Orada durmuş bekliyordu... herhangi bişi sormadan yada merhamet beklemeksizin. | Open Subtitles | كان واقفاً هناك في انتظار لم يسأل أو يتوقع الرحمة |
Şeyh o an mutlaka öleceğini anlamıştı, merhamet dilemeye bile hakkı olmadan | Open Subtitles | الشيخ علم انه سوف يموت بالتأكيد دون حتى الحق فى طلب الرحمة |
Sadece Tanrıya yakarabilirim merhamet etmesi ve bizi koruması için. | Open Subtitles | ولا يسعني الا ان نصلي الى السماوات لأنال الرحمة وليحمينا |
Şok olmuştum fakat bana söylediği şeyi düşündüğümde annem için müthiş bir merhamet ve sevgi hissiyle doldum ama bununla ilgili yapabileceğim hiçbir şey yoktu. | TED | صُدمت ، لكن حين فكرت فيما قالته لي ، مُلئت بكم كبير من الشفقة والحب تجاه والدتي، إلا أنه لايمكنني فعل إي شي حيال الأمر |
Bir erkek kaplandaki sütten daha fazla merhamet yok içinde. | Open Subtitles | لا يوجد به رحمة أكثر مما يوجد حليب بنمر ذكر |
Yararlılığı yaşamından daha kısa olan bir adama merhamet etmem. | Open Subtitles | ليس لدى أى شفقة على من اصبحت حياتهم بلا فائدة |
Sana bir kez merhamet gösterdim ve dostumun hayatını mahvettin. | Open Subtitles | لقد أظهرت لك الرحمة من وقد دمر هذا حياة صديقي |
Ben durdurulamayan biriydim. merhamet nedir bilmezdim. Hep peşlerinden giderdim! | Open Subtitles | لم أكن غبيا لم أظهر الرحمة لقد سعيت قدما دائما |
Kat'î sonuçlu dövüşler olacak. Beraberlik yok. merhamet göstermek yok. | Open Subtitles | ستكون المباريات بلا أجل محدد، بدون انسحاب، بدون اظهار الرحمة |
Ama şunu bil ki bu arkadaşlarına merhamet etmek olur. | Open Subtitles | لكن عليك ان تدرك هذا يعطي اصدقائك نوعاً من الرحمة |
merhamet bir yalan, kendilerini güçlü hissettiren zayıfların bir aldatmacası. | Open Subtitles | الرحمة هى كذبة , تضليل الضعيف لان يعتقدوا انفسهم اقوياء |
Yaptığın onca şeyden sonra sana merhamet göstermemizi mi bekliyorsun? | Open Subtitles | .أتتوقع منا أن لك الرحمة بعد كلّ قُمت به ؟ |
- Hemen ortaya çıkarsan belki sana merhamet ederim şapşal köfte! | Open Subtitles | لو خرجت الآن، أيها الأحمق الجبان، ربما سأظهر لك بعض الرحمة. |
Ayı ağaca bağlanmış çaresiz bir kurban ve Birleşik Devletler başkanı ona merhamet etmeyi seçiyor. | TED | الدب ضحية عاجز مربوط بشجرة ورئيس الولايات المتحدة قرران يريها بعد الرحمة. |
Bu deniz yaratıklarına gösterdiğin merhamet takdire değer bir özellik olduğunu kanıtladı. | Open Subtitles | لقد برهنت لى بأن الشفقة على هذه الكائنات البحرية هى افضل السمات |
Kocam birlikte olduğumuzu öğrenirse tereddüt ve merhamet göstermeden ikimizi de öldürür. | Open Subtitles | إذا إكتشف زوجي أننا كنا معًا سيقتل كلانا دون تردد أو رحمة. |
Yüreklerinizde biraz merhamet varsa bizimle birleşin ve bu kavgaya son verin. | Open Subtitles | لو كان لديكم أي شفقة في قلوبكم إذاً سوف تقابلونا وتوقفون القتال |
Yani o kadar yıllık geçmişlerine rağmen Roku, Sozin'e merhamet göstermişken bile Sozin ona bu şekilde ihanet mi etmiş? | Open Subtitles | أتعني بعد كل ما خاضه روكو و سوزن معاً حتى بعد أن أراه روكو الرحمه, سوزن خانه بهذه البساطه ؟ |
merhamet hakkındaki diğer şey ise sinirsel bütünleşme denen özelliği arttırmasıdır. | TED | وهناك شيء آخر عن التعاطف انه فعلاً يحفز ويقوي التكامل العصبي |
Yani, merhamet dilemek, rüşvet teklif etmek ve cinsel hediyeler gibi mi? | Open Subtitles | أتعني الرجاء للرحمة و عرض الرشاوي و الخدمات الجنسية؟ و ما شابه؟ |
Tanrım, merhamet göster. İşte kadınlar böyle çaresizleşiyor. | Open Subtitles | الرّب عنده رحمه هذا السبب الذي يجعل النساء ملخبطات |
Cömertliğini takdir etmeyenlere bile gösterdiğin merhamet için şükranlarımızı sunuyoruz. | Open Subtitles | وشكراً لكونك رحيماً حتى إلى هؤلاء الذين لا يقدرون كرمك |
Bize merhamet ve şefkat göstermesi için evrensel ruha hitap ediyorum. | Open Subtitles | إني أبتهل إليك أيها الروح الكونية, أن ترينا رحمتك, و شفقتك |
Başı dertte olan herkese merhamet et ey Tanrım. | Open Subtitles | كن رحيم يا الله بأولئك الذين في أيّ مشكلة |
Şanslısın, sana merhamet gösterdim, yoksa seni içeri tıkardım. | Open Subtitles | من حسن حظك أنني أشفق عليك و إلا كنت فعلتها بنفسي |
Hayır, bu merhametli bir davranış olurdu ve içimde hiç merhamet yok benim. | Open Subtitles | كلاّ، هذا سيكون رحيماً لك و أنا لا أريد ان أشعر بالرحمة إتجاهك |
Sizden biraz olsun merhamet görene kadar buradan gideceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | مش هاقدر أمشي قبل ما أحس بشوية تعاطف من ناحيتك |
Trende o herifleri karşısına alan adam için merhamet. | Open Subtitles | إنها رأفة بالرجل الذي وقف لهؤلاء الأشخاص على القطار |