Kırmızı Minibüsün yanında iki tane var. | Open Subtitles | لدينا إثنين هنا هناك عند السيارة الفان الحمراء إذهب أنت لهذا الإتجاه، وأنا هذا الاتجاه، ونلتقى هنا |
Yakalanmasını istiyorsak, onu bu Minibüsün arkasına sokmalıyız. | Open Subtitles | إن كنا نريد أن يتم القبض عليه فنحن بحاجة أن نضعه خلف مقود سيارة الفان هذة |
Şimdi bak, güvenliğin dediğine göre, Minibüsün hastaneyi terk etmemiş, çöpün nereye gittiğini öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | رجل الأمن يقول أن شاحنتك لم تغادر المبنى لذا أين كل القمامة تختفي؟ |
Sen öğle yemeğindeyken, Minibüsün çalınmıştı. | Open Subtitles | إسمع ، لقد سُرقت شاحنتك حينما ذهبت للغداء |
Hayır, Grace. Küçük bir kızı Minibüsün altında kalmaktan kurtarmasını sevmişler. | Open Subtitles | كلا يا (غريس)، لقد أحبوا الحقيقة التي أنقذ الفتاة الصغيرة من دهس الشاحنة. |
Sizin için kolay tabii, rahat, şık bir Minibüsün içinde,... .abur cuburlarınız atıştırıp rahatınıza bakıyorsunuz. | Open Subtitles | أنه سهل بالنسبة لكم يا رجال كل الأشياء الجميلة والدافئة في شاحنتكم تأكلون المعجنات وتقلمون أظافركم |
Belki Minibüsün sahipleri nasıl olduğunu biliyordur. | Open Subtitles | ربما يملكُـ مالِكَـ الشاحنةُ فكرةٍ عن هذا |
Minibüsün görüş alanında. | Open Subtitles | إنه يرى الشاحنة الآن |
Ancak minibüsünü bahçeye çektiği onca yıldan sonra bile o adamın düzenli aralıklarla Minibüsün yanına gelip neden bağırıp durduğunu hâlâ kibarlık edip sormuyorum. | Open Subtitles | لكن بالرغم من مرور سنوات منذ أن قادت شاحنتها إلى الحديقة فإنّني لا أزال مهذّبا جدًا، ولم أسألها من تكون ناهيكَ عمّا يريده هذا الرجل الذي يتجسّد في فترات منتظمة |
Dinle, çük kafalı, bir daha seni gördüğümde, lanet bir Minibüsün olursa senin için iyi olur, yoksa keskin bir telle yumurtalarını uçururum. | Open Subtitles | اسمع أيها المعتوه , في المرة القادمة التي سآراك فيها من الأفضل أن يكون الفان معك و إلا فسأربط خصيتيك بأسلاك شائكة |
Minibüsün insanlara yardım amaçlı kullanılması gerekiyor. | Open Subtitles | من المفترض أن تستخدم سيارة الفان المساعدة الناس المحتاجين |
Atıcı kurbanla birlikte Minibüsün içindeydi büyük olasılıkla yolcu koltuğunda. | Open Subtitles | مطلق النار كان في الفان بصحبة الضحية على الأرجح في مقعد الراكب. |
Minibüsün bulunduğu yerleri belirlemekte nasıl yardımı olacak bilmiyorum. | Open Subtitles | لا اعلم كيف تقوم بمساعدتنا في تحديد أين كانت الفان |
Birincisi, bu senin Minibüsün mü ve başkası da gelecek mi? | Open Subtitles | حسنُ، أولاً، هل هذه شاحنتك أم سيأتي شخص آخر؟ |
Minibüsün anahtarını ver. | Open Subtitles | اللعنة ، أعطني مفتاح شاحنتك |
Şuç mahalinde Minibüsün görülmüş. | Open Subtitles | لدينا شاحنتك في مسرح الجريمة. |
Minibüsün yolu kapatıyor. | Open Subtitles | شاحنتك تُغلق الطريق. |
Goodsell'in fotoğraflarındaki Minibüsün aynısı. | Open Subtitles | والآن إنَّها نفسُ الشاحنةُ الموجودةُ في صورِ "قودسيل" |
Minibüsün görüş alanında. | Open Subtitles | إنه يرى الشاحنة الآن |
Aynı sabah, saçları yıkanmış vaziyette minibüste uzanırken sosyal hizmet görevlisi ellerinde temiz kıyafetler, çarşaf ve merhemle bahçeye girip Minibüsün kapısını çalıyordu. | Open Subtitles | و هي مُستلقية في شاحنتها بشعرها المغسول ؛ في ذات الصّباح ذاك؛ تأتي الأخصّائية الإجتماعيّة تحمل معها ملابسَ كتّانية نظيفة، و مرهم . و تطرقُ على بابِ الشّاحنة |