısır Prensi'yken beni kollarına aldın. | Open Subtitles | عندما كنت أميرا لمصر كنت تأخذنى بين ذراعيك |
Sen Mısır prensiyken beni kollarına aldın. | Open Subtitles | عندما كنت أميرا لمصر كنت تأخذنى بين ذراعيك |
Mısır'ı benim yanımda idare edecek, kocam olacak, tek adam sensin. | Open Subtitles | الرجل الوحيد فى مصر الذى يناسبنى كزوج و يحكم بجانبى |
Mısır'ın kanunlarına göre, Firavun'u toprağa verdiğinizde bedeni mezarın içine yerleştirildiğinde, onun olan her şeyi miras olarak devralacaksınız. | Open Subtitles | وفقآ للقوانين فى مصر, عندما يتم دفن الفرعون... عندما يرقد جثمانه فى... المقبرة, سوف ترثى كل ما كان له. |
Yaklaşık olarak ilk Mısır piramidinden 3 kat daha yaşlılar. | Open Subtitles | لأنها تعود في التاريخ ثلاثة اضعاف عمر الأهرامات المصرية الأولى. |
Mısır'daki ilk günümde Mendes adında Kuzeydoğu Mısır Deltasında 4.200 yıl öncesinden kalma bir mezarlıkta çalıştım. | TED | في أول أيامي في مصر، عملت في موقع في شمال شرق الدلتا بمصر يدعى منديس، ويرجع تاريخه إلى 4200 سنة في الماضي، في مقبرة. |
Onun adı Anubis, Mısır'ın ölüler tanrısı. | Open Subtitles | يدعى انوبيس ملك الموت عند المصريين القدماء |
Antik Mısır'dan, Roma'dan Küçük Asya'ya, Doğu Hindistan'a ve Orta Afrika'ya kadar. | Open Subtitles | من مصر القديمة.. روما في كافة أنحاء آسيا الصغرى جزر الهند الشرقية.. |
Bırak onları Mısır'a, güvende olacakları arkadaşlarımın yanına götüreyim. | Open Subtitles | دعني آخذهم إلى مصر حيث سيكونوا بأمان وسط أصدقائي |
Manzaraya bakacak olursanız, Mısır, son 30 yıldır, bir düşüşteydi. Yokuş aşağı gidiyordu. | TED | لو نظرنا لوضع مصر في الثلاثين عاما الماضية فسنجد أن الوضع من سيء لأسوأ |
Kapadokya, Suriye ve Mısır'da isyan eden her şehirden, beş bin kişi alınacak ve çarmıha gerilecek. | Open Subtitles | لكل مدينة متمردة كابادوسيا و سوريا و مصر يجب القبض على خمسة آلاف شخص لكى يصلبوا |
Ama hala kendime gelemedim. Daha 24 saat önce bir Mısır mezarındaydım. | Open Subtitles | أنا ما زِلت لا أَستطيع تجاوز حقيقة أن 24 ساعة مضت حين كنتُ في مقبرِة مصرية |
Bana Mısır'da her zaman hoş karşılanacağımın güvencesi verilmişti. | Open Subtitles | كان يلقاني دائماً بالترحاب |