| 10 senedir bu mağaza açık ve ilk kez hafta içi kapalıyız. | Open Subtitles | ما سبق وأغلقنا في أيّام العمل منذ افتتاح المتجر قبل 10 أعوام. |
| Çoraplarımı aldığım mağaza bana çorapları iade edebileceğimi ve hiçbir soru sormayacaklarını söylüyor. | TED | المتجر الذي أشتري منه جواربي يقول أنّه مستعد لاستعادتها، و لا يطرحون عليك أيّ أسئلة. |
| Zıt duyguların ani bir iç fırtınasındayım. Öfke ve aşağılanmanın birleşimiyle terler içinde kalıyorum. Sanki bütün mağaza bana bakıyormuş gibi hissediyorum, | TED | أتصبب عرقاً ناتجاً عن الغضب والشعور بالإذلال، أشعر بأن كل المتجر يحدق بي، وفي نفس الوقت أشعر بأني خفية. |
| Hayır ama mağaza dijital kameralar kullanıyor. Ve kasetleri gönderdiler. | Open Subtitles | أجل، لكن المحل يستخدم أجهزة مُراقبة رقميّة، وأرسلوا الشرائط للتو. |
| Max, şehirde erkek kıyafetleri satan en iyi mağaza hangisi? | Open Subtitles | ماكس، ماهو أفضل محل للملابس الرجالية ؟ حسناً, فلنذهب إليه |
| Çok yoksullar için plastik atık kullanarak her şeyin satın alınabileceği dünyanın en büyük mağaza zinciriyiz. | TED | نحن أكبر سلسلة متاجر في العالم تخدم الفقراء للغاية، حيث يمكن شراء أي شيء في المتجر مقابل المخلفات البلاستيكية. |
| Burası en çok kâr getiren 3. mağaza. | Open Subtitles | هذا المتجر يأتي بالمرتبة الثالثة بالأرباح |
| - Burası en kârlı 4. mağaza. | Open Subtitles | يُصنف هذا المتجر بالمرتبة الرابعة في المبيعات |
| Geçen hafta eşi ölen mağaza sahibini duydun mu? | Open Subtitles | سمعت ذلك ماتت زوجة مالك المتجر بالإسبوع الماضي؟ |
| Orada birşey yok, sadece yerle bir olmuş bir mağaza. Neden bana inanmıyorsun? | Open Subtitles | إنه حطام المتجر المحترق لماذا لا تصدقيني ؟ |
| Eskiden Uzakdoğu'dan gelen nadir eşyaların olduğu bu ilginç mağaza Daniel Clamp'ın tarzıyla geleceğe adım atıyor. | Open Subtitles | هذا المتجر الصغير الغريب الذي كان ذات مرة مليئا ببضائع شرقيه نادرة ينتقل الان نحو المستقبل وفقا لأسلوب دانيال كلامب |
| mağaza işi iyi gitmezse, diğer yakaya geçeceğim. | Open Subtitles | إن لم يعمـل المتجر جيداً، سأعبر إلى الجانب المقابل. |
| Torunumla mağaza açamadık, anlatmıştım. | Open Subtitles | لم أستطع فتح المتجر مع حفيدي، كما أخبرتك. |
| mağaza iş için açık ama panjurlar kapalı. | Open Subtitles | هذا المحل مفتوح للعمل ولكن الستائر مغلقة |
| Tahmin edeyim. Sen bunu mağaza müdürünün yaptığını düşünüyorsun.... | Open Subtitles | لذا دعني اخمن ، تعتقد ان مدير المحل فعل ذلك |
| 44 ve üstü beden giyen kadınlar için bir mağaza. | Open Subtitles | إنه محل ملابس للنساء يبيع مقاسات 16 و ما فوق. |
| "Macy's", Amerika'nın en büyük mağaza zincirlerinden biri, ...bu gerçekleşmezse, seni, kendimi ve muhtemelen ailemi de hayal kırıklığına uğratmış olacağım. | Open Subtitles | مايسي هي أكبرسلسلة قطاعات المحلات في أمريكا وإذا لم ننجح عندها سأكون قد خذلتك وخذلت نفسي وأنا بطرية ما خذلت أهلي |
| Satış rolü gibi kültürel rolü de olan yeni bir tür mağaza istedi -- yeni bir tane -- | TED | لقد كان يبحث عن نوع جديد من المتاجر .. عن متجر جديد .. متجر لديه دور ثقافي إضافة إلى دوره البيعي |
| -Terapistimin bürosunun yanında harika bir mağaza var. Eski moda muhteşem giysiler satılıyor. | Open Subtitles | هناك مخزن قُرْب مكتبِ معالجِي الذي لَهُ أفضل الملابسِ الممتازةِ. |
| Demek istediğim şu ki bir mağaza dolusu müşteriyi mutlu etmek göründüğünden zordur. | Open Subtitles | كل ما أقوله هو أن إبقاء متجراً مليء بالزبائن السعداء أصعب مما يبدو. |
| Çileklerimize taze krema bulabilmek için üç mağaza dolaşmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | إضطررتُ للذهاب لثلاث محلات لإيجاد كريمة طازجة للفراولة الخاصّة بنا |
| Ulusal bir zincirin... mağaza müdürü değil miydin? | Open Subtitles | لقد كنتِ المديرة لمتجر يتبع أكبر سلسلة وطنية لتطوير المنزل, ألم تكونِ كذلك؟ |
| Apartmanın karşısındaki mağaza dükkanından bir müşteri 911'i aradı ve yarısı yanmış saçlarımla merdivenlerden aşağıya inip anneme olayı anlattım. | TED | أحد الزبائن من متجر مقابل للمبنى إتصل على 911 فهرعت جرياً إلى الأسفل لكي أخبر أني و بنصف شعر محروق |
| mağaza çekiliş ödülü olayı için, ona dava aç. | Open Subtitles | قاضه بما يتعلق بالحدث الخاص بالمتجر الشامل |
| Ve sonra şirket Çin'de bir mağaza açtı. | Open Subtitles | لذلك فتحت شركة محلا لها في صين |
| 6 spor malzemeleri mağaza zinciri... 4 restoran ve 10 kuru temizleme dükkânım var. | Open Subtitles | إنني أمتلك سلسلة متميزة من ستة مخازن رياضية أربعة مطاعم ، عشرة مراكز للتنظيم الجاف |
| RB:Evet.Los Angeles'taki büyük mağaza açılışıydı galiba. | TED | ر ب: نعم. كنا نطلق متجرنا العملاق فى لوس أنجيليس على ما أتذكر. |